Koruma...

5K 409 35
                                    

Merhaba millet. Uzun zaman oldu biliyorum. Son zamanlarda olan olaylar yüzünden yazmak pek içimden gelmedi. Beklettiğim için özür dilerim. Umarım bunun telafisi bir olur. İyi okumalar.

Medyadaki parça : Within Temptation - Memories

Medyadaki parça : Within Temptation - Memories

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İrina ve Dyagon...

Ema'dan

Argona'ya verdiğimiz zarardan sonra hızla üsse geri dönük. Her şey tam da istediğim gibi gitmişti. Fakat Eric'te bir gariplik vardı. O diğerlerine göre daha dağılmış görünüyordu. Tüm askerler sevinç çığlıklarıyla birbirlerini kutlarken, hızla Eric'in yanına gittim.

"Sen iyi misin?" dediğimde Tres kolundaki yarayı temizlerken, o bana sırıtarak;

"Hayatımdaki en dişli kadınla tanıştım." dedi. Bunun üzerine Tres koluna sertçe bastırıp canını yaktı.

"Yardım etmeye mi, öldürmeye mi çalışıyorsun?"

"Bilmem henüz karar veremedim." diyen Tres'in Eric'e neden bu kadar kızdığını anlamamıştım ama aralarında ki uyumu seviyordum.

Eric ve diğerlerinin iyi olduğuna emin olduktan sonra etrafta Nick'i aradım ama görünürlerde yoktu. Liki askerlerle tepinirken araya girip, ona sordum. Sistem odasına doğru gittiğini söyledikten sonra bende peşinden gittim. Kalabalıktan uzaklaştıkça sesler azalıyor, sakinliğe doğru ilerliyordum. Sonunda sistem odasına vardığımda Kris ile Nick'i savaş görüntülerini izlerken buldum. Patlamadan sonra ki anların bir kısmını kameralara kaydetmiştik. İşimize yarayacak ne varsa kullanacaktık. Beni gören Kris gülümseyerek selam verdikten sonra odadan çıktı. Sanki Nick'le beni yalnız bırakmak istiyor gibi.

"Görüntüler nasıl? İşimize yarayacak bir şey var mı?" bana bakmadan hala görüntüleri izlerken;

"Bilmiyorum, biraz zaman alacak gibi ama olmasını umuyorum."

"Peki sen iyi misin?"

"İyiyim, böyle bir savaşta yaralanacak değilim."

"Doğru ya!" sanki kendi kendime konuşuyormuş gibi hissediyordum. Aramızda görünmez bir duvar oluşmuştu ve bu beni inanılmaz rahatsız ediyor.

"Nick ben--"

"Onu bulabildin mi?" dediğinde Leo'da bahsettiğini anlamıştım. Hala yüzüme bile bakmaması git gide canımı sıkıyordu. Oturduğu koltuğu kendime çevirip, bana bakmasını sağladım.

"Artık yüzüme bile bakamayacak kadar mı huzursuz ediyorum seni?" dediğimde bir şey demeden sadece gözlerime baktı. Bir saniye bile ayırmadan sadece baktı. Hemen arkasından bir şey demeden hızla yerinden kalıp kapıya yöneldi.

"Nick!" diye ona seslendiğimde bana dönmeden öylece durdu. Bunu istemiyorum, benden kaçmasını, uzak durmasını istemiyorum.

Nick'ten

Underworld #wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin