33.Çözüm

6.2K 471 43
                                    


Foto:Ayana

Masanın bir yanında Aşula bir yanında Ayda vardı. Pars ise ortada onların birbirlerine kötü kötü bakmasını seyrediyordu. Sonunda sıkıntılı bir şekilde iç geçirdi.

"Tüm hayatım boyunca aranızda oturup sizi birbirinizden korumaya çalışamam."

"Bence çalışma da, zayıf olan silinip gitsin." dedi Aşula.

Ayda tam bir şey söyleyecekti ki Pars'ın uyaran bakışlarını fark ettiğinde vazgeçti. Hayatı ve bebeğinin hayatı bu adama bağlıydı. Ne olursa olsun onunla iyi geçinmeliydi. Gerekirse Aşula ile de iyi geçinmeliydi.

Pars iç geçirdi. "Siz bu durumdayken geri dönemiyorum. Kaldı ki sizi korumak zorundayım."

"Ben... ülkem için ne gerekiyorsa yapabilirim." dedi Ayda. Pars onun ülkeden kastının bebeği olduğunu biliyordu. O yüzden bir şey söylemedi. Uzlaşmaya gidilecekse bunu pek de umursamıyordu. Bakışlarını Aşula'ya çevirdi.

Aşula yanan gözlerle bakıyordu Ayda'ya. Ondan başka arkadaşı olmamıştı bu hayatta. Oysa aynı adamı sevmişler ve bu arkadaşlığını bitiren nokta olmuştu. Yine de son zamanlarda aynı acıyı hissettikleri için birbirlerine yakınlardı. İkisi de aşık oldukları adamı kaybetmişti. Bu acıyı başkasının anlamalarını beklemek saçmaydı zaten. Bakışlarını Pars'a çevirdiğinde yüz ifadesi yumuşadı. "Benden ne istiyorsan onu yapmaya hazır olduğumu biliyorsun."

Pars iç geçirdi. İkisine de bu konuda güvenemeyeceğini biliyordu. Hoş Ayda'yı neden korumaya çalıştığına anlam veremiyordu. Anıları mı izin vermiyordu acaba onun burada gitmesine? Kendi kendine başını iki yana salladı. Ona zaafı olamazdı. Sadece abisinin korumak istediği kişilere olan saygısındandı. "Yine de aranızın düzelmeyeceği kesin. Buna bir çözüm yolu düşüneceğim." dedi sıkıntılı bir sesle. Düşünüp durmuştu ama yine de bir çözüm yolu bulamamıştı. Yakında Ayana'nın yanına dönmek zorundaydı. Belki de değildi. Sonuçta o kadın bir gün boşanacaklarını söylememiş miydi? O zaman dönüp dönmemesi çok da umrunda değildi.

Aşula ayağa kalktı. "Ben gidiyorum, iştahım kaçtı."

Pars başını salladı. "Günün ilerleyen saatlerinde görüşürüz."

Aşula başıyla selam verip odadan ayrıldı.

Ayda ile aynı odada kalmak istemediği kesindi. Yine de bu kadına katlanmayı öğrenmek zorundaydı. Ayda alay eden bakışlarını onun üstüne odakladı.

"Bir çözüm bulabileceğini düşünüyor musun gerçekten?"

Pars eğlenen bakışlarını ona odakladı. Omuz silkerek "Belki de bu kadar uğraşmamam gerek ha?" diye sordu. "Seni bir odaya kapatmalıyım."

Ayda kocaman olmuş gözlerle ona bakıyordu. Sonunda iç geçirerek geri yaslandı. "Eğer bunu yaparsan bana hala ilgin olduğunu düşünürüm. Bu yüzden de gözünden uzak bir yere kapattığını."

Pars'ın yüzündeki gülümseme genişledi. "Burada çok fazla kalmayacağımı biliyorsun değil mi?"

"Karının eteklerine sığınmaya gideceksin." dedi alay eden bir tavırla. Bu adamla oyun oynamaması gerektiğini çok iyi bilse de onun damarına basmak hoşuna gidiyordu. Biraz da o eğlenmeliydi değil mi ama?

Pars masadan kalktı sıkıntılı bir şekilde. "Hiç çekilmiyorsun sabah sabah Ayda." diye homurdandı. Canı zaten sıkkındı. Bugün halka bir açıklama yapmak zorundaydı. Burada kral olamayacağını biliyordu. Onları ikna edecek bir şeyler söylemesi gerekiyordu. Belki de Aşula'nın hamileliğini açıklaması gerekiyordu. Ama o zaman bebeğin hayatını tehlikeye atmış olabilirdi. Sonuç olarak her zaman onların kötülüğünü isteyecek insanlar olacaktı.

Seni Aradım -Tamamlandı-Where stories live. Discover now