Clan - Yoonmin

[23]

Haftalardır Jungkook'la durmadan çalışıyorduk. Daha doğrusu ben çalışıyordum, o da Taehyung'la oturup benimle alay ediyorlardı. Aralarının iyi olmasına mutlu olmuştum. Jungkook'u asabi ve mutsuz görmek rahatsız ediciydi.

Şimdiyse güneşin doğuşundan beri çalışıyordum. Eskiye kıyasla çok daha iyiydim ama bu klandakilerle karşılaştırılınca küçük bir çocuktan farkım yoktu.

Tüm gürültüsüyle çalmaya başlayan çanla durdum. Bu da neyin nesiydi?

''Jimin!''

Çitlere oturmuş olan Taehyung ve Jungkook ayağa kalktı. Yüzlerinde tedirgin bir ifade vardı. Koşarak yanlarına gittim.

''Neler oluyor?''

''Dönsek iyi olur.'' dedi Taehyung.

Tehlike mi vardı?

Etraf bir anda boşalmıştı. Uluyan kurtlar dışında hiçbir ses yoktu. Terk edilmiş, perili köylere benziyordu görüntüsü.

Jungkook koşarak içeri girip etrafı kontrol etti. Biz de peşinden koşuyorduk. Kaleye benzer yapı 'biraz' büyüktü ve Jungkook'un peşinde koşarken soluk soluğa kalmıştım.

''Ne yapıyor bu?''

''Arıyor!'' dedi Taehyung soluklanırken.

''Neyi arıyor?''

''Neyi değil kimi.''

Kaşlarımı kaldırdım ona bakarken.
Birini mi arıyorduk? İyi de klan Taehyung'a emanet edilmişti. Yabancı biri gelmiş olsa haberimiz olmaz mıydı?

Çarpar gibi kapanan kapıyı duyunca koşmaya devam ettik. Büyük salonun kapısıydı bu. Zar zor kapıyı açıp içeri girdiğimizde Taehyung'un boğazından ufak bir inilti çıktı.

''Hey, ne ol- Taehyung!''

Arkamdaki çocuk hiç tanımadığım birinin kolları arasındaydı. Beyaz gömleğinde kırmızı lekeler vardı. Titrediğimden emindim.

''Taehyung!''

Kafamı çevirdiğimde lider için ayrılmış tahta benzer koltukta oturan bir adamla Jungkook'u gördüm.

Adam Taehyung'u bırakınca atılıp onu tuttum.
Jungkook koşup yanımıza geldi.

''Taehyung, bana bak.''

''İyiyim ben.'' dedi hırıltılı bir sesle.

''Gözlerini açık tut!''

Titreyen ellerini ona doğru uzattığında omzundan geriye doğru ittirdim. Sendeledi.

''N-Ne yapıyorsun sen?''

''Asıl sen ne yapıyorsun? Ses duyup bütün odaları dolaşıyorsun ve erkek arkadaşın...''

Kollarımdaki bedene baktım.

''Bıçaklandı ve sen tanıma-''

''Onu tanıyorum! Şimdi izin ver ona bakayım.''

Bu kadar sakin gözükmesi elbette normal değildi. Sonuçta Taehyung'un en küçük hareketiyle panikleyen birisiydi o.

Tişörtünü çıkartıp kanayan yere bastırdığında ikimiz de etrafımızdaki adamları unutmuştuk.

''Kim o?'' dedim elinin üzerine elimi koyup kanayan yaraya baskı yaparken.

''Yoongi'nin kardeşi.''

Yoongi'nin kardeşi mi vardı?

''Babasının ikinci eşinden.''

Bunu nasıl unutmuştum! Bay Min'in karısını neredeyse öldüğü günden beri görmemiştim. Hiç de aklıma da gelmemişti. Ve anlaşılan kimse de onun yokluğunu umursamıyordu. Umursuyor olsalardı muhakkak adı anılırdı.

Yoongi'nin kardeşi vardı. Ve buradaydı. Ve adamlarından biri Taehyung'u bıçıklamıştı.

''Jimin.''

Kafamı kaldırıp ona baktım. Gözleri kanlanmıştı.

''Onunla kal. Onu koru.'' dedi ellerimin altındaki ellerini çekerken.

Bir süre ne olduğunu anlamaya çalışırken elimin üzerine değen parmaklarla Taehyung'a döndüm.

''Taehyung!''

''B-Buradan çık-çıkmamız lazım.''

Haklıydı. Anlaşılan Yoongi'nin kardeşi pek dost canlısı biri değildi. Varlığından bile haberdar değildim şu ana kadar.

''Seni pislik!''

Taehyung'u yarasına daha da bastırıp arkamdaki adamlara döndüm. Jungkook bir eliyle adamın yakasını tutmuş, diğer eliyle de yüzüne yumruk atıyordu.
İlginç olansa etraftaki adamların hiçbirinin müdahale etmemesiydi.

''Jungkook!''

Sesimi duyduğunda durdu.

Adamın kahkası büyük salonda yankılandı. İğrenç bir sesti bu.

''Bu o mu Kookie? Minik Yoongi'mizin dikkatini çeken velet?''

Adamın yakasını bırakıp geri çekildi.

''Lanet herif, Taehyung'a zarar verdin.''

Sinirden nefes alışları düzensizdi. Bunu ara ara inip kalkan göğsünden anlayabiliyordum.

''Yoongi onu seviyor. Bundan hep nefret etmişimdir.''

Yakasını düzeltirken bana doğru ufak bakışlar atıyordu. Kanayan dudağını cebinden çıkardığı mendille sildi.

''Sevimliymiş. Kardeşim ağzının tadını biliyor en azından.''

Kusmamak için kendimi zor tutuyordum.

''Neden buradasın?''

''Olmam gereken yerdeyim, sevgili kuzenim. Bir lider klanının başında olmalıdır. Ben de klanımın başındayım.''

Gidip ihtişamlı koltuğa oturdu.

''Şu andan itibaren.''

Yoongi'nin kardeşi hakkında fikirleriniz var mı? ◔_◔