32-Git...

856 44 2
                                    

  Multiye dikkat :) Sizi seviyorum ama votelerseniz :)  kskdds

  Seyahatler hep bana huzur verirdi. Annemle arabaya binip bir yere gitsek kulaklığımı takıp huzurlu bir şekilde hayaller kurardım. Ama bu seyahat o kadar huzurlu değildi benim için.

Yanımda bana yalan söyleyen, elinde kanın kokusu olan biri vardı. Ve ben o birini seviyordum... Aşıktım ben ona, hemde deliler gibi...

Her şeyini seviyordum... Gülüşünü, bakışını, ciddiyetini, masumiyetini, cesurluğunu... Araba kullanırken bile o kadar tatlı duruyordu ki... İçimden ona sarılmak geliyordu.

Yüzünün kemikli olması, saçlarının sürekli dağınık olması, gözlerini bir noktaya sabitlemesi.

Hafifçe gülümsedim. Onu düşününce elimde olmadan gülümsüyordum arada. Yanımda oturan kişi benim anlattığım sıfatlara birebir uyuyordu.

"Benimle hiç mi konuşmayacaksın?" 

Sorduğu sorunun cevabını o benden daha iyi biliyordu. Tüm yol boyunca ağzımı açmamıştım. Antalya'dan İstanbul'a gelene kadar. İstanbul tabelasını gördüğümde sormuştu bu soruyu.

"Alya, bari cevap ver yada ne biliyim bağır, çağır, küfret bir belirti ver bana..." 

Gözlerimi ona doğru çevirdim. Kulağımda ki kulaklıkla onu rahatlıkla duyabiliyordum.. Ama duymamış gibi yapıp kulaklığın tekini çıkardım.

"Bir şey mi dedin?"

Bana bir bakış attı ve derin bir nefes aldı. Sonra önüne geri döndü.

"Demedim bir şey, boş ver."

Berk'e kapak atmıştım. Kafamı cama doğru çevirdim ve güldüm. Onun gülüşümü görmesini istemiyordum. Kafamı cama çevirdiğimde gördüğüm şey beni şaşırtmıştı.

"Ohaa! Dur!" 

Aniden araba fren yaptı.

"Ne oldu?!"

Sanırım biraz fazla bağırmıştım. Berk'e döndüm ve elimle pencereyi işaret ettim. Gülümsememi görünce kafasını hemen pencereye çevirdi.

Gördüğü manzarayla onunda ağzı açık kalmıştı.

Papatya... Evet, kış ayının ortasında papatya... Yolun yan taraflarında bir tarla vardı ve bu tarlanın üzeri bembeyaz papatyalarla dolmuştu.

"İyi de, bu çok saçma..."

Berk'e kaşlarımı çatarak baktım. Kapıyı açtım ve ana yoldan tarlaya atlamak için harekete geçtim.

O da arkamdan geliyordu. Arkama baktığımda arabayı kenara park etmiş olduğunu ve arkadan bana baktığını gördüm.

"Hani çok saçmaydı. Gidip arabada bekleyebilirsin."

"Papatyaları sevdiğini hatırladım ve kendimi affettirmek için iyi bir yol olduğunu düşündüm."

"Yanılmışsın..."  fısıltıyla söylediğim için duymamıştı.

Papatyaların en bol olduğu yere gittim ve eğilip toplamaya başladım. O kadar güzellerdi ki bana bakıp gülümsüyorlardı sanki. 

"Neden papatyalar?"

Berk'in sorduğu bu sorunun cevabını çok iyi biliyordum. Neden papatyalar?

"Neden diğer kızlar gibi gül yada lale, menekşe değilde neden papatya?"

Derin bir nefes aldım.

"Çünkü..."

"Sizde kimsiniz?!"  lafımı yaşlı bir amca kesmişti. Elinde bastonla bize doğru yürüyordu. Hareketlerinden kızdığı belliydi.

Aşk mı ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin