13. Bölüm

11.5K 561 5
                                    





Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey,
Dünyanın en güzel sesinden
En güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık şarkı dinlemek değil,
Şarkı söylemek istiyorum.

der Nazım Hikmet sanırım bende artık kabullenmek istiyorum biliyorum olmayacak bir hayal ama kendi içimde dahi olsa bunu kabullenip öyle yoluma devam etmem gerek. Kabullenmediğim müddetçe kendimi son zamanlarda olduğu gibi boşlukta hissedeceğim. Buda beni ben olmaktan çıkarır, biliyorum yanlış duygular içerisindeyim ve biliyorum ki acınası durumdayım ama olmaz dediğimiz şeyler olmuyor mu zaten hep hayatta?

Benim Azer beye olan hislerimde öyle olmaz asla, ben böyle şeyler yaşamam, patron-çalışan ahlakına ters işte benim kurallarım bunlardı asla taviz vermeyeceğim kurallar gelin görünki asla dediğim kurallarım bir bir yıkıldı. Asla diye bir şey yokmuş öyle bir an gelirki yaşadığınız durumdan dolayı siz siz olmaktan bile çıkarsınız bu yüzdendir ki ben artık asla diye bir kelimeyi hayatımda barındırmama  kararı aldım. Şimdi de oturmuş duygularımın derecesini ve duygularım ile nasıl başa çıkabileceğimi düşünüyorum kara kara. Bu duruma nasıl geldiğimi soracak olursanızda aslında Şevvalden ayrıldığımdan beri böyleyim onların sevgisini aşkını görmek beni baya etkiledi ve ister istemezde kendi duygularımı sorgulamaya, anlamaya açıkcası nasıl yön vereceğimi bulmaya çalışıyorum. Doğruyu söylemek gerekirsede kafayı yiyecek durumdayım çünkü bir sonuca varamıyorum bir türlü ne duygularımdan vaz geçebiliyorum nede duygularımı açığa vurma düşüncesine cesaret edebiliyorum. Daha dogrusu Azer beyin gözünde öbür kızlar gibi görünmek istemiyorum bana o şekilde bakmasını kaldıramam çünkü defalarca şahit oldum Azer beyin o bakışlarına, iğrenme ve acıma. Bunları kaldıra bileceğimi zannetmiyorum açıkçası her neyse bir haftadır bunları düşünmekten kafayı yeme raddesine geldim. Kalkıp bir duş almalı ve proje için keşfe çıkmalıyım önce mekanı görmeli sonrada zarafeti konuşturmalıyım aslında çok işim varmış benim bir haftadır bedenen var ama ruhen hep Azer beyle olduğum için işlerimi baya aksatmış bulunmaktayım artık kolları sıvama zamanı sanırım hadi Dila iş beklemez. Yatağımdan kendimce sorun olan duygularıma herhangi bir çözüm bulamadan kalkmış olmanın verdiği kasvetle  banyoya adım attım.

*****

   Arabamı sağa çekip güvenli olduğunu düşündüğüm yere park ettikten sonra arabadan indim. Geri kalanını yürüyerek gitmek istiyorum çünkü proje için mekanı görmeye geldiğim mahalle aslında alışık olduğum bir yerdi - sokaklarda küçük çocukların koşuşturup oynadığı kaldırımlarında veyahut evlerin camlarında dedikoduya dalmış gelen geçen hakkında konuşan komşu teyzeler tabi olmazsa olmaz kendilerini mahallenin serserileri olarak tanıtan meşhur grup- bu gülümsememe neden olmuştu çünkü özlemiştim bu ortamı bende az çok büyüdüm böyle bir ortamda tabi babam işleri ilerletip biz taşınana kadar. İnsanların meraklı bakışlarının altında sokakta ilerlemeye devam ettim, üçüncü sokaktan dönünce çıkmaz sokağa girdim. Sokak etrafı duvarla sarılı anladığım kadarıyla büyük bahçesi olan üç katlı bir ev tarafından son buluyordu. Elimdeki telefondan mekanın konumuna baktığımda karşımdaki ev olduğunu gösteriyordu. Merakımdan dolayı hızlı adımlarla eve doğru yürüdüm.

   Mehmet

Seri adımlarla evin içinden geçip arka taraftaki müştemilata girdim mutfak bölümüne geçip duvarda asılı olan saati sola doğru biraz kaydırıp yerdeki üzeri lacivert ve beyaz renklerin hakim olduğu pike tarafından kamufle edilmiş gizli geçidin açılmasını sağladım tek kişinin geçebileceği kadar açıldıktan sonra içeri girdim ardımdan kapanması için düğmeye bastıktan sonra merdivenlerden inmeye başladım daha sonra sola dönüp beş adım yürüdükten sonra sağdaki kapıdan içeri girdim. İçeridekilere şöyle bir göz gezdirdiğimde bizim çocukların hemen hemen hepsinin burda olduğunu anladım sanırım bir tek Yusuf yoktu oda gizli görevdeydi zaten. Gizli görevlerimizi asla bilmezdik çünkü Azer abi kesinlikle yasaklamıştı ancak Azer abi görevin her ayrıntısını yakından takip ediyordu ki acil durumlarda yardım için gidebiliyorduk oda pek olmazdı bugüne kadar iki kere yaşadık bu durumu o yüzden rahattık hepimiz. Kimseyle göz göze gelmeden direkt Azer abinin odasının kapısını çaldım ve iznin gelmesini bekledim. Beklediğim gibi Azer abiden sert otoriter sesinden taviz vermeyen bir tonda "gir" komutunu duyunca içeriye girdim.

GÜL RENGİजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें