*NO 24/4*

5.4K 419 126
                                    

SANEM;

''Bence dağılıp arayalım.'' Asu oflayarak bana döndü. 

''Sonra bir de sizi aramakla uğraşalım.'' Elini tuttuğum Baran'ın göğsüne başımı gömüp Asu'nun öldürücü bakışlarından kaçtım. 

''Fazla uzağa gitmiş olamazlar.'' Kevser kocası Berk'in uzattığı elini tuttu. ''Böyle gidelim ben nereye gittiklerini az çok tahmin ediyorum.'' Onu onaylayıp peşlerinden gitmeye başladık.

Kevser ve eşi önde biz de arkalarında nereye gittiğimizi bilmeden yürüyorduk. 

''Cesur gel oğlum.'' Kevser'in kime seslendiğini anlamak için baktığı yöne döndük; beyaz bir köpek koşarak bize geliyordu. Duru çığlık atarak Yiğit'e sarıldı. 

Köpek Kevser'in önünde sırt üzeri yatarak kendisini sevdirmek için patisini sallıyordu ve aşırı tatlıydı. Onun bu tatlılığına dayanamayıp yanına giderek sevmeye başladım. 

''Cesur Yağız nerede?'' Köpek birden ayağa kalkıp havlayarak etrafına bakınmaya başladı. Kevser kahkaha atarak bize döndü. Artık nasıl şaşırarak baktıysak Berk ile ikisi bize çok güldü.

''Cesur'u üç yıl önce Yağız buraya gelirken ağır yaralı bir şekilde buldu. Onu aldı ve tüm bakımıyla tek tek kendisi uğraştı. Şehirde rahat edemez diye onu burada tutuyor ve biz bakıyoruz. Yağız dediğiniz anda Cesur'da akan sular duruyor. Onun arabasının sesini kilometrelerce uzaktan duyup koşarak onu karşılıyor. Dün gece sizi karşılayamadı çünkü bir haftalık süren eğitime gitmişti ve bu sabah geldi.'' Neva ile Yağız'ı bulduğumuzda Yağız'ın önünde saygıyla eğileceğimi not edip Kevser'in köpekle pardon Cesur ile konuşmasına döndüm.

''...hadi oğlum koş Yağız'ı bul.'' Köpek çılgınca havlayıp deli gibi koşmaya başladı. ''Takip edelim.'' Kevser'in komutuyla hızlı adımlarla köpeğin peşinden gitmeye başladık. Nasıl yakalayacaksak köpeği.

****

''Cesur'un sesi buradan geliyor.'' Berk başıyla sesin geldiği karşı tarafı işaret etti. Ne kadar süredir yürüyoruz bilmiyorum ama bu kadar başarılı bir şekilde kaybolmayı ancak bu iki saftirik yapardı. 

Köşedeki ağaçları döndüğümüzde Cesur'un yukarıya bakarak havladığını gördük. 

''Neva!'' Asu'nun ormanı inleten çığlığıyla Yağız ve Neva'nın sıçradığını tahmin etmek zor değildi. Neva başını Yağız'ın omzuna koymuş öylece oturuyorlardı ta ki Asu'nun inlemesine kadar.

İkisi de birbirinden uzaklaştı ve bize bakmaya başladılar. Hızlı adımlarla yanlarına gittik. Kevser Cesur'a tasmasını takmasını takıp onu sakinleştirmeye çalıştırıyordu. 

''Ne yapıyorsunuz siz orada?'' 

''Havanın bugün nasıl olacağına bakıyorduk. Sence ne yapıyor gibi gözüküyoruz Sanem?'' Neva gözlerini devirdi. 

''Buradan bakılınca ikiniz de çok aptal görünüyorsunuz.'' Neva cevap vermek için ağzını açmıştı ki Asu araya girdi.

''Hadi inin.'' Hayret neden kızmadı ki? Şimdi çoktan Neva'ya bağırmış Yağız'ı köşeye sıkıştırmıştı.

Yağız yavaşça ağaçtan atladı. İnmesi için kollarını yukarıya kaldırarak Neva'ya gelmesi için salladı. Neva gülümseyerek ve hiç tereddüt etmeden kendisini Yağız'ın kollarına bıraktı. 

''Cesur koş oğlum Yağız'a.'' Kevser köpeği bıraktı ve köpek havlayarak Yağız'a gitti. Yağız arkasına saklanan Neva'ya gülerek eğildi ve köpeği sevmeyi başladı. 

NASIL OLACAK? (Tamamlandı.) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin