🎀"SEVDA SERDEM"(Düzenlendi)📌

En başından başla
                                    

"Kızlar ben lavaboya gidip geliyorum. Şalım bozulmuş yapıp gelirim hemen. "dedim.

"Tamam ama çabuk gel Sevda daha Ezgiye ceza vereceğiz. Neler aldıracağız neler"dedi Hale.

Haleyle ikimiz gülerken Ezgi kızıyordu. Birbirlerini kızdırmak hoşlarına gidiyordu.Lavaboya doğru gidiyordum bir an nerede olduğunu göremedim. Gözlerime etrafı tarıyordum ve buldum. Ha işte orda. Hızla yürüyecektim ki kafamı duvara çarptım galiba.

"Ya önümde duvar mı vardı benim ya. Çok sakarım duvar da duvar değil taş resmen kafam gitti. Önüme duvarı kim koydu benim. "

Karşıda duyduğum gülme sesi ile kapalı olan gözlerimi açtım ve karşımdaki adama baktım. Allahım bu nasıl güzel mavidir. Aynı Karadeniz gibi. Gözleri o kadar güzelki ünlü bir ressamın en beğenilesi çizimi,bir müzenin en nadide parçası gibi. Ne diyorsun Sevda sen kendine gel.

"Önüne baksana kafandaki gözünü de mi örtüyor yoksa."dedi. Bu güzel mavilerin sahibi bu hoş olmayan soruyu yöneltti bana. İçimde çok farklı bir his oldu. İnsan hiç tanımadığı birine kırılabilir mi. Kalbim acıyordu sanki. Az önce ise o mavilerin etkisiyle pır pır ediyordu halbuki kalbimdeki kuş. Ama mavilerin sahibi o kuşun iki kadını da kopardı ve yere çakıldı kuş. Hiç bir şey söylemeden gitmek istedim.

"Hey sana bir soru sordum cevap versene. Dilini mi yuttun yoksa. "

"Siz nasıl bir insansınız ya. Sadece ben mı suçluyum siz neden dikkat etmediniz. Çünkü elinizde telefon vardı öyle değil mi. Bir suçu hemen başkasının üzerine atamazsınız. Tabi siz başta benim örtümle dalga geçiyorsunuz. O Rabbimizin ayetidir ve değerlidir sizin aksinize. Ağzınıza almaya hakkınız olmayacak kadar değerli."dedim. Sesim biraz yüksek çıktı. Ben şu an bir erkekle resmen konuşuyorum ve gözlerine bakıyorum. Yaptığım çok yanlış. Gözlerimi gözlerinden çektim ve gitmek için harekete geçtiğimde kolumu sıkıca tutan el ile gidemedim.

"Sen benimle böyle konuşmaya nasıl cüret edebilirsin. Sen ne zannediyorsun kendini. Ha söyle ne zannediyorsun kendini dedim sana. Konuş cevap ver bu cesareti nereden buldun."dedi karşımda gitgide iğrençleşen şahsiyet. Ben ise kolumdaki acı ve daha çok ta kalbimdeki hayalkırıklığı ve de kimsenin bana bağırmasına alışkın olmadığım için gözlerimden durmadan yaşlar süzülüyordu. Sonra ise kolumu zorla kurtardım elinden ve koşarak lavaboya gittim. Musluğu çokça açıp ağlamaya başladım. Neden bu kadar kırılıyorum ki neden . Sıradan bir insan daha öncede bakışları ve sözleriyle bu şekilde davranan insanlar oldu. Avcuçlarıma aldığım soğuk suyu yüzüme sertçe vurdum. Ve bir kaç kez daha yaptım. Kendime yavaş yavaş geliyordum artık. Şalımı da düzelttim ardından koluma baktım resmen kızarmış . Nasıl sıktıysa kolumu artık. Neyse Sevda düşünme şu gereksiz adamı boşver. Üzülmene değmeyecek bir adam için dökülen gözyaşlarına yazık. Kızları daha fazla bekletmemek adına lavabodan çıktım ve masaya doğru yürümeye başladım .

"Sevda kızım napıyorsun" diyen kişiyle çok şaşırdım. Hemen yanına gidip sarıldım .

"İyiyim Sevgi abla sen nasılsın"

"Ben de iyiyim canım. Seni gördüğüme çok sevindim. Her gördüğümde ayrı bir güzelleşiyorsun sanki maşallah sana."dedi. Öyle söyleyince eminim benim yanaklarım kırmızılık boyutunun sınırlarını zorluyordur.

AŞKIMIZIN SİMGESİ "SEBA"(DÜZENLENECEK)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin