Bölüm 30 = Özel Bölüm (Altar)

2K 116 42
                                    

Sera mideme iyi bir yumruk geçirip arkasına bile bakmadan gittikten sonra elime ilk iş telefonumu alıp Erdem'i aramak oldu. O pezevenk ne yapmıştı bakalım. 

Dıııt, dııııt, dııııt "Alo?"

"Neredesin?" diye sordum hemen.

"Yoldayım geliyorum hayırdır sen gönderdin mi kızı?" 

"Gönderdim ama Meltem ile konuşmadan önce bir biz erkek erkeğe konuşalım istedim."

"Mikrofonun üstünde değil herhalde?" dedi Erdem.

Seradan yediğim tokadın ardından mikrofonu çıkartıp atmıştım. O kıza bu kadarını zorda olsa yapmıştım ama daha fazlasını  yapamazdım. "Hayır çoktan attım onu, ya sen?" 

"Bende kızlara tuvalete gidiyorum dedim çıkarttım. Bizim kızlara o kadar konuşma yeter de artar bile. Saçma sapan işlerine bizi de alet ettiler zaten."

"Sorma ya" diye mırıldandım. "İyi o zaman okula girmeden oturma banklarının olduğu yerdeyim inince gel."

Erdem "Tamamdır iki dakikaya oradayım" dedi ve telefonu kapattık.

Sera'nın vurduğu yerin ağrısıyla elim mideme doğru gitti. Kıza göre oldukça sağlam bir vuruş yapmıştı ama ben bu vuruşu değil nice vuruşları hak ediyordum. İyi bir sopa dayağından geçirilsem bile bu yaptığım affedilmezdi. Sırf ailelerimiz yüzünden Meltemin her dediğini yapmak zorunda kalıyordum, hemde yıllardır. 

Meltemlerin ailesi oldukça zengin ve hatırı sayılır insanlardı. Ajanların çoğu onların emirlerinde çalışırdı, tıpkı benim ailem gibi. Okula geldiğim ilk seneden beri Meltem böcek gibi yakama yapışmış ve bir türlü sıkılmamıştı da benden. Halbuki bende pek özel bir şey yoktu o zamanlar, bu bölüme bile zorla gönderilmiştim ve ajan olmaya hiç hevesli değildim. Burada okuduğumuzun ikinci yılı nasıl olduysa hayatımın hatasını yapıp Meltemden kaçmaktan vazgeçmiştim. Nasıl oldu bilmiyorum ama o sene ailelerimizde tanışmış, aynı firmada olduklarını öğrenmiştik. Bizimkiler normal alt kademede çalışan, Meltemin ailesi ise müdür. O günden geçen seneye kadar iyi kötü ilişkimiz devam etmişti ama geçen sene Meltem iyice hareketlerinin bokunu çıkartmaya başlamıştı. İnsanların düşünmeden canını acıtıyor ve incitiyordu. Büyük kavgamızın ardından yarı yıl tatilinde ayrılma kararı almıştım ve Meltemin bütün çırpınışlarına rağmen onu umursamayıp ne telefonlarını açmıştım nede kendisiyle görüşmüştüm. 

Okullar açılmadan bir kaç gün önce babam yanıma gelip benimle bir şey konuşmak istediğinden bahsetmişti. İşte o gün geleceğimi kendi ellerimle mahvettiğimi yeni fark etmiştim. Meltem ailesine ayrılığımızdan bahsetmiş ve ailesi de bizimkileri arayıp aramızı düzeltmeleri gerektiğini aksi taktirde işten kovulacakları konusunda imada bulunmuşlardı. Ne kadar gönülsüz de olsam bu durumu kabullenmiş ve okullar tekrardan açıldığında hiç bir şey yokmuş gibi ilişkimize devam etmiştik. 

Fakat bu sene Meltem iyice çekilmeyecek hale gelmişti. Kimsenin yanında bile oturmama izin vermeyen kız gitmiş, sırf düşmanını bu sene derslerde alıkoymak ve bütün çevresine zarar vermek için beni kullanmaya başlamıştı. Kabul etmediğimde de açık açık tehdit ediyordu.

"Dalmışsın hacı."

Yanımda oturan Erdeme bakarak "Evet" dedim. "Kusuruma bakma, geldiğini görmedim."

"Sorun değil, yakındaydım zaten" diyerek oturduğu yerden hafiften ayaklanıp pantolonunun dizlerinden biraz aşağıya çekiştirerek tekrar yerine oturdu. "Ee anlat bakalım sıkıntın ne."

Geriye yaslandım ve Erdeme bakarak "Olum ben bu kıza kazık atamam" dedim dobra bir şekilde. O kız bunu hak etmiyordu kesinlikle.

Erdem iç çekerek "Valla hacı, kızlar iyi. Biraz deli dolular ve oldukça da cesaretliler ama onlar için Meltemi karşına almak değer mi?" diye sordu.

Ajan Akademisi (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now