41. Acele

5.9K 417 37
                                    

Foto:Aral

Şaşkın şaşkın karşısındaki adamın gözlerine bakıyordu. Kahverengi gözlerinde samimiyeti gördüğünde istemsiz bir şekilde en güzel gülümsemelerinden biriyle gülümsedi. Sol elini Pars'ın koluna uzatıp yavaşça dokundu. "Önemli değil." dedi içten bir şekilde. Bir anlık bir duraklamanın ardından "Sanırım ben de istemeden de olsa seni kırmış olabilirim. Ben de özür dilerim."

Pars şaşkın bakışlarla baktı bir süre. Ayana gittikten sonra Aşula onunla konuşup gönlünü alması gerektiğini söylemişti. Ne de olsa ülkeleri için bu kadına ihtiyaçları vardı. Ayana'nın bu özrü bu kadar samimi bir şekilde kabul edip üstüne özür dileyeceğini düşünmemişti. Alay edeceğini, güleceğini ya da umursamayacağını düşünüyordu. Bu kadını hiç tanımıyordu.

Başını salladı usulca. "Artık uyuyabiliriz öyleyse."

Ayana başını iki yana salladı. "Sen uyuyabilirsin ama ben uyumayacağım." Bir süre sessiz kalıp dışarıdan gelen sesleri dinledi. "İnsanlar hala eğleniyorken neden gidip sen de eğlenmiyorsun?"

"Senin bana ihtiyacın olabilir."

Daha önce kimseye ihtiyacı olmamıştı. Yine olmayacağını biliyordu. Bu yüzden bu sözler ne kadar tatlı olursa olsun onun için bir önemi yoktu. Kollarını göğsünde kavuşturdu. "Lütfen git, ben de penceren izliyor olacağım. En azından kralın bu etkinlikte olması iyi olacaktır."

"İzgi ve Belen iyi idare ediyor, merak etme."

Ayana başını sallayarak pencereye ilerledi. İnsanların neşeyle oyun oynamasına gülümseyerek baktı. İlk kar işte bu yüzden özeldi. Saraydaki herkesin mutluluk çığlıkları uçuşuyordu havada. "Kar topu etkinliği saray için çok önemli." dedi hala pencereden dışarıyı izlerken.

Pars yavaş adımlarla yanına gelip durdu. O da Ayana gibi kollarını göğsünde kavuşturdu. "Herkes mutlu çünkü."

Ayana gülümsedi. Daha sonra ciddi bir şekilde Pars'a baktı. "Sizin insanları bir arada tutmak için güzel gelenekleriniz var mı?"

Pars omuz silkti. Onların da kendilerine göre gelenekleri vardı. Ama bunu sadece soru olsun diye sorduğunu biliyordu. O yüzden açıklama gereği duymadı. "Her sene senin kazanmana izin mi veriyorlar?" diye sordu ciddi bir tavırla.

Ayana muzip bakışlarını ona odakladı. "Tabi ki vermiyorlar. Ben bu oyunda çok iyiyim."

"Az kalsın kaybediyordun ama." derken kaşlarını kaldırdı.

Ayana yaralı kolunu göstererek "Bana bir bileğe mal olmasındansa belki de kaybetmeliydim."

"Onunla aranda özel bir şeydi değil mi her sene kazanmak?"

O derken Aral'dan bahsettiğini biliyordu. Fakat Aral'ın ismini bilmesine rağmen özenle söylememesi dikkatini çekmişti. Başını iki yana salladı. "Daha önce İzgi ya da Belen ile de kazanmışlığım var. Sadece son yıllarda Aral ile oynuyorduk."

"Bu sene onunla oynamandan seni alıkoyan neydi?" derken alaylı bakışlarla yanındaki kadına bakıyordu.

Az önce ondan özür dileyen adam bu muydu? Şimdi onunla alay ediyordu. Bakışlarını kaçırma gereği duydu birden. Neden ona açıklama yapmak istesindi ki? Bunun bir önemi yoktu nasılsa. "Evliyim." dedi alayla. "Her ne kadar anlaşamasak da herkes bizi evli sanıyor ve bizden beklenen de birlikte hareket etmemiz."

"Bunun farkında olduğunu bilmiyordum." diye söylendi dişlerinin arasından. Gözünün önüne Aral ile Ayana'nın dans edişi geldi. Öyle büyük bir samimiyetle dans etmişlerdi ki bilmeyen Aral'ın kral olduğunu sanırdı. Hem ne zaman Ayana'nın odasına gitse onları samimi bir şekilde görmüyor muydu?

Seni Aradım -Tamamlandı-Where stories live. Discover now