Cennetten Bir Parça...

6.3K 514 71
                                    

Merhaba millet... Medyadakiler Ema ve Nick... İyi okumalar :}

Nick'ten

İrina ve Liki arasında sıkışan Ema'yı oradan çıkarmam gerekti. Özellikle de kuala gibi kızı saran Liki'nin kollarından. İrina'nın ülkesinden savaştan iki gün sonra ayrılmıştık. Oradaki düzeni oturtup, güvenliklerinden emin olduktan sonra üçüncü veliaht için yola çıkmıştık. Yeni rotamız karayipler de ıssız bir ada.

Uçak hala seyir halindeyken, sessizce Ema'nın yanına gittim. Yüzünü okşayarak onu uyandırıp, Liki'yi göstererek sessiz olmasını işaret ettim. Onu uyandırmadan yavaşça kalkıp, arka kabine geldi.

"O herifin uyanık haline katlanamıyorum." dediğimde Ema buna kıkırdayınca daha da sinir oldum. Ona tam karşıma oturmasını işaret ederken;

"Veliahtlara yardım eden bir yardımcı olduğunu sanıyordum." dedi. Kolunda ki bandajı açarken;

"Bu adam bütün dengelerimi alt üst etti." dedim.

"Neden?" dediğinde biran elim havada kaldı. Bu soruyu beklemiyordum. Bana öyle derin öyle güzel bakıyordu ki, o maviliklerden kendimi alamıyordum. Bana ne yaptığını bilmiyorsun Ema. Aynı derinlikte ona bakarken;

"Sana bu kadar bağlanması yüzünden." dedim koluna pansuman yaparken. Aslında bunun olacağını biliyordum. Onların Ema'ya körü körüne bağlanacağını ama benim canımı bu kadar yakacağını tahmin edemedim.

"Sen hep hiç arkadaşım yok diye söylenirdin. İşte istediğin oldu." diyerek benimle dalga geçerken, kolundaki yaraya odaklanmış, ona bakmamaya çalışıyordum. Böyle hissettireceğini bilseydim, seni onlara asla vermezdim.

"Ben normal arkadaşlardan bahsettim. Liki gibi sülüklerden değil." buna daha da gülerken sinirle ona baktım.

"Üzgünüm ama seni böyle görmeye alışık değilim. Bu yönünü daha önce hiç görmemiştim." daha görmediğin ve bilmediğin çok şey var küçüğüm. Umarım beni affedersin...

"Pantolonunu çıkar." dediğimde hemen onu da çıkardı. Küçüklüğünden beri yanımda rahat hareket ederdi. Bu bana olan güveninden kaynaklanıyordu. Bunu seviyorum.

"Kendini bu hale getirdiğine inanamıyorum." bacağında ki yaraya bakarken, kalbimin acıdığını hissettim. Yara ve kan görmeye alışıktım ama onun vücudunda değil. Son zerreme kadar soğuk kanlı olmaya çalışıyordum. Bacağındaki sargı bezini de yeniledikten sonra dikkatle sargısını sardım. Sonunda bittiğinde ağıran kollarım ile kendimi ne kadar kastığımı farkettim. Ayağa kalkıp, yüzünü ellerim arasına aldım. Eğer bir dilak hakkım olsa, tek bir şansım o da bu yüzü ömrümün sonuna kadar ellerim arasında tutmak olurdu. Asla bırakmamacasına..

Ne yaptığımı anlamaz bir ifadeyle bana bakarken, kendi geri çekmiyor, sadece ne yaptığımı izliyordu. Gözlerinde ki derinlik beni içine çekerken, dudaklarının büyüsüne kapılmamak için inanılmaz bir savaş veriyordum. Kendimi kontrol etmeliydim. Yüzünü bırakıp, ona sıkı sıkı sarıldım.

"Bir daha sakın ama sakın bunu yapma. Bana bunu yaşatma..."

"Nick..." adım dudaklarından her döküldüğünde beni baştan çıkardığının farkında değildi. Yapma Ema, yapma. Kendimi tutmakta bu kadar zorlanırken bana bunu yapma. Yüzüne bakarsam kontrolümü kaybedeceğimden korktuğum için ona daha da sıkı sarıldım ama kokusunun bile beni mahvettiğini unutmuştum. Durumu düzeltmek için;

"Git ve dinlen. Sabaha karşı orada oluruz." dedim onu kendimden uzaklaştırırken. Sessizce tamam anlamında kafasını sallayıp, gittikten sonra bunu yaptığım her ana lanet ettim ama başka çarem yoktu. Gerçekleri bilse zaten bana yaklaşmayı asla istemez. Sana yaşattıklarım ve yaşatacaklarım için özür dilerim meleğim. Özür dilerim.

Underworld #wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin