*NO 13*

10.7K 741 111
                                    

Medya - Baran

Ufak bir not, artık bölümler iki hafta arayla gelecek arada ufak sürprizler yapmaya çalışacağım. 🤙🏻

Keyifli Okumalar. ^^

NEVA:

"Başardık mı dersin?" Yağız kapıdan çıkarken gülerek sordu.
Başarmıştık. Babaannemin sorgusundan kızların yardımıyla zor kurtulmuştuk. En sonunda çocuğa, "Sünnet oldun mu?" diye sorduğunda, baktık iş içinden çıkamayacağız yerlere gidiyor, babaannemi uzun ikna çabaları sonucunda durdurmayı başarmıştık. Yağız tüm sorulara gık demeden cevap vermişti. Sabır taşı bile çatlardı, Yağız sesini bile çıkartmamıştı.

"Evet, gerçekten teşekkür ederim Yağız. İçeride maruz kaldığın şeyler için özür dilerim."

"Teşekkür edilecek bir şey yok. Sen beni kurtardın, şimdi sıra bende." İkimiz de gülümsedik.

"İyi geceler Neva."

"İyi geceler Yağız."

Kapıya yaslandım; ellerimi göğsümde birleştirerek, Yağız'ın arabasına binmesini bekledim.

Başını kaldırıp gökyüzüne baktı. Gülümsedi ve bana döndü,"Yıldızlar," dedi başıyla gökyüzünü göstererek. İkimizde yukarıya baktık, "Yıldızlara her baktığında, beni yanında hisset."

****

SANEM;

"Babaannem anlarsa önce ikimizi, sonra da Baran'ı örgü ipleriyle boğar bak Sanem." Neva kapının önünde, kollarını iki yana açmış çıkmamı engelliyordu.

"Uyumuş dersin. Uydur bir şey Neva, çık şimdi önümden yoksa gıdıklarım."

Neva nefesini dışarıya vererek önümden çekildi, "Bir saat Sanem. Geç kalırsan fena olur." İşaret parmağını sallayarak söyledi. Başımla onaylayıp, onu öperek evden çıktım.

Sitede koşar adım yürüyordum. Çıkışa geldim, tam kapıdan çıkarken, "Hayırdır gülüm, bir şey mi lazım oldu?" Salih Ağabey kulübenin camından başını uzattı.

"Arkadaşa bakacağım Salih Ağabey, senlik bir durum yok." dedim gülerek.

Salih Ağabey kulübeden çıktı, "Gülüm bir sorun yok inşallah." dedi beni baştan aşağıya süzerken. Hırkamla pijamamın önünü kapatıp, "Yok Salih Ağabey." dedim gülümseyerek. Salih Ağabey'e kısa bir rapor verdikten sonra siteden çıktım.

Karşı yolda, beni arabasına dayanmış bekleyen Baran'a doğru yürümeye başladım. Başı eğikti, Allah'ım durup saatlerce onu izleyebilirim. Baran başını yerden kaldırıp bana baktı. Yaslandığı arabadan uzaklaşıp, göğsünde birleştirdiği kollarını iki yana açarak gülümsedi. Gülümseyerek koşup, kollarının arasına girdim. Birbirimize sımsıkı sarıldık.

"Minnoş." Baran başımı öpüp söyledi. Daha sıkı sarıldım. Sanki bir şey olacak, Baran gidecekmiş gibi hissediyordum, eğer bu bir rüyaysa uyanmak istemiyorum.

Baran'dan uzaklaşıp, başımı kaldırarak yüzüne baktım, "Özür dilerim." deyip kolunu çimdikledim.

"Ah! Bu ne içindi?" diyerek kolunu ovaladı. Mahcup bir şekilde gülümseyerek, "Rüyada olup olmadığımı test ettim." dedim.

"Bunu benim sana yapmam gerekmiyor mu?" dedi gülerek. Omuz silkip başımı göğsüne yasladım. O da itiraz etmeden bana sarıldı.

"Seni yarın pikniğe götürebilir miyim?" Başımı kaldırıp yüzüne baktım. Göz kırpıp, çenesini başıma dayadı. Tamam evet şimdi ölebilirim. Mezar taşımada, minnoş kalbi bu sempatikliği kaldıramadı yazın.

NASIL OLACAK? (Tamamlandı.) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin