*NO 14/1*

9.9K 669 66
                                    

Medya - Neva ve Yağız

Şarkıyı koyduğum yerden açıp dinlerseniz daha iyi olur.🤭Keyifli okumalar. Yorumlarınızı esirgemeyen benden.

SANEM:

''Beğendin, kesin değil mi?'' Baran bana dönerek sordu.

Gülerek başımı evet anlamında salladım, ''Bayıldım.''

Gözlerini yoldan ayırmadan başını bana eğdi ve işaret parmağıyla hafifçe yanağına vurdu. Kahkaha atarak yanağını öptüm.

''Sanem.'' Baran ilk defa adımı söyledi. Şaşırarak ve hayal kırıklığıyla yüzüne baktım. Gözlerinde hüzün vardı ya da ben öyle sanıyorum.

''Yiğit'i yolcu ettikten sonra seninle rahat konuşabileceğimiz bir yere gidelim mi?'' Gözlerini benden kaçırdı.

''Neden yüzüme bakmıyorsun?'' Emniyet kemerimi elimle gevşetip, Baran'ın yüzünü görmek için ona doğru eğildim. Göz göze geldik. İlk defa, ''Keşke gözlerine bakmasaydım,'' diyorum. Mavi gözlerinde hüzün vardı.

''Bakıyorum Minnoş. Ben sadece senin-'' Baran'ın çalan telefonu yüzünden lafı bölündü. Oflayarak koltuğuma yaslandım. Baran kulaklığını takıp telefonu açtı.

''Efendim.''

''Ne diyorsun Yağız? Neredesiniz şimdi? Tamam, hemen geliyoruz!'' dedi ve arabayı sağa kırdı geldiğimiz yolu dönüyorduk.

''Ne oluyor?''

''Sanem... Neva-''

''Ne oldu Baran Neva'ya!'' Sesim arabanın içinde yankı yaptı.

''Neva değil... Babaannesi... Sanırım kaybolmuş!

''Pamuk! Beni hemen Neva'ya götür lütfen!''

NEVA:

''Neva?''

''Yağız engellememiz lazım. Gidemez babaannem!''

''Gitmeyecek Neva. Gel otur, sakin kafayla düşünelim. Polise haber vereceğiz tamam mı? Şimdi bizimkiler de gelecek bulacağız babaanneni.''

''Bulacağız değil mi?''

''Bulacağız.'' Yağız'la birbirimize sarıldık.

Hani sarılınca geçerdi? Geçmiyor. Sarılınca gidenler de geri gelmiyor. Sarılınca daha çok ağlıyorsunuz. ''Neden ben?'' diye soruyorsunuz. Çaresizliği en çok birisine sarıldığınız da hissediyorsunuz. Çünkü sarılmaktan başka bir şey gelmiyor elinizden.

''Al kızım iç şu suyu.'' Amcanın sesini duyunca Yağız'la ayrıldık. Amcanın uzattığı suyu elinden aldım.

''Şöyle otur kızım helak oldun ağlamaktan.'' Elindeki siyah tabureyi dikildiğim kapının yanına bıraktı amca. Gülümsemeye çalıştım ve tabureye oturdum. Yağız elimden şişeyi alıp, kapağını açarak bana uzattı. Gülümsemeye çalışarak şişeyi elinden alıp bir yudum içtim. Yağız ceketinden peçete çıkarıp bana uzattı. Anlamayarak yüzüne baktım.

''Ağlıyorsun ve bu yüzden de burnun akıyor Neva.'' dedi zoraki gülerek. Peçeteyi alırken gülümsemeye çalıştım.

''Hatta dur.'' Yağız önümde çömelerek elimden peçeteyi aldı. Peçeteyi açtı ve burnumu silmeye başladı.

''Sümkür.''

''Ver ben hallederim.''

''Sümkür Neva.'' Yağız'a direnecek gücüm olmadığı için dediğini yaptım. İğrenmeden burnumu temizleyip yanda duran küçük tenekenin içine attı.

NASIL OLACAK? (Tamamlandı.) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin