Bu sırada Evelyn elini yavrunun üstüne koyup, gözlerini kapattı. Avucundan çıkan ışık yavrunun yaralarını iyileştirirken, kurtlar bir adım geri atmıştı. Önde ki çocuk hariç. Küçük çocuk ise iyileşen yaralarla mutlulukla gülmeye başlarken;

"İyileşiyor, gerçekten iyileşiyor." diye sevinçle bağırdı. Sonunda Evelyn onu tamamen iyileştirdiğinde annesine gitmesi için onu serbest bıraktı. Bir iki kere yalpaladıktan sonra tıpış tıpış annesine giden yavru ve aslan hasret giderirken, Evelyn birden yere yığıldı. Leonardo hızla tuttuğunda Evelyn sadece göğsünü tutup, acı çekiyordu. Bunu daha önce de yaşamıştı. Leonardo'yu kurtardığı ilk gün. O an anladım ki Evelyn iyileştirdiği her yaranın acısını kendi çekiyordu. Leonardo ve biz telaşla ona bakarken;

"Onu köye götürelim, sanırım yardım edecek birini tanıyorum." diyen başta ki çocukla ne yapacağımızı şaşırmıştık ama Leonardo ona bir şey olmasını göze alamayarak hızla kucağına alıp;

"Yolu göster." dedi. Yıllarca arasam bile bulamayacağım karışık yollardan geçtikten sonra şelalenin hemen yanına kurulmuş harika bir köye vardık. Daha adımımızı atar atmaz, önümüzü kesen halk vampir olmamızdan rahatsız olmuşlardı. Sözde o zamanlar anlaşmalıydık ama buna rağmen birbirmizi sevmiyorduk. Yanımızda ki çocuğa güvenip, bir şey yapmamıştım ama herkesin bir kere olsun bize saldırma girişimi sinirimi bozuyordu. Neyse ki kurt çocuk önümüze geçip, silahlarını indirmelerini işaret etti. Hepsi şaşkınlıkla ona bakarken, bunu çabuk atlatmaları için dua ediyordum.

"Sen ne yaptığını sanıyorsun Jake. Vampirleri köyümüze nasıl getirirsin?" işte sürünün pisliği benim diyerek ortaya atılan biri adının Jake olduğunu öğrendiğim kurt çocuğa karşı çıkmıştı.

"Onlar benimle Dayv, bu seni ilgilendirmiyor." ısınmaya başladım bu çocuğa.

"Köyün kurallarına karş--" tam biri şunu ağzını kapatsın diye düşünürken, aralarından çıkan muazzam yakışıklı bir kurt daha;

"Jake getirdiyse bir bildiği vardır. Ben ona güveniyorum. Şimdi kenara çekilin." demesiyle tüm kalabalık ikiye ayrılmıştı. Bu çocuk alfa olmalıydı. Bildiğim kadarıyla kurt adamlarda alfa asla sözü çiğnenmeyen lider olarak kabul edilir ve herkes ona itaat eder. Bu kurtların bağı gibi bir şeydi.

"Teşekkür ederim abi." diyen Jake ile ikisinin kardeş olduğunu anladım. Jake'deki alfalık duruşu bundan geliyordu demek. Bu sırada Jake'nin abisinin yanına gelen yaşlı bir kadın bize doğru gelip,

"Neler oluyor?" dedi.

"Büyük anne o Tanrının Işığı. Yuna'ya yarım etti ama şimdi iyi değil. Lütfen onunla ilgilen." dediğinde Evelyn kim olduğunu anlaması Dyagon ve beni germişti. Sanırım tek gerilen bir değildik. Tüm köy Tanrının Işığı ismini duymasıyla fısıldamaya başlamıştı.

"Buna emin misin?" diyen kadın bile duyduğu şeye inanamazken;

"Kendi gözlerimle gördüm. Emin o, tıpkı anlatılanlar gibi." Evelyn'in hikayesi dünyanın dört bir yanına yayılmıştı ama bizim gibi onu ne gören vardı ne de bilen. Yaşlı kadın ona uzanıp, bir süre elini tuttu. Sonra merakla ve endişeyle bekleyen Leonardo'ya dönüp;

"Ne kadar süredir yolculuk yapıyorsunuz?" dedi.

"Aylardır..." diyen Leonardo ile;

"O iyi, yaşadığı şey ışığın laneti. O iyileştirdiği her canlının acısını kendi alıyor. Ayrıca uzun bir yolculuk onu yorgun düşürmüş. Birde üstüne gücünü kullanınca tükenmiş olmalı. Gücünü çabuk toplaması için ona birkaç şifalı bitki hazırlayacağım." dediğinde bunu düşünemediğimiz Dyagon ile birbirmize bakıp, surat astık. Biz vampirdik ve yorgunluk sorun değildi ama Evelyn için gerçekten yorucu olmalıydı.

Underworld #wattys2016Where stories live. Discover now