⇝6.7⇜

3.7K 221 49
                                    

Çantasını sıraya koyup yerine oturdu. Bilerek geç gelmiş teneffüse yakın saatte sınıfa girmişti. Taehyung ile ciddi anlamda konuşması gerekiyordu.

"Jungkook numaranı söyle"

"388"

Kafasını sıraya koyacağı an zil sesini işitmişti. Ayağa kalkıp sınıftan çıkmıştı. Aralarında bir sınıf vardı. Onu geçip 12/C ye ulaştı. İki elini kapının kenarlarına koyup sınıfta gözlerini gezdirdi. Oturduğu yerde ne kendisi ne çantası vardı ne de eşyaları. Sınıfa girip defteri karıştırmaya başladı. Bugüne gelince durup numaralara baktı. Taehyung bugün yoktu. Defteri sert bir şekilde kapatıp sınıftan çıktı.

Bugün okuldan kaçma günüydü. Kendi sınıfına koşarak gidip çantasını kaptığı gibi çıkmıştı. Merdivenlerden ikişer üçer inerken sol eli tırabzanı tutuyordu. Bahçeye gelince rüzgar bütünüyle Jungkook'a vurmuştu. Yine de devam edip arka bahçeye geldi. Aklına bişey gelmişti. Taehyung ile burada yaşadıkları, kendi kendine sırıtıp çitlere baktı.

O kadar yukarıda değillerdi. Biraz arkaya gidip çantayı yukarıya doğru fırlattı. Elindeki telefonunu arka cebine sıkıştırıp sağ ayağını duvara koydu. Belki de en zor yeri burası olucaktı. Sol ayağınıda koyup tırmanmaya başladı. En yukarıya kadar gelmiş ve son adımını atıcakken kolu derince çitler yüzünden çizilmişti. Bağırmasını içinde tutup ayağını kaldırdı ve diğer tarafa geçti.

Baya derin çizilmişti ve kanın durması imkansızdı. Çantayı yerden alıp koşmaya başladı. Yol boyunca esen rüzgardan daha da sızlayan koluna giydiği ince hırkasını sarmıştı. Belki daha iyi olabilirdi. Eve varınca kapıyı tıktıkladı zili çaldı. Açan yoktu. Kapının önüne oturdu belki de uyuyordu demi? Ayaklarını uzatıp beklemeye başladı. Karşıdan bir teyze Jungkook'a doğru ilerlerken o kaşlarını çatmıştı. Teyze yaklaştığında ince sesiyle konuşmaya başladı.

"Taehyung'u mu arıyorsun yavrum?" sesini çıkartmadan kafa sallamıştı Jungkook. Teyze yüzünü düşürüp tekrardan ince sesiyle konuşmaya başladı. "Sen bilmez misin? Taehyung bir yokuşta baygın halde bulundu" Jungkook'un kafasında kaynar sular dökülürken yüzü de kıpkırmızı olmuştu. Bu teyzenin kafayı yediğini veya yalancı olduğunu düşünmüştü ama bütün hücreleri çoktan bunu kabul etmişti.

Teyzenin yakasına yapışıp sulu ve kırmızı gözleriyle konuşmaya başladı. "Nerde?!" teyze korkmuşcasına kekelemişti. "Se-seul Hana hastanesi"..

❤❤❤

Medya: Çok hoj demü vjvjv

ByuNaz limonumm 😍

Çok mu uzun bir bölüm oldu be 😉😋😆 bay ✋👽






















Destiny  ∷VΚ∞Κ∷TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin