5. Bölüm

14.5K 614 9
                                    

 
     Onun sesi

Benzetmiş olma ihtimaline karşı kaşlarımı çatıp tereddütle karşı tarafı yanıtladım

    "Evet"

    "Dila hanım ben Azer"

Gerçektende o

    "Evet Azer bey dinliyorum"

    "Umarım rahatsız etmiyorumdur"

    "Hayır"

    "Yarın için müsait olursanız Ecrin sizinle görüşmek istiyor"

    "Azer bey bende çok isterim ama bitirmem gereken iki proje var henüz çizime başladım sadece inceleme aşaması bitti"

    "Tamam problem değil sana yardımcı olması için birini gönderirim yarın"

    "O zaman benim içinde bir problem yok buluşabiliriz"

    "Yarın size zamanı bildiririm"

    "Peki, iyi geceler"

    "Sizede"

Telefonun kapandığını bildiren ses kulaklarıma dolunca telefonu kulağımdan çekip oturduğum yatağımdan kalktım. Öncelikle telefonumu komidinin üzerine bırakıp yatağımın örtüsünü açtım. Eğer gözlemlerimden yanılmıyorsam ki pek yanıldığım olmaz oda Azer beyin uzun sohbetlerden pek hoşlanmadığı kanaatine varmıştım. Kısa ve öz.

  Sabah alarmın sesiyle gözlerimi açtığımda kendimi yorgun hissettiğimi farkettim. Boğazımdaki acı yutkunmamı engellerken zar zor başımı yastığımdan kaldırıp yatakta oturarak ağrıyan başımı tuttum biranda kendimi böyle yorgun hissetmem tuhafıma giderken hafif bir esintinin titrememe sebep olmasıyla başımı ağır ağır cama doğru çevirdim.
Allahım lütfen şaka olsun bu kadar aptal olamam hangi insan kış vakti hemde duş aldıktan sonra camı açık unutup uyur ki.
  Aptallığıma yana yakıla güçlükle yatağımdan kalkıp banyoya geçtim yüzümdeki ateşin azda olsa geçmesi için elimi yüzümü soğuk suyla yıkayıp kendime gelmeye çalıştım. Banyodan çıkıp tekrar odamın yolunu tutarken bugünün tamamen yatakta geçeceği gerçeği kendimi kötü hissetmeme neden olmuştu.

   Öğleden sonra 1 gibi tekrar gözlerimi açtığımda durumumda hiçbir değişikliğin olmadığını farkettim resmen ağzımdan ateş çıkıyordu ve şefkate çok ihtiyacım vardı. Şu an annemin sevgisine muhtaçtım onun beni kolları arasına alıp sımsıkı sarılmasına çok ihtiyacım vardı en çokta böyle zamanlarda yokluğunu hissediyordum. Yatakta oturup ellerimle yüzümü kapatıp üst üste akan göz yaşlarımı durdurmaya çalıştım boğazımdaki yumru yutkunmamı engellerken ellerimi yüzümden çekip derin derin nefesler almaya çalıştım. İnsan kaç yaşında olursa olsun yinede anne sevgisine ihtiyaç duyuyordu.
  Daha fazla ağlamamak için yataktan kalkıp sersem adımlarla odamın kapısına doğru giderken telefonum çalmaya başladı aynı sersemlikle yürüyüp yatağımın baş ucundaki komidinde duran telefonumu alıp açtım.

    "Kuzu nasılsın?"

    "Hiç iyi değilim Nesli"

    "Gelmemi ister misin?"

    "Gelip ne yapacaksın ki babaannem zaten gereken her şeyi yapıyor"

GÜL RENGİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin