12. Bölüm (Part-2)

20.6K 501 79
                                    

Hassiktir!!

Nereden biliyordu dün geceyi? Takip mi etmişti? Saçmalık.

Korku uzuvlarımda kendisini belli etmeye başladığında yavaşça titredim. Yazdığı mesaj kendimi oruspu gibi hissetmeme sebep olmuştu, Cansu'nun namusuna laf edip duruyordum ama benimde ondan pek bir farkım yoktu, sanırım.

Ben Asaf'la yatmamıştım..

Evet fazlası ile yakınlaşmış olabilirdik ama ona bekâretimi vermemiştim, vermeyeceğimde. Korkmamın tek sebebi bildiği şeyleri çevredeki, çevremdeki insanlara söyleyebilecek olmasıydı. Titrek bir nefes daha aldım parçalanmaya yüz tutmuş kuru dudaklarımın arasından. Kimdi bu çocuk? Neden bu durum onu bu kadar ırgalamıştı? Ya birine söylerse? Siktir! siktir! siktir!
Aşkım bir anda durgunlaşıp yüzümle birlikte gerilen vücudumu hissetmiş olacak ki kolumu dürtüp ona dönmem için kolumu çekeledi.
"Ne oldu bir anda yüzün düştü?" Ona mesajdan bahsedersem olacakları tahmin dahi edemiyordum, önce karşı çardakta oturan çocuğu haşat eder sonra Asaf'ı tanınmayacak hale getirirdi, en sonunda sıra bana geldiğinde dayak atarken ne kadar ileri gittiğimizi eğer gitmediysekte neler yaptığızı ağlarken anlatmamı isterdi. Yapardı. Hemde acımadan.
Konuyu dağıtmam gerekiyordu..

"Mesaj kimden geldi Asel?" onu geçiştirdiğimin farkındaydıydı, çardakta yayılarak oturmuş çocuğa kaçamak bir bakış attım.

Adı Zifir'di..

Gözlerinin odağı hala üzerimizdeyken Aşkım ile benim aramda gidip geliyordu, aradaki mesafeye rağmen gördüğüm ince ayrıntılara fazla takılıyordum. Yüzünde biraz önceki sırıtmasından geriye sadece ciddi çatık kaşlar ve amansızca göz kapaklarını kıstığı hâli kalmıştı. Birşeyi anlamak ister gibiydi, dudaklarımızı okumaya çalıştığına kalıbımı dahi basabilirdim.

Aşkım'a çevirdim tekrar bakışlarımı, şüphelenmemesi için birşeyler gevelemem gerekiyordu.
"Çıkışta Asaf beni bir yere götürecek ve eğer gecikirsem diye bardaki benden sorumlu abiden izin istemiştim ama izin vermedi."

Aslında söylediklerim doğruydu dün gece yarısı eve geldiğimizde Rauf abiden bunun için izin istemiştim ama bana önemli şahsiyetlerin locada gizli bir toplantı yapacağını ve ortamın gerginliğini yatıştırmak için sesimin ideal bir çözüm olduğunu söylemişti. El mahkûm gidecektim.

Suskunluğumuz'u ortamda hızla yayılan 'şak' sesi bozdu, hemen ardından ise yırtık pantolon'un açıkta bıraktı tenimdeki yanma hissi ortaya çıktı. Elimde olmadan inledim, sinirle yanımdaki Aşkım'a döndüm. Canım yanmıştı..
Saçlarından tuttuğum gibi sertçe çekmeye başladım oda yetmezmiş gibi tırnaklarımı derisine geçiriyordum. Ona yumruk atamazdım biliyordum ki bundan etkilenecek tek kişi gene ben olurdum. Geri çekilip diz kapağının üzerini dişledim, beni hızla ittiğinde yere kalçamın üzerine düştüm. Kalça kemiğim çoktan sızlamaya başlamıştı.

"Asel senin dişlerini söker eline veririm köpek. Lan o pantolan ne hiç giymeseydin, yırtık dolu." Gözlerim elimde olmadan yerde boylu boyunca uzattığım bacaklarıma doğal olarak pantolonuma kaydı hemen ardından vurduğu yere, kızarmıştı. Kaşlarımı çatıp dik dik yukardaki Aşkım'a baktım her zaman şiddet'i çözüm olarak görüyor. Hayır yani gelip insanca söylese ne olur? Eli ağırdı, fazlasıyla ve bu davranışını benim beyaz tenimde uyguladığında ya kızarır yada morarırdı. "Göt kafalı." Ellerimi yerdeki beton'a dayayıp destek alarak dikildim ayağa, elimi yer ile temas eden her yerine tokat atarcasına vurup tozları silkelemeye başladım. "Birkaç tane yırtık var ne uzatıyorsun, götüm kapalı oğlum benim. Bak şu arkandaki, etrafında sana salya sümük akıtarak bakan yalaklara... vazgeçtim bakma hepsinin iç çamaşırı belli oluyor, kafanı aşşağı indir bakarsan senin o gözlerini deşerim!"

İlk Hislerimde Saklı Sen (Tamamlandı)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora