24. Bölüm

11.1K 522 38
                                    


Güneşli bir güne gözlerimi açtığımda günümün bu güzel hava gibi güzel ve sorunsuz bir şekilde geçmesini diledim. Böylesi berrak aydınlık bir hava kimin içini huzurla doldurmazki bir an önce güne başlamak istiyordum öncelikle bir süre yatağımda kendime gelmeyi bekledikten sonra yatağımdan çıktım kendimi oldukça dinç hissediyordum ve bugünün tamamen böyle dinç ve enerji dolu geçmesini en içten dileklerimle tekrar diledikten sonra yatağımdan çıkıp banyonun yolunu tuttum içeri geçip bir güzelce elimi yüzümü yıkadım dişlerimi fırçaladım ve elimi yüzümü temiz bir havluyla kuruladıktan sonra direk mutfağa geçip çay suyu koydum su kaynaya dururken kahvaltılıkları masaya yerleştirip dolaptan iki domates ve salatalık çıkarttım onlarıda güzelcene yıkayıp doğradıktan sonra sofraya yerleştirdim. Çay suyu kaynamış mı diye kontrol ettim ama henüz kaynamamıştı her şeyide hazırladığıma göre su kaynayana kadar kıyafetlerimi ayarlaya bileceğimi düşünüp hızlı adımlarla odama geçtim dolabımın karşısına geçip havanın güzelliğine uygun kıyafet kombini oluşturmaya çalıştım ve evet koyu paçaları katlı kot pantolonum füme bluzum üzerinede krem ceketim bunlar iyi. Ceketimi aldığım askılığı yerine yerleştirirken eteklerim gözüme çarptı özlemiştim etek giymeyi havalar biraz daha ısınsada giysem artık eteklerimi. Melül melül eteklerime bakıp dolabımın kapısını kapattım ve tekrar odamdan çıkıp mutfağa geçtim bu sefer su kaynıyordu çayımıda demledikten sonra bizimkileri uyandırdım ve hep birlikte kahvaltı sofrasına geçtik.

Kahvaltıdan sonra üzerimi giyinip Cem'i servisine bindirdim, o okul yolunu tutarken bende eve geçip çantamı hazırladım nedense bir anda aklıma tarhana çorbası düştü ve canım çok çekti hızlı hızlı son hazırlıklarımıda yaptıktan sonra acele adımlarla babaannemin yanına geçtim

"Babaanne?"

"Efendim yavrum"

"Akşama tarhana çorbası yapsan içsek şöyle güzel güzel"

babaannem bana gülümseyip

"Olur tabi başka bir isteğin var mı kuzum?"

"Yok babaannem"

babaannem bana tebessümünden sunup tekrar örgüsüne kaldığı yerden devam etti

"Çıkıyorum ben babaannem"

"Tamam kuzum hayırlı işler sana"

babaanneme öpücük atıp evden çıktım bu aralar aklımda yeni araba alma düşüncesi vardı babamın aldığı arabanın zarar görmesini istemiyordum şöyle uygu bir fiyata bir şey alır işe gidip gelirdim babamın aldığı arabayıda arada kullanırdım mesela onları ziyarete gittiğimiz zaman kullanabilirdim.
  Düşüncelerimle birlikte İstanbul trafiğinden kurtulup şirketin otoparkına arabamı park ettim. Arabadan inip asansörlerin olduğu kısıma doğru ilerledim o esnada bir bayan asansörlerden birinden bir hışım inip bana doğru yürümeye başladı ve ne yalan söyleyeyim kadın oldukça sinirliydi ve yaşına rağmen sanırım 45 ve üstü bakımlı bir bayandı bana yaklaştıkça gözlerinde gördüğüm şey etrafındakileri yakıp kül etmeye yetecek kadar olan öfkesinden başka hiçbir şey değildi ve yanımdan  geçerken omzuma vurup bir özür bile dilemeden biraz ilerimizde olan siyah minibüs bir arabaya bindi o bindikten sonra takım elbiseli bir adam sanırım şöförüydü kapısını kapatıp şöför koltuğuna geçti ve hızla uzaklaştılar bu arada omzuma fena vurmuştu acıyordu çünkü. Arabanın gözden kaybolduğu yeri izlemeyi bir kenara bırakıp acıyan omzumu ovuşturarak asansörlerden birine binip kendi katıma çıktım.

Odamdan içeri girer girmez Azer beyle dün konuştuğumuz dosyaları son kez gözden geçirmeye başladım. Dosyaları ve evin yeni dekorasyon planını tek tek inceledikten sonra aslında pek bir şeyin kalmadığını gördüm ama yinede son kez mekana gidilip bir bakılmalıydı. İncelediğim dosyaları ve planı alıp Azer beyin odasının yolunu tuttum son olarak onunlada inceleyip duruma göre olur izni verilecekti. Azer beyin odasının bulunduğu kata çıkınca sekreterinin olduğu tarafa doğru yöneldim

GÜL RENGİWhere stories live. Discover now