Bölüm 15 ° "Şüphe"

2.6K 107 27
                                    

Bölüm Müziği: Natalie Felicia - Easy Ride

Gözlerinde gördüğüm, o mahzun ifadelerin hayatımı oluşturan uğursuz tuğlalara bir zayıf kat daha çıktığını hissediyordum. Konulan her tuğla içimde yanan korkuyu daha da alevlendiriyordu. Zira yalanlar ne kadar yükselirse, orantılı olarak acılar üzerime o kadar çok yığılacaktı.

Bir adım attım ona. ‘’Ne oldu?’’

Hiçbir cevap vermedi. Bir adım daha attım.

Ona yaklaştıkça gözlerinin üzerimde olmadığını anlıyordum. O gözlerime bakmıyordu, boşlukta salladığı düşüncelerine bakıyordu.

Bir adım daha… ‘’Baray?’’ Son adım… Artık dibindeydim.

Çatık kaşları alnındaki çizgileri belirginleştirmişti. Zihninden yüz ifadesine yansıyan bu derin ve ürkünç izlerin üzerinde kötü bir bedenin parmak izleri vardı.

‘’Baray.’’ Diye konuştum yavaşça. ‘’Neler oluyor?’’

Gözlerini bana çevirdi. Yüz ifadesi öfke doluydu fakat gözleri karmakarışık bir üzüntüyle kaplıydı.

‘’Sana anlatamam.’’ Dedi.

‘’Artık şu kesin çizgilerinden kurtul.’’ Diye kızdım. ‘’Bana gerçekleri söylemediğinde işe yaramıyormuş anlaşılan. Hatırlarsan az önce ikimizde delik deşik oluyorduk.’’

Hızlıca yanımdan geçip gitti ve şöminenin karşısına oturdu. ‘’Kaçamazsın, Baray. Eninde sonunda her şeyi öğreneceğim.’’
‘’Şu an doğru zaman değil.’’ Dedi arkasını dönüp. ‘’Anlamıyor musun? Göremiyor musun? Onca tehlikenin içindeyken sana nasıl her şeyi anlatabilirim?’’

Hızlı adımlarla yanına gidip, oturdum.

‘’Bana zarar gelmesini istemiyorsan beni bırak o halde.’’

İkircikli halleri beni yoruyordu. Ne bana gerçekleri anlatıyordu ne de beni bırakıyordu. Artık hangi durumda nasıl bir tutum takınmam gerektiğini bilmiyordum.
Beklemediğim bir anda bana döndü. ‘’Bak, Mehir.’’ Diye lafa girdi sonra dudaklarını yaladı. ‘’Bu insanların ne derece gaddar, ne derece kan isteyen insanlar olduğunu bilmiyorsun. Gerçekleri bildiğin an ve en kötüsü bu anlaşıldığı zaman başına gelecekleri tahmin bile edemezsin. Seni bırakamam çünkü beni çıkışa götürecek olan sensin. Sana gerçekleri anlatamam çünkü beni çıkışa götürecek kapıyı bulduğun an bir kan gölünün ortasında bulabiliriz kendimizi. İstersen buna bencillik de. İstersen başka bir şey. Sana bir seçenek sunmuyorum çünkü sadece tek bir yol var.’’

Cümlesinin anlamı beni kafese kapatılmışım gibi hissettirmişti. İçimi burkan bu çaresizlik ona olan geri dönüşümü öfkeye bulandırmıştı.

‘’Evet sen bencilsin, Baray. Sen kendi cehennemine hiçbir şeyden haberi olmayan birini bulaştıracak kadar kötü birisin. Vicdandan söz ediyorduk ya… Ben senin kalbinde vicdandan tek bir parça olduğuna bile inanmıyorum artık.’’
Yavaşça ayaklandım. ‘’Senin o dipsiz cehenneminde yanmak için fazla masumum ben.’’

Hızlıca kapıya doğru ilerledim ve kapıyı çekip çıktım. Koşabildiğim kadar koştum. Daha hızlı koştum… Gecenin karanlığını hafifletmek adına görev yapan tek bir yıldız bile yoktu gökyüzünde. Zifiri karanlığı mesken bilmiş kalbimin ürkekçe atması normal miydi?

İKİ GÖLGETahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon