11. Bölüm (Part-2)

25.2K 504 163
                                    

Pantolonu delip geçecekmiş gibi duran ereksiyon'u beni çıldırtacak duruma getirmişti..

İş bilir elleri tenim'i parmak boğumlarına hapsediyor her baskısında onu biraz daha arzulamama sebep oluyordu, kalçalarımdaki koca elleri etimi birbirine sıkıştırıyor adeta hamur'a şekil verip yoğuruyordu. Birbirine kelepçelenmiş gibi birleşen dudaklarımızı ayırıp boyun girintisine, âdem elması'nda misafir oldu parçalanmaya yüz tutup şişmiş dudaklarım. Her daim kendini belli edip içimdeki vahşi kızı ortaya çıkaran âdem elması iş başındaydı. İnce boynundan aşşağı süzülen birkaç ter damlası ile ortamın loş ışı bu cezbedici görüntüyü daha da harlıyor göz perdelerime koyu bir ton kazandırıyordu. Yutkunduğu saliselerde dur durak bilmeyen arzum şehvet çanlarını çalıp başlamam için öncülük etmişti, âdem elmasını dişledim. Aynı saliselerde yüksek sesli boğuk inlemesi arabanın camlarına çarpıp kulaklarıma ulaştı, altımda deli gibi kıvranışı o kadar hoşuma gidiyordu ki. Omzum onun diş darbeleri ile hayat bulurken sızlamayı da ihmal etmiyordu. Tek eli kalçamı serbest bırakıp bel oyuğumdan yukarı doğru çıkarken tırnaklarını tenime işkence ederek batırıp iz bırakmaya çalışıyordu. Ellerimi iki omzuna yavaşça sürterek indirdim, bariz bir şekilde çökük olan köprücük kemiklerine tırnaklarımı geçirirken dişlediğim âdem elması'na minik öpücükler konduruyor hemen ardından birkaç dil darbesi ile süslüyordum.

Kendinden geçmişti.

Tıpkı benim gibi..

Başını geriye doğru koltuğa yaslamış boynuna yaptığım ve yapacağım şeyler için yer açmıştı. Hırıltılı boğuk nefeslerim boynunun her köşesine yayılırken dilimi boynu'na sürterek kulak memesine kadar çıktım.

Tanrım!

Tadı fazlasıyla tahrik ediciydi, zaten fazlasıyla başım dönüp şehvet sınırlarını zorlarken tadı deprem etsiki yaratmıştı benliğimde.. İki dudağımın arasındaki kulak memesini çekiştirdim, kıvranışları çoğalırken beni öyle bir kendine bastırdı ki aldığım nefes bile yarıda kesilip onu hissetmek için duraksadı. İnlemelerimiz birbirine karışırken buz gibi elleri südyenin kopçesine doğru kavisli yollar çizdi. Dur durak bilmeyen arzularım yerini korkuya bırakırken boynundaki ellerimden güç alarak kendimi geriye doğru ittim. "Dur.." fazlası olamazdı. Ne saçmalıyordum ki onunla öpüşüp, ereksiyon'unu daha çok hissetmek için kendimi ona bastırırken daha fazlasının olamayacağından bahsediyordum. Sikik beynimdeki hangi boktan düşünceler ile yapıyordum bunları. Hem kendimi hemde onu çıldırtacak duruma getirdikten sonra ne olmasını bekliyordum. Yine ve yine yaptığım şeyin doğru olmadığını işin sonunda söyleyip duruyordum. Neydi bu yaptığım? Gösterip de vermemek?

Oruspuluk?

Bende biliyordum doğru değildi bunlar ama işin sonunda kendimi onun yanında, kollarında buluyordum. Ona çekiliyordum.
İster arzu olsun ister başka birşey ona çekiliyordum ve bundan rahatsız değildim siktiğimin gerçekleri bu işin sonunda kendini hatırlatana kadar. Kalbim hızını arttırıp sesi yükselirken ince bir sızı ile baş gösterdi gerçekler. Tek elini çekip yanda duran kazağa yöneltdi gözlerime bakmayı ihmal etmezken. Kazağın boğaz kısmını başımdan geçirdiğinde zorluk çıkarmadan kollarımı iki yana kaldırıp kazağın içinden geçirdim, arkamdan toplu olan saçlarım kazağın başımdan geçirilmesi ile dağılmıştı. Nedendir bilmem ama ona yukardan bakma hissi hoşuma gitmemişti. Alnını alnıma yaslayıp kapattı gözlerini, o kadar güzeldi ki bir kat daha arttı ritmi sürekli değişen kalbim'in hızı.

Bir şey söylemeden uzunca bir süre böyle kaldık, kokusu buram buram etrafa saçılmışken varlığının hissiyatı bile güzeldi. Arka cebimdeki telefon'un titreşmesi ile geriye çekilip telefon'u elime aldım, ekran kilidini açıp gelen bildirime baktığımda Aşkım'ın mesaj attığını gördüm, üzerine tıklayıp okumaya başladım:

İlk Hislerimde Saklı Sen (Tamamlandı)Όπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα