Bölüm 28 = Tatlı atışma

2.1K 137 20
                                    

Altar'ın dilinin ağzımın içinde daha fazla dolanmasına izin vermedim ve onu kendimden uzaklaştırıp osmanlı tokatını çaktım. Sonra da ona vurduğum elimi ağzıma götürdüm ve orada öylece kala donup kaldım. Ağzımı silmek için götürmüştüm o elimi ama nedense bir türlü silememiştim. 

"Sen ne yaptığını zannediyorsun?" diye sordum kaşlarımı çatarak.

Altar tokadı bekliyormuş gibi birden normale döndü. "Sana gerçek hislerini göstermeye çalışıyorum sadece."

"Ben ne hissettiğimi iyi biliyorum ve duygularımdan da gayet eminim sakın ama sakın bir daha böyle bir şey yapma" diye bağırdım.

"Ona aşık değilsin" dedi suratımda ki salak saçma sırıtışıyla.

"Kime?"

"Tarığa."

"Sen kafayı yemişsin" dedim sessizce  ve sonra tekrardan bağırmaya başladım. "Sen manyağın tekisin, aynı sevgilin gibisin. İkinizde kafayı yemişsiniz, ikinizin de en büyük hobisi benimle oynaşmak herhalde. Birisi intikam için ötekisi ise sikinin keyfi için" dediğim gibi telefonum çaldı. Şuan kim arıyorsa büyük ihtimal benden bayağı fırça yiyecekti.

Telefonu cebimden çıkartıp arayanın kim olduğuna baktığımda babamın ismini gördüm. Hiç bir şey yokmuş gibi ''bir saniye'' dedim ve Altardan bir kaç adım uzaklaşarak telefonu açtım. "Efendim.

"Neredesin kızım?"

"Dışarıdayım baba bir şey mi oldu?"

"Kızlarla okuldan çıktığını gördüm de, o sıra öğretmenler ile bir arada olduğum için yanına gelip nereye gittiğinizi soramadım, ne işiniz vardı dışarıda bakayım?"

"Biraz gezelim dedik baba ya, zaten birazdan dönüp geleceğiz sıkılmaya başladık" dediğimde Altarın yanıma geldiğini gördüm. "Neyse baba birazdan görüşürüz zaten" deyip hızlıca telefonu babamın yüzüne kapattım ve Altara dönüp, "Telefon dinlemeye utanmıyor musun?" diye sordum.

"Bana rüyanı anlatacak mısın?" diye sordu usulca.

"Sen hala rüyada mısın?" dedim ona. "Benimle daşak filan mı geçiyorsun yoksa?" 

"Hayır, sadece sen bana rüyandan bahset bende yarın Meltem ile bütün okulun önünde ayrılayım" dedi kendisinden son derece emin bir şekilde. 

Bir an yüzüne ciddi olup olmadığını sorarcasına baktım. Gerçekten bunu yapacakmış gibi duruyordu, ciddiydi ve kararlı. Yap desem yapacaktı bunu hemde hiç gözünü bile kırpmadan.

"Vaz geçtim" dedim. Önüme düşen saçlarımı elimle arkaya iterek "Üstelik sana yalan söyledim" diye itiraf ettim. "Seni rüyamda filan görmedim, bunu sadece o Meltem orosbusundan ayrıl diye söyledim." 

Altardan bakışlarımı tamamen kaçırdım ve dondurma arabasına doğru yürümeye başlamıştım ki bu sefer tamamen önüme geçip beni durdurdu. 

"O zaman bir anlaşma yapalım" dedi oldukça ısrarcı davranarak.

"Hayır anlaşma filan yok" dedim ve onu geçmeye çalışırken tekrardan önüme geçip yolumu kesti. 

"Eğer beni şimdi dinlemezsen babanı arar ve benimle birlikte olduğunu söylerim" dediğinde ona tek kaşımı devirerek baktım. "Korktuğumu filan düşünmüyorsundur umarım?"

"Şuan bana söz vermen için dünyayı yak desen kibrit nerede diye sorarım."

Pes ettiğimi belli edercesine ellerimi havaya kaldırdım ve tekrar indirirken "Dökül bakalım" dedim.

Ajan Akademisi (TAMAMLANDI)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora