[22]

12.9K 1.2K 861
                                    


''Başınızı biraz daha kaldırın.''

Hemşire yüzüme pansuman yaparken ben de köşede kollarını birbirine bağlamış olan Jungkook'la göz göze gelmemeye çalışıyordum. Zaten kadın odadan çıktığında söylenmeye başlayacaktı.

''Vereceğim merhemi sürmeyi unutmayın.'' dedi malzemelerini toplarken.

''Teşekkür ederim.''

Başıyla selam verip odadan çıktı.

Gece yaşadığım şeyleri düşündükçe ağlayasım geliyordu. Yoongi'nin odasına gitmiş ve bir güzel de yüzüme yumruk yemiştim. Bunu yaptığının farkında mıydı, bilmiyorum. Çünkü ben hızlıca odadan çıkarken yüzünde şoka uğramış gibi bir ifade vardı. Söylediklerimin onu bu kadar sinirlendireceğini tahmin etmemiştim. Fazla ileri gitmiştim ama geçmişe dönüp bunu değiştiremezdim.

Bahçeden gelen at seslerine kulak kabarttım.

''Gidiyorlar.'' dedi Jungkook camdan dışarı kafasını uzatmış bakarken.

Yoongi gidiyordu. Dost klanları ziyaret edeceğini söylemişti sevgili ve hala ortalarda gözükmeyen korumam. Ne zaman geri döneceğini kendisinin de bildiğini sanmıyordum. Gerçi bir yerleri ziyaret edeceğine de emin değildim. Belki de sadece buradan uzaklaşmak istemişti.

''Konuşabildin mi onunla?'' dedim kısık bir sesle.

Dudağımın yanındaki yarık yüksel sesle zorlaştırıyordu.

''Maalesef! Bazı aptallar onu o kadar çok sinirlendirmiş ki, etrafındakileri nefes aldığı için bile cezalandıracak duruma gelmişti.''

''Jungkook.''

''Cidden aklında ne vardı?''

''Ben sadece onu görmek istemiştim.''

''Zamanı gelince zaten görürdün Jimin! Yüzünün haline bak. Seni sevdiğine emin misin, buradan hiç de birbirinize aşıkmışsınız gibi durmuyor da.''

Koluna vurdum hafifçe.

''Bunu aşık olduğu kişiyi öldürmeye çalışan biri mi söylüyor?''

''Ona asla zarar vermem.'' dedi ciddice.

''O da gidiyor mu?''

''Sanırım, bilmiyorum. Gitmeyeceğini düşünmüştüm ama Hoseok burada. Yoongi ona bırakır işlerini.''

''Hoseok da kim?''

Yüzünde 'gerçekten mi' der gibi bir ifade vardı.

''Gecenin köründe gizli yerlerden geçip seni liderin odasına götüren kişiyi tanımıyor musun?''

Ah, demek adı Hoseok'tu.

''Sadece ismini bilmiyordum.'' dedim dudak büzerek. Bu canımı yakmıştı.

''Her neyse.'' dedi geçiştirmek için konuyu.

Ondan pek hoşlanıyor gibi değildi.

''Ne zaman dönerler sence?''

''Gerçekten gitme nedenini bilseydim tahmin yürüyebilirdim ama ne yazık ki bilmiyorum.''

Kafamı salladım. Hoseok denilen adamın söylediklerini düşündüm. Ve Yoongi giderken sinirliydi. Umarım benim yüzümden başkalarıyla arası bozulmazdı.

''Gidelim artık.''

Kalkıp Jungkook'un peşinden odadan çıktım.

Birlikte talim alanına gittik. Hiç de en son gördüğüm gibi değildi. Her yerde silahlarla uğraşan iri yarı insanlar vardı. Günlük pratikten çok her an düşmanla savaşacaklarmış gibilerdi. Onların düşmanı olmak istemezdim.

Clan - YoonminWhere stories live. Discover now