Birlik...

3.7K 321 26
                                    

Selam millet...

Medyadaki parça Alex Band - Only One :} İyi okumalar...

Alvina'dan

O gün Evelyn ve Leonardo'nun büyük aşkına herkes şahit olmuş ve inanmıştı. Tabi babam hariç...

Köyden ayrılmadan önce Evelyn son kez arkasını dönüp yaptığı şey için tüm köyden özür diledi.

"Bu yaptığımı kendi soyuma karşı ihanet olarak gördüğünüzü biliyorum ama cennet ve o arasında bile seçim yapma şansım olsa yine onu seçerdim. Aşk her şeyi feda edecek kadar bencil bir duyguymuş, bunun için hepinizden özür dilerim."

"Aşk her şeyi yok edecek kadar güçlü bir duygu. Dikkat et kızım. Seçtin yolda ışığını kaybetmemeye dikkat et!" yaşlı cadı onu durdumak yerine sanki destek olur gibi konuştuğunda Evelyn'in gözleri dolmuştu. O da bunu beklemiyordu sanırım. Bu sırada sıkı sıkı elini tutan Leonardo hala onu kaybetme korkusu yaşuyor gibiydi. Sonunda gitmek için bir adım attığımızda tüm köy bize doğru yürüdü. Onları durduran en önde ki cadı olmuştu.

"Estina!" Evelyn onun adını söylediğinde, yaşlı kadın elini havaya kaldırıp, gitmemize izin vermelerini işaret etti. Hepsi onu dinlerken buna pek memnun değil gibilerdi. Fakat yinede onu dinlediler. Biz hızla ormana girerken, Leonardo son kez minnetini sunmak için geri dönüp;

"Karanlık çöker çökmez babamlar köyü basacak. Gidin buradan yoksa hiçbirinizi sağ bırakmayacaklar." dedi. Estina buna gülümserken;

"Cadılar barışçıl ve doğa dostu kişilerdir. Bunca zaman bu bizi zayıf göstermiş olabilir ama gücümüzün ölümcül tarafları da var. Bizi merak etmeyin, sen sadece ona iyi bak ve yok olmasına izin verme."

"Canım pahasına onu koruyacağım." Estina buna cevap vermek yerine burukça gülümsedikten sonra Evelyn ve Leonardo da hızla peşimizden koşmaya başladı. Hemen ileriye bağladığımız atlara ulaştığımızda Leonardo onu kendi atına bindirip, ona arkadına oturdu. Bizde atlarımıza atladığımızda hiç düşünmeden, arkamıza bile bakmadan sadece oradan uzaklaştık. Yolun bizi nereye götüreceğini bilmeden. Haftalar ve aylar boyunca yol aldık. Artık yeri bir yaşam vardı önümüzde. Gerçek kişiliklerimizle, gerçekten yaşayabilecektik.

Babamın korkusu hala ensemizdeydi ama birlikte geçirdiğimiz günlerin güzelliği bunu atlatmamıza yardım ediyordu. Onca zaman sadece kan için yaşayan canavarlarken, artık yaşamın ne demek olduğunu bilen kişilerdik.

Gün doğumunun güzelliğini gören, yemeklerin, tatlıların ve meyvelerin tadını alan, hayvaları öldürmek dışında seven, dört mevsimin duygunu hisseden ve gerçekten gülmeyi başaran kişiler olmuştuk. Leonardo kendi hayatlarımızı yaşamamız için bize izin verdiğinde bile asıl yaşamın onlarla olduğunu anlamıştık. Bu yüzden onları hiç bırakmadık. Gerçek bir aile gibi beraber yaşadık.

Kaçmamızın üstünden tam bir sene sonra güneyde kendimize kalacak bir yer ararken, ormanın derinliklerinde kaybolmuştuk. Ben Dyagon'a bizi yola o soktuğu için kızarken--

"Anlatacaksan doğru anlat. Ben patikadan devam edelim dedim, sen orman daha güvenli diyerek bizi peşine sürükledin." diyen Dyagon ile gülerken, Alvina da yalanın ortaya çıkmasıyla bozulmuştu.

"Kaybolmamız bir işe yaradı en azından..." diyerek kendini savunduktan sonra devam etti.

Dyagon her zamanki gibi bana söylenirken, duyduğumuz çığlık sesiyle sustuk. Sesin nerden geldiğini anlamaya çalışırken, Leonardo hızlanmamızı söyledi. Tam onu dinleyip, uzaklaşacakken ikinci bir sesle geri döndük.

Underworld #wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin