[14/1]

16.1K 1.3K 868
                                    


Onu istiyordum. Ve gözlerinde gördüğüm ateşe bakılırsa bu karşılıklıydı.

Sertçe onu yatağa ittim. Kıvrılan dudakları bana itaat edeceği anlamına geliyordu sanırım. Emekleyerek bacaklarına çıkıp üzerine oturdum. Nefes nefeseydi. Bunun az önceki olayın mı yoksa anın yarattığı heyecandan mı kaynaklandığını bilmiyordum. Beni rahatça görebilmek için kafasını hafifçe kaldırıp yatağın başlığına yaslandı.

''Şimdi ne yapacaksın Jimin-ah?''

-ah ekinin farklı anlama geldiğini gayet biliyordum. Hiçbir zaman da herkesin kullandığı şekilde kullanmadığını da.

''Ne yapmamı istersin?'' dedim gömleğinin düğmelerini yavaşça çözerken.

Gözbebekleri önce yüzüme sonra göğsündeki ellerime kaydı. Hızla atan kalbini şimdi daha rahat hissediyordum. Birkaç düğmesini daha çözüp durdum.

''Beni düşmanlarım değil, sen öldüreceksin bu gidişle.'' dedi gülerek.

''O kadar kötü kalpli değilim.''

Kıkırdadım. Yüzündeki her bir santimden mutlu olduğu belli oluyordu ve onu böyle görmek beni de mutlu ediyordu.

''Beni kıvrandırıyorsun. Bence yeterince kötü bir şey bu.''

Üzerindeki ellerimi tuttu sıkıca.

''Ama bu kötülüğü ömrüm boyunca hissetmek istiyorum. Bu beni mazoşist yapar mı?''

Şu an ölmüyorsam artık hiçbir şey beni öldüremezdi.

Kalp atışlarım onunkiyle yarışır halde geliyordu.

''Sanırım evet, Bay Min.''

Artık tamam önü açık gömleğinden bembeyaz tenini görebiliyordum. Göğsünde birkaç yara izi vardı ve bu onu fazlasıyla çekici gösteriyordu.

Vücudundaki bütün yaraları öpmek istiyordum.

Tek elim hala onun avuçları içindeyken öteki elim de hızla atan kalbinin üzerindeydi.

Elimi dudaklarına götürüp avuç içimi öptü. Bu anı Iseul görseydi burun kanamasından ölürdü büyük ihtimalle.

''Jimin.''

''E-evet?''

''Aramızda artık bir şey var sanırım, huh?''

Ne dediğini anlamam için birkaç dakika geçmesi gerekti. Düşünürken büzülen suratım onu eğlendirmişe benziyordu.

Tanışmamızdan sonraki konuşmalarımızı hatırladım. Ben çoktan unutup gitmiştim ve o buna mı takılmıştı?

''Yoongi.''

''Hm?''

Avuç içimden sonra parmaklarımı öptü tek tek. Parmaklarımı kıskanmamın normal olduğunu sanmıyordum.

Şehvetle girdiğimiz oda şu an yapış yapış aşk kokuyordu. Kokuyu dağıtmak için elimi elinden çektim. Kaşlarını çattı.

Göğsünden destek alıp biraz daha yukarı kaydığımda hafifçe inledi. Dudağını ısırdığını görünce doğru yerde olduğumu anladım.
Ağırlığımı ona vererek yavaşça hareket ettim.

''J-Jimin.''

''Hm?''

Eğilip göğsüne birkaç öpücük kondurdum. Belimden tutup hareket etmemi engellemeye çalışmış olsa da bu daha çok baskı yapmama neden oluyordu. Hareketlerimi durduramayınca beni kendine daha da bastırdı. Bu sefer inleyen taraf bendim.

Clan - YoonminWhere stories live. Discover now