Sona Doğru...

5.3K 356 103
                                    

Selam millet. Hikayenin en can alıcı bölümü buydu sanırım. İyi okumalar.

Medyada ki parçayı şiddetle tavsiyem. Okurken etkileyeceğini düşüyorum.

(Ron Pope - a drop in the ocean )

Ema'dan

"Peki ya hikayenin geri kalanı?" diyen İrina ile bunu bende merak ediyordum.

"Geç oldu, Biraz dinlenin yarın devam ederiz." Alvina haklıydı. Uzun zamandır burada oturmuş, Evelyn'in gerçek hikayesini dinliyorduk. Zamanın nasıl bu kadar çabul geçtiğini anlamıştım. Ama aklımda sadece hepsini şaşırtan o ses vardı.

"Alvina!" dediğimde bana dönüp;

"Neyi duyduğumu merak ediyorsan, bu hikayenin en can alıcı yeri. Sona doğru geliyoruz ama bu son beklediğiniz gibi mutlu bitmeyecek." bunu zaten biliyordum ama onların aşkı içimde kocaman bir ateş yakmıştı. Başlarına gelen her neyse bunu duymaktan ölesiye korkuyordum. Elim istem dışı kalbime gittiğinde aklıma ilk gelen Leo olmuştu. Hızla kafamı ona çevirdiğimde o da tüm içtenliğiyle bana bakıyordu. Yanımdaydı ama hala ona hasret gibiydim. Dokunuyordum ama hala doyamamıştım. Elim yüzüne gittiğinde ılık yanağını okşadım. Hala sıcaktı. O da beni hissetmek için gözlerini kapatıp, alnını alnıma dayandı ve sessizce;

"Bizim hikayemiz mutlu sonla bitecek, sana söz veriyorum." dedi. Sanırım bir süredir duymak istediğim kelimeler bunlardı. İçimdeki ateş yavaşça sönmeye başladığında ona daha da sıkı sarıldım.

Bizim hikayemiz dediğinde, artık biz diyebilmesine çok sevinmiştim. Belki açık değildik ama hislerimiz, davranışlarımız her şeyi belli ediyordu. Birbirimize karşı hissettiklerimizi...

"Ema yukarı gelsen iyi olur. Jack ve Mary biraz huzursuz ve onları sakinleştiremiyoruz." Tres'in söylediği şeyle Leo'dan ayırılıp yukarı çıktım. Gitmeden önce son kez dönüp ona baktığımda hala aynı huzurlu gülümsemeyi yüzünde taşıyordu. Yukarı çıktığımda Mary'in Jack'e sıkı sıkı sarıldığını gördüm.

"Hey, sorun ne?" diyerek yanlarına oturduğumda ilk tepki veren Mary olmuştu.

"Ya o soylu yine gelip Jack'i alırsa..."

"Bunun olmasına asla izin vermeyeceğim, söz veriyorum. Kimse sizi buradan alamayacak. Şimdi biraz dinlenin. Yarın yeni bir gün bizi bekliyor." diyerek üzerlerini örttüp tam gidecekken, Jack kolumdan tutup gitmemi engelledi.

"Bu gece, bu gece burada kalsan olmaz mı?" tabi ya aptal kafam ben bunu nasıl düşünemedim. Tamam anlamında kafamı salladıktan sonra ikisi iyice duvar kenarına kayıp bana bolca yer açtılar. Battaniyelerinin altına girip ikisini de kolumun altına aldım. Artık daha huzurlu görünüyorlardı.

Onlar iyice uykuya dalana kadar onları izledim. Burada onlar gibi binlerce çocuk olmalıydı ve ben sadece ikisine kol kanat gerebiliyordum. Kim bilir şuan Jack ve Mary gibi korkudan ya da acıdan uyuyamayan kaç çocuk vardı. Bunu düşünmek bile canımı acıtıyor. Sonra sırtımda hissettiğim sıcaklık ve belimdeki sıkı kollarla Leo'nun geldiğini anladım. Kafamdaki düşüncelerin kalbime bıraktığı acıyı anında geri almıştı. Kendimi ona bırakırken, şuan yanımda olmasının huzurunu bir kere daha hissettim.

"Bizim Jack'e benziyor. Tıpkı onun gibi senin kollarında huzurlu..." dediğinde;

"Sadece adı ona ait. Aslında tıpkı senin gibi. Sevdiği için her şeyi yapabilecek kadar cesur ve aptal." dediğimde buna gülümsediğini hissetmiştim.

"O zaman Mary de sen olmalısın."

"Sanırım..." dediğimde bir süre susmuştu. Bir şeyler düşündüğü belliydi. Sonra aklımdan geçen şeyleri o dile getirdi.

Underworld #wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin