64- Son Damga

579 21 2
                                    

  Arkadaşlar multideki videoyu şans eseri buldum. Hikayeyle bir alakası yok ama çok beğendim. Yapanların ellerine sağlık, gerçekten çok güzel olmuş. Umarım hikayeyi beğeniyorsunuzdur. Final yapacağım bölüme gittikçe yaklaşıyoruz. Yorumlarınızı beklerim :) İyi okumalar...

   --------------------------------------

 Hayatınızın mahvolduğunu hissettiğiniz an bir şeyler kaybetmişsiniz demektir. Bazen çaresiz kalırsınız ve seçimler yapmak zorunda olursunuz. İyi bir seçim yapmak için düşünmeniz gerekir ama düşünecek vaktiniz kalmamıştır. Seçimler insanları doğru ya da yanlış yola götürür. Eğer hiç yaralanmadan, incinmeden o yolu geçebilirseniz, yanlış yoldasınız. Doğru yola girerken iki kere düşünmeli ve her şeyi göze almalısınız. Hayatınız boyunca unutamayacağınız bir darbe yerseniz bilin ki doğru yola girmişsinizdir.

Berk'te aynıydı. Doğru yolu iki kere düşünmüştü. Yanlış yol ona ne kadar iyi gelse de doğru yolu seçmişti. Yani çoğu kişi böyle söylüyordu. Ben bunları nereden mi biliyordum? Tabi ki zorla götürüldüğüm psikiyatriden. Her gün garip garip rüyalar görüyordum. Hiç bir şekilde anlam veremediğim bu rüyalar benim çığlık çığlığa uyanmamı sağlıyordu.

Hepsinin sonu aynı bitiyordu. Bu olaylara dayanamayacağını düşündüğüm kişi sürekli bir araba tarafından eziliyordu. Bende bunu karşıdan izliyordum. Ya da tam arkasından.

Her şey bir yana ziyaretime gelen insanlar morelimi düzeltmek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlardı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Her şey bir yana ziyaretime gelen insanlar morelimi düzeltmek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlardı. Berk her fırsatta gülümsüyor ve eski ben olabilmem için çabalıyordu. Ben, bencil davranarak onların çabaladığı şeylere karşılık vermiyordum. Ama bir gün annem ziyaretime geldi. Sürekli yaptığı bir şeydi, sadece o gün farklı olarak benimle konuşmak istemişti.

"Alya... Kızım, senden tek bir şey isteyeceğim. Pes etme... Sakın pes etme... Eğer gerçekten benden bir şeyler öğrenmişsen pes etmemeyi de öğrenmiş olmalısın. Baban, bizi bırakıp gittiği zaman sen küçüktün. İntihar etsem, 'Annem benimle oyun oynuyor. Uçmayı bana da öğretecek.' derdin. Seni bırakıp gitsem, saklambaç oynuyoruz sanırdın. Seni kandırmak o yaşta o kadar kolaydı ki ama yapamazdım. Pes edemezdim... Sende pes etmeyeceksin. Annen gibi güçlü olmayı öğreneceksin."

İşte annemin bu sözleri beni kendime getirtmişti. Psikiyatri ile olan randevuların hepsini iptal ettirmiştim. Artık eskisi gibi gülümseyebiliyordum. Bebeğimize ne olduğunu da söyleyeyim. Ataoğlu ailesine yakışır bir şekilde defnedildi. Mezarlığa kaç gün üst üste gittiğimi bilmiyorum ama canımın yandığını hissetmem güzeldi.

"Birazdan gelirler. İstersen kısa şortunu değiştir, hanımefendi."

"Berk... Ben böyle çok rahatım ama..."

Berk bana ters bir bakış atınca merdivenlere yöneldim. Odama çıkıp eşofmanımı giydim. Hava dışarıda buz gibiydi ama içerisi sıcaktı.

Aşk mı ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin