Murat cevap vermeden önce bakışlarını denize doğru çevirdi. Boğazda kahvaltı etmenin güzel olacağıı düşünmüştü. Fakat bu gün tadını çıkaramayacağımız kesindi.

''Kahvaltıdan sonra Kadir Kutlu'nun ofisine gideceğiz. Yapılması, imzalanması gereken bir şey var mı yok mu diye kontrol eder gerekli işlemleri tamamlarız.''

''Seher... O ne olacak? ''

''O geldiğinde sen buradan çoktan gitmiş olacaksın.''

''Murat yanlış anlama ama annenin babamın emeğine böyle umursamazca çökmesini istemiyorum! Derdim para değil. Ama babam yıllarca tüm emeğinin bir kadın tarafından çar çur edilmesi için çalışmadı! Seher babamın servetini rahatça kullanabilmek için illaki ban ihtiyaç duyacak çünkü her şeyi bana kaldı. Dolayısıyla gittiğimi öğrenince deliye dönecek ve öyle yada böyle beni geri getirtecek. İşte o zaman her şey daha kötü olacak. Çünkü işin içinde sende varsın. Bence Batman'a gitme fikrini kafamızdan silelim.''

''Hayır Evra. Ben bu anlattıklarını da düşündüm. Derdinin para olmadığını elbet bende biliyorum. Dediklerinde haklısın. Ama inan bana annem peşinden Batman'a gitme cesaretini gösteremez. Zaten Batman'ı istememin en büyük nedeni bu.''

''Ya Serkan? İnan bana o Batman'a elini kolunu sallaya sallaya gelir. Hele bir de Seher isterse bahanesi de olmuş olur.''

''Onu da ben hallederim Evra... Babanın servetine gelince, şöyle bir planım var, babanın şirketinden anneme hisse ver.''

''Dalga geçiyorsun değil mi!? Seher'e hisse mi vereceğim?''

''Beşte biri kadar Evra... Babanın şirketini şu an yardımcıları idare ediyor. Ama yakında başına ben geçeceğim. Sırf bunun için ticaret hukuku okudum ve bu son senem. Yani anneme hisse versen bile elle tutulur bir kaybın olmayacak..''

''...''

Kısa bir sessizlik oldu aramızda. Vapurların yankısı etrafımdaki insanların sesine karışıyordu. İçime çöken yalnızlığa karşılık sadece boyun eğdim. Buradan gitme hayaliyle yaşıyorum. Sadece gitmek... Ama o kadar uzak bir yerde yalnız olma düşüncesi... Bilmiyorum. Tuzlu suyun kokusunu ne zaman çekebilecektim bir daha içime? Her daim kapalı bulutların dokunsan ağlayacak halleri. Murat'la ne zaman tekrar sahilde güneşin doğuşunu beklerken uyuya kalacaktık? Üstelik bir kez olsun güneşin doğduğu anı görememişken..

''Evra... bana bak...''

Murat'ın parmakları masanın üstünde birbirine kenetlediğim ellerimi nazikçe kavradı. Başımı kaldırınca gözlerimiz kesişti. Neden beni gözlerine hapsedip diğer herkesten uzak tutmuyordu ki?

''Seni yalnız bırakmayacağım. Sadece kısa bir süreliğine yanında olmayacağım. Ve sana söz veriyorum her şey istediğin gibi olacak. Orada güvende olacaksın. Serkan ve annemin senin Batman'da olduğundan haberleri olmayacak. Sadece gitmiş olacaksın. Lütfen... seni onlardan uzak tutmamın tek yolu bu.''

Cevap vermek yerine hafifçe kafa salladım. Kabul etmekten başka çarem yoktu..

------------

İşimiz yaklaşık bir buçuk iki saat sürmüştü. Bir saati Kadir beyle -ki o benim ona amca diye seslenmemi istiyordu- sohbet etmekle kalanı ise gerekli işlemleri tamamlamakla geçmişti. Kadir beyle geçirdiğimiz iki üç aya karşın onu hatırladığım kadarı ile şimdiki hali arasında dağlar kadar fark vardı. Yaşlanmasını kast etmiyordum bile. Avurtları içine çökmüş ürkütücü derecede kilo kaybetmişti. Onla kaldığıkız zamanlar kırçıl bıyıkları vardı oysa şimdi yüzüni aylardr kesilmemiş olmaktan kötü bir hal olmuş olan sakalları sarıyordu. Beni ilk gördüğü o andaki tepkisini asla unutamayacaktım. O an sanki babamla beni tren istasyonundan almaya gelmiş gürbüz adama dönüşmüştü.

Dağlar DumanМесто, где живут истории. Откройте их для себя