Cadıların Laneti...

Start from the beginning
                                    

Nick ağır yarasına rağmen iki gün içinde ayağa kalkmıştı. Sanırım Ema'nın onu bu şekilde görmesini istemiyordu. Garip olan Ema'nın her hangi bir yarası olmamasına rağmen iki gündür edliksiz uyuduğuydu. Nick bunun normal bir süreç olduğunu ve yakında uyanacağını söylemişti ama son olanlardan sonra ona güvenmek gelmiyordu içimden.

"Şimdi siz bana o gece Ema'nın yarattığı bir gücün onu yok etmek üzere olduğunu mu söylüyorsunuz? Üstelik Nick bunu biliyordu?" Liki her şeyi yeni öğrenmiş ve sindirmeye çalışıyordu.

"Sanırım öyle ama belkide göründüğünden farklıdır. Sonuçta Nick bunca zaman Ema'nın yanındaydı, ona isteyerek ve bilerek zarar vereceğini sanmıyorum."

"İlk gördüğüm andan beri onu sevmemiştim zaten." Liki hala Nick'e öfke kusarken, aklımı kurcalayan şeyleri dile getirdim.

"Sanırım veliahtlar ile ilgili bilmediğimiz çok şey var. Bir düşünsenize, biri çıkıyor ve sadece beş kişinin dünyanın kurtarabileceğini söylüyor. İlk başta saçma gelse de bizi ikna eden Ema'ya hissettiklerimiz ve bildiklerimiz bu kadar. Nick daha fazlasını biliyor. Sakladığı şeyler olmalı."

"Haklısın, bunu benden düşündüm ama dediğin gibi Ema'ya olan güvenim ve inancım beni buraya getirdi." İrina'nın da bana hak verdiğini bilmek iyi hissettirmişti.

"Ema'nın bir suçu yok ama değil mi?" Liki tüm masumluğuyla Ema'nın suçsuz olmasını umarken;

"Bence asıl kurban Ema!" dedim. Hepsi tedirgin ve üzüntüyle bana bakıyordu. Onları üzmek istemezdim ama benim fikrim buydu. Eğer gerçekler düşündüğüm gibiyse, Ema'yı onlara bırakmayacağım!

Ema'dan

Başımın ağrısından gözlerimi açmakta zorlanıyordum. Sanki tüm gece içip içip sızmış gibiyim. Bana neler oldu? Olanları hatırlamaya çalışırken, Nick'in kanlı yüzü geldi aklıma.

"NİCK!" tam hızla yerimden kalkacakken, omuzlarımda hissettiğim el ve karşımda gördüğüm suretle derin bir nefes aldım. Bu oydu ve iyiydi.

"Tanrım... Nick!" elim hızla yüzüne gittiğinde onun gerçek olduğunu anlamak istiyor gibiydim. Gerçekti ve yanımdaydı.

"Şii... Burdayım ve yanındayım." alnımı alnına dayadığım da onu daha da yakından hissetmek istiyordum. Onu kaybetmenin bu kadar acı vereceğini tahmin etmezdim. Sonra hafızamdaki büyük bir boşlukla hızla geri çekildim.

"Neler oluyor Nick? Yani neler oldu? Sen yaralanmıştın? Çocuklar nasıl, onlar iyi mi?"

"Sakin ol, herkes iyi. Bende öyle." elim karnına gittiğinde yüzünü buruşturmasından hala yarasının taze olduğunu anladım.

"Neden yatakta değilsin? Kafayı mı yedin sen?" bu halime gülerken;

"Seni böyle görmeyi özlemişim. Ben iyim merak etme." dedi.

"Bu mu iyi halin? Nick l--"

"Ema!" cümlemi bölen heyecanla içeri giren çocuklardı. Liki hızla üstüme atlayıp sarılırken, İrina da hemen yanıma oturmuştu. Eric ayakta dikilirken;

"Biran hiç uyanmayacaksın sandım." dedi.

"Hiç derken? Kaç saattir kendimde değilim ki?" dedim şaşkınlıkla...

"Saat mi? İki gündür uyuyorsun Ema!" diyen Liki ile şok oldum. İki gündür yemeden, içmeden, işemeden mi uyuyordum? Ama bu imkansız.

"Neler oldu? Biri bana anlatsın."

"Hatırlamıyor musun?" diye soran İrina'ya olumsuz anlamda başımı sallarken, bir süre uzun bir sessizlik oldu. Hepsinden gelecek mantıklı bir açıklama beklerken, o gün olanları düşündüm. En son kollarımın arasındaki Nick'i ve onu benzettiğim Leo'yu hatırladım. Sonra başıma aniden giren ağrı ile iki elimle kafamı tuttum. Bunun biran önce geçmesi için dua ederken, Nick'in bana uzanan elini Eric hızla benden uzaklaştırdı. Nick ve Eric tüm öfkeleriyle birbirlerine bakarken, Nick bu haldeyken neden ona böyle davrandığını anlamadım.

Underworld #wattys2016Where stories live. Discover now