Kaybedilenler Elbet Geri Gelir...

4K 357 23
                                    

Selam millet...

Medyadaki parça tavsiyem. Umarım beğenirsiniz :} İyi okumalar...

Ema'dan

"Sanırım öyle baba" baba mı? Tam neler olduğunu soracakken içeriden açılan bir kapıyla Dyagon ve Leo kanlar içinde dışarı çıkarıldı. Leo'nun bithap yüzünü görüce öfkemi kontrol etmek imkansız hale gelmişti.

"Dyagon!" Alvina da benim gibi kendini kaybettiğinde hızla onların koştuk.

"Ema!" Leo burada olmamın şokuyla bana bağırırken, ona koşmaya devam ettim. Önümüzü kesen birkaç vampirle uğraşmak istemediğimiz için hızla kılıcımızı çıkarıp, karşımıza çıkan ilk vampirin kafasını kestik. Leo'ya ulaşmak için burayı darmadağın etmeye bile hazırdım. Vampirler bizim öfkemiz karşısında duramazken, sonunda onlarda hareket etmeyi akıl etti. Leo ve Dyagon kendilerini tutan vampirleri anında öldürüp hızla bize koştular.

Ona yaklaşırken saniyeler saatler gibi geliyordu. Sonunda onu kollarımın arasında hissettiğimde biran gerçek mi diye emin olamadım ama beni saran kolları kesinlikle gerçekti. Sonunda yanımdaydı.

"Aptal, aptal burada ne iş--"

"Artık sensiz olmaz. Kararımı verdim." dediğimde söyleyeceği şeyi unutmuş gibi şaşkınca yüzüme bakıyordu. Sonra ne dediğimi anlayıp, tekrar bana sarıldı. Artık emindim, ait olduğum yer burası, onun kolları arası. Tabi bu anı bozan duyduğumuz alkış sesiydi. Hızla unuttuğum soyluya döndüğümde, benden önce konuşan Dyagon olmuştu.

"Artık yeter baba. Bize de onlarada daha fazla zarar veremezsin. Onlara iyi bak, tarih gerçekten tekerrür ediyor. Kehanet gerçek oluyor." dediğinde bunun Evelyn'in gerçek hikayesiyle alakalı olduğunu anladım. Ama neydi? Babası cevap vermek yerine büyük bir kahkaha atıp, koltuğuna geri döndü.

"Bunu yakında anlayacağız. Fakat bu zamana kadar sizi şehrimizde misafir etmemiz gerek." dediğinde buna ilk karşı çıkan Leo olmuştu.

"Hayır! Bana istediğini yap ama Ema'nın gitmesine izin ver."

"Neden bu kadararı Ema'ya bırakmıyorsun? Bakalım bu seferde seni bırakıp gidecek mi?" o da tıpkı Victor gibi en büyük acımdan vuruyordu. Leo'nun yumruk yaptığı elleri omzumu tutup, kendime gelmem için beni sarsarken;

"Ema sakın onu dinleme. Yalvarırım git buradan. Söz veriyorum, yine gel--" hızla omzumu tutan kollarını benden uzaklaştırıp, sinirle ona döndüm.

"ASLA! Bu defa değil Leo, bu defa değil." bunu o kadar net ve kesin bir dille söylemiştim ki, Leo itiraz edememişti.

"Baba, nasıl bir oyun kurdun bilmiyorum ama unutma ki o Tanrının Işığını taşıyan kişi. Yani burayı yok edecek bir güce sahip. Onu buraya getirmekle a--"

"Işık sadece bizi değil, sevdiği kişiyi de yok eder. Ema bunu bilecek kadar akıllı." beni buraya çağırırken, bütün planı, riskleri göze almış. Haklıydı, gücümü kullanırsam ilk zarar gören Leo olurdu. Sonra da Dyagon ve Alvina. Bunu yapamam.

"Hey babalık!" duyduğum sesle arkamı döndüğümde bunun Liki olması şaşırtmıştı. Aslında verdiği tepkilere şaşırmamam gerek ama yine başarmıştı. Benim gibi soylu liderde şaşkınlıkla Liki'ye bakarken;

"Bana mı dedin?" diye sordu.

"Senden başka babalık var mı burada?" Liki ya korkudan kafayı yedi ya da yemek üzere.

"Sen kim olu--"

"Asıl sen kim oluyorsun da, bizi ayağına kadar çağırıp, sevdiklerimizi gözümüzün önünde tehdit ediyorsun?" İrina, Liki yerine cevap verince soylu daha da şaşırmıştı.

Underworld #wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin