9. Bölüm

13.3K 609 5
                                    

Bazen öyle anlar gelir ki ölümü çok yakınınızda hissedersiniz buda tarifsiz bir korku getirir beraberinde korkuda panik yapmanızı ve böylece hataya düşmenizi sağlar...

Siz hiç bir anda hayatınıza girmiş daha tam olarak tanımadığınız birine karşı sonsuz güven hissettiniz mi? Ben hissettim yanımdaki adamı hiç tanımama rağmen ona karşı içimde o kadar büyük bir güven duygusu vardı ki ölümün kıyısında olmama rağmen bana bir "korkma" kelimesi bile yetti içten içe bu gecenin sabahına güvenli bir şekilde çıkacağımı anlamam için yetmişti bu kelime...

Etrafı sadece ay ışığı aydınlattığı için yavaş adımlarla kanepeye doğru yürüdüm ve tedirgin bir şekilde kanepeye oturdum. Azer beyde etrafı kontrol ediyordu. Bu soğukta nasıl dayanacağımızı düşünmeye başladım gerçekten çok mu soğuktu yoksa ben kendimi buna odakladığım için mi bu kadar üşüyordum? anlayamıyordum. Çünkü Azer bey hiç üşüyormuş gibi durmuyordu buda beynimin soğuğa odaklandığının bir göstergesiydi sanırım. Azer beye dikkat kesildiğimde bir süre etrafı kontrol edip taradıktan sonra

"Bekle burada bir kaç odun falan alıp gelicem" dedi şu durumda olmasaydık gerçekten korkmazdım yani arabamız bozulmuş yolda kalmış olsaydık daha mantıklı düşünebilirdim ama bu durumdayken bu pek mümkün olmuyordu. Tedirgin bir şekilde "Olmaz" diye sesimi biraz fazla yükselttim Azer beyde bu duruma kaşlarını çatarak karşılık verdi

"Yani bende geleyim size yardım ederim"dediğimde korkumu anlamış olmalı ki karşı çıkmadı sadece başını olumlu anlamda sallamakla yetindi. Birlikte dışarı çıkıp çalı çırpı bir şeyler toplayıp içeri geçtik bu süre zarfı boyunca ikimizde konuşmadık ben tedirgin olduğumdan dolayı sürekli etrafı kolaçan etmekten konuşmaya fırsat bulamazken Azer beyin neden konuşmadığını kestiremiyordum. O kadar olağan davranıyordu ki sanki her gün böyle şeyler yaşıyormuş gibi sakin ve rahattı. Sanki saldırıya uğramamışız öldürülmeye çalışılmamışız gibi rahat davranıyordu buda beni daha çok geriyordu. Bir insan hiç mi etkilenmez? Yahu az kalsın ölüyorduk adam hâlâ asaletinden ödün vermiyor.

İçeri geçtiğimizde Azer bey eski his tutmuş tenekeyi kanepenin önüne çekip topladığımız kozalakları ve dalları içine koydu ve ceketinin iç cebinden bir çakmak ve sigara paketi çıkardı. O bunlarla uğraşırken bende ayakta daha fazla duramadığım için kanepeye oturup Azer beyi izlemeye devam ettim. Önce sigara paketindeki sigaraları çıkarıp paketi yırttı daha sonra çakmakla yakıp diğer odunlardan ziyade üste koyduğu ince dalların arasına koydu hemen ardında bir kaç dal sigarada atıp çömeldiği yerden kalktı ve kanepedeki boş yere oturdu. Gözlerimi yavaş yavaş büyüyen ateşten bir türlü alamıyordum ve ateşin bize doğru yaydığı sıcaklık gerçekten iyi hissettirmeye başlamıştı.

Bir süre sonra  Azer beyle aramızda herhangi bir konuşma geçmediği ve de konuşmayacağımızı bildiğim için kanepenin köşesine çekilip dizlerimi kendime çektim ve  başımı dizlerimin üzerine koyup gözlerimi kapattım kendime gelmem lazımdı sakinleşip Azer beyede engel olmamam gerekirdi sonuçta her ikimizde buradan bu gece zarar görmeden kurtulmak istiyorduk.
Dizlerimi biraz daha kendime çektim ateşten dolayı mayışmaya başlamıştım ve zihnim kendini uykunun kollarına teslim etmek istiyordu her ne kadar bu duruma direnmeye çalışsamda bir süre sonra kendimi tamamen uykunun kollarına bıraktım

****

Burnuma akın eden kokuyla ve boynumdaki ağrıyla uykunun karanlığından koptum bir süre kendime gelmek için gözlerim kapalı bekledim ama her nefes alışımda burnuma dolan sert bir koku vardı biraz talaş yada sandal ağacı mı bilemiyorum birde traş losyonu ha biraz da ter ama rahatsız etmeyecek derecede, sadece sıcak teni hissettirecek kadar. Yavaşça gözlerimi açtığımda başımın Azer beyin omzunun üzerinde olduğunu ve üzerimde de kabanının olduğunu farkettim. Bir eli kendime doğru çektiğim dizlerimin üstünde diğer eli kendi dizinin üstünde başınıda benim başımın üstüne yaslamış uyuyordu. Uyandırmamaya gayret ederek başının başımın üstenden omzuma düşmesini sağladım ve gözlerimi yüzüne çevirdim. Uyurken bile kaşları çatık yüz hatları gergindi. Sanki uykuda değilde  tetikte gibiydi. Yüzüne biraz daha dikkatle baktığımda alnının sağ tarafında bir yara olduğunu fark ettim saçları üzerine düşmüş kapatıyordu yarayı kanı pıhtılaşmıştı arabada bir yere çarpmış olmalı elimi uzattım yaraya dokunmak için ama birden kasıldığını hissettiğim için elimi ve gözlerimi üzerinden çektim acaba hissetmiş midir?

GÜL RENGİWhere stories live. Discover now