52-Güzel Plan

665 30 0
                                    

"Hayır baba! Asla asla asla! Böyle bir şeyi kabul edemem!" dedim ve sinirle koltuğun birine oturdum. Ellerimi göğsümde birleştirdim.

"Kızım, bu sefer o kadarda kötü olmayacak. İnan bana iyi vakit geçirmen için elimden geleni yapacağım."

"Bu yaptığınız aptal planın benim mezuniyetimde olması şart mıydı?! Başka bir gün yapın! Benim en mutlu olduğum günü mahvetmenizi istemiyorum!"

Evet... Babam ve zeki(!) kahramanım Berk. Öncelikle yaptıkları plandan bahsedeceğim. Yıllar önce beni rehin aldıktan sonra Berk'i tehdit eden biri vardı. Hatta babasının büyük bir oteller zinciri vardı, Çırağan'lar. Tabi ki tekrar karşıma çıkacağını beklemiyordum ama Berk'le aralarında hala kapanmayan bir dava olduğunu biliyorum. Resmi bir dava değildi. Kötü olanda buydu. Bu aralarındaki sessiz bir antlaşma gibiydi. 

Oğuz Çırağan, bu ismi duyduğumda bana gerçekten tanıdık gelmişti. Kafamda bu isimle ilgili bir kaç anı bulabilmek için hafızamı yokladım ve ortaya pekte iyi şeyler çıkmadı. Berk, bu işi babama kadar iletmişti ve Oğuz'un düşman sayısı ikiye katlanmıştı. Babam işin içine girdiği andan itibaren Oğuz'dan korkmamaya başlamıştım. Benden bu planın bir parçası olmamı ve mezuniyetimi berbat etmemi istiyorlardı.

"Kızım. Başka bir çaremiz yok. O adam tehlikeli biri, ya sana zarar vermeye kalkarsa o zaman ne yapacağım?"

Kaşlarımı çatmış bir şekilde babama bakarken odaya biri daldı. Evet resmen kapıyı kıracak cinste içeri daldı.

"Merhaba, müsait misiniz diye sormayacağım. Çünkü öğrenmek istediğim bir şey var." dedi ve Berk içeri girip kapıyı kapattı. 

"Evet Ataberk. Dinliyorum." dedi babam. 

"Dışarıda duran Maserati markalı arabayla mı bu plan işleyecek?" diye sordu ve güldü.

Babam evet anlamında kafasını salladı ve gözlerini kısıp Berk'e bir bakış attı. Berk daha çok gülümsedi. Aralarında anlamadığım bir alfabe var gibiydi.

"Bunu yaptığını söyleme bana," dedi babam ve koşarak merdivenlerden aşağıya indi. Ben anlamayan bakışlarımı Berk'e çevirdim. Bana gel işareti yaptı ve koşarak bizde aşağıya indik. Arka bahçeye çıktığımızda boyası bile yeni yapılmış sıfır bir arabanın evin arka tarafında ki koca duvara çarpmış olduğunu gördük. 

Berk cebinden bir sigara çıkardı ve yaktı. Çok rahat davranıyordu. Bahse girerim bunu bilerek yapmıştı. Babam ise kazanın olduğu yerde donakalmıştı. Arkasını dönüp Berk'e ters bir bakış attı.

"Ben bu arabaya ne kadar para ödedim biliyor musun sen?! Şimdi ne yapacağız? Bir fikrin var mı?! Ya da güzel bir planın var mı?!"

Babam yavaş adımlarla bahçenin kapısına geldi ve yanımızda durdu. Berk sigarasını içine çektikten sonra ayağının altında ezdi ve babama parmaklarıyla üç işaretini gösterdi.

"3... 2... 1..." dediği anda zil çaldı. Büyümüş gözlerle kapıya baktıktan sonra Berk'e baktım. Yüzündeki gülümseme artmıştı. Kapıya doğru ilerledi ve bizde içeriye girdik. Büyük salonun ortasında kapıya doğru bakıyorduk. Babam şaşırmış ve meraklı gözlerle kapıya bakarken ben Berk'in rahat  tavırlarına bakıyordum. 

Kapıyı yavaşça açtıktan sonra bakışlarını bize çevirmişti. Bende babam gibi kapıya baktığımda içeriye 60-70 yaşlarında bir adam girdi. Gözlerinin mavisini uzaktan bile seçebiliyordum. Elinde tuttuğu bastonu yaşlılıktan değilde, asillikten tutuyormuş gibi duruyordu. Kafasına fötr şapka denilen kahverengi, yan tarafları deri olan afili bir şapka takmıştı. 

Aşk mı ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin