2. Bölüm

7K 266 95
                                    




Rüzgar beyaz perdelerimi bir gelinin duvağı gibi hafif hafif dalgalandırıyordu. Kapımı kilitleyip yatağıma boylu boyunca uzandım ve sessizliğin tadını çıkarmaya koyuldum. Koskoca evde gece vakti yalnız kalma düşüncesi pekte hoş değildi aslında. Murat bize atıştırmalık bir şeyler almak için dışarı çıkmıştı. Gitmeden önce de kapımı kilitlemem için sıkı sıkı tembihlemişti beni. Çünkü her ne kadar Seher arkadaşlarıyla birlikte Antalya'ya 'kaçamak' yapmaya gidip kısa bir süreliğine  rahat bir nefes almamı sağlamış olsa da Serkan buradaydı. Seher'in en büyük oğlu. Şu an eve değildi, muhtemelen arkadaşlarıyla birlikte ortalığı birbirine katıyordu. Fakat asıl mevzu eve döndüğünde ne halde olacağıydı.

Koridordan bir takım sesler kulağıma fısıldadı. Yerimden yavaşça doğrulurken kendi kendimi yanlış duymuş olabileceğimi düşünerek rahatlatmaya çalışıyordum. Ama gittikçe yaklaşan sesler bu ihtimali iyice düşürüyordu.

Koridorda biri vardı...

Belki de Murat gelmiştir... diye söylendim kendi kendime. Murat'ın gelmiş olmasını umuyordum.

Kapımın altında ki kısa boşluktan loş bir gölge içeriye sızmadan önce bir şeyin devrilip kırıldığını duydum. Nefesimi tutup sessizce kapıya dayandım. Bu kesinlikle Murat değildi.

Kısa bir süre kapıyı aramıza alarak karşı karşıya durduk öylece. Sesler kesilmişti. İçten içe Murat'la birlikte gitmediğim için kendime kızıyordum. Tekrar adım sesleri gelmeye başlayınca polisi aramayı düşündüm. Fakat sesimi duyabileceği için korkup vazgeçtim. Kimdi bu? Ve ne istiyordu? Sesler uzaklaşmaya başladı. Ve bir süre sonrada tamamen kesildi. Rahatlamam mı yoksa daha çok mu korkmam gerekiyordu bilmiyorum. Bildiğim tek şey Murat'ın bir an önce eve gelmesini istediğimdi. Sonunda onu aramaya karar verdim. Telefonumu almak için arkama döndüğüm sırada penceremin önünde birisinin öylece dikildiğini gördüm. Çığlığım evin beton duvarlarına çarpıp bana geri dönünceye kadar o hızla atılıp avucunu dudaklarıma sertçe bastırmıştı.

Serkan!?

''Pencereyi açık unutmuşsun güzelim... Beni kendinden uzak tutmak için kapıyı kilitlemek pekte akıllıca bir çözüm değil doğrusu...''

''B-bırak beni...yalvarırım...'' Sinsice sırıtıp baş parmağını hafifçe alt dudağımın altında gezdirdi. Alkol ve ter kokusu havayı ağırlaştımıştı. Nefesi yüzüme çarptıkça midem kalkıyr kusacak gibi oluyordum.

"Böyle yaparak ağabeyini çok üzüyorsun ama... Senden istediğim şey oldukça basit oysa. "

"..."

Alnını alnıma dayayarak konuşmaya devam etti.

"Tek yapman gereken şey uzanmak... Sanki uyuyacakmışsın gibi. Hepsi bu kadar. "

"Serkan...."

"Benden kurtulamazsın Evra. Senden istediğimi alana kadar asla. Ve emin ol düşündüğün kadar berbat değilim. Neyden bahsettiğimi anlıyorsun öyle değil mi?''

Bir şeyler söylemek için ağzımı açtım ama boğazıma düğümlenen hıçkırıklar kelimelerin önünü kesti. Korkudan nutkum tutulmuş Serkan'la duvarın arasına kalakalmıştım öylece.

''Anlaşıldı... Böyle olmayacak. ''

Kolumdan sertçe kavrayıp yatağıma doğru fırlatırcasına ittirdi. Daha ne olduğunu anlayamadan üstüme çıkıp gömleğime yapıştı. Yırtılan kumaşın sesiyle boğazımdan tiz bir çığlık koptu. Onu üstümden atmak için debeleniyor yumruk yaptığım ellerimi göğsüne vuruyordum ama nafile. Benden daha güçlüydü. Bileklerimi çevik bir hareketle kavrayıp başımın üstünde sabitledi. Bu seferde bacaklarımı rastgele savurarak çırpınmaya başladım. O ise bu halimden keyif alıyor gevrek gevrek gülümsüyordu. Sonunda gücüm tükenip kendimi bırakınca memnun olduğunu belirten bir tonda hafifçe kıkırdadı. Bacaklarım arasında kendine yer edinirken boynuma doğru yöneldi. Tam o sırada kapım büyük bir gürültüyle menteşelerinden ayrılıp yere devrildi. Murat Serkan'ı omuzlarından tutup geriye savurdu. Ardından kolumdan çekiştirip odadan dışarı çıkardı.

Dağlar DumanWhere stories live. Discover now