Masumiyet

856 101 129
                                    

Ben kimin uydusuyum?

Uymadı mı sorgusuyum,

Hala eski duygusuyum,

Prensesin uykusuyum.

Bir avuntu dolgusuyum,

Terk eder beni korkusuyum,

Hala eski duygusuyum,

Prensesin uykusuyum.

Uykusuz rüyasız,

Bana gelince hayat neden masalsız, bilmem

Redd - Prensesin Uykusuyum

Kerem'in düşünceli bir şekilde çamlıktan eve geldiği sıralarda, Melis de Tolga'ların evinin kapısını çalıyordu.Kapıyı Selen açtı ve Melis'i içeri davet etti.

_Annenler evde mi Selen'cim?

_Hayır yoklar.

_Tolga nerede peki?

_Sence?Sesleri duymuyor musun?

Melis yavaş adımlarla merdivenlerden çıkıp Tolga'nın odasına doğru yöneldi.Odanın içinden yoğun bir müzik sesi geliyordu ve bu ses Melis'in her adımında yükseliyordu.Kapıyı yavaşça açtı.İçeri girdiğinde Tolga'yı büyük bir hınçla kum torbasını yumruklarken buldu.O kadar dalgındı ki Melis'in geldiğini fark etmemişti bile.Müzik setinde 'Bon Jovi'nin 'Its my life'şarkısı çalıyordu.Tolga çok severdi Bon Jovi'yi.Melis bir süre bir şey demeden izledi Tolga'yı.Onu izlediğini fark etmesini bekledi.Ama Tolga şu an dünya yıkılsa duymayacak gibiydi.Melis içinden;

'Kim bilir aklından neler geçiyor?'diye düşündü ve bunu tahmin etmeye çalışırken onu izlemeye devam etti.Tolga'nın üzerinde sadece spor bir şort vardı.T-shirt giymemişti veya giydikten sonra çıkarmıştı.Melis'in gözleri Tolga'dan ayrılıp odada dolaşmaya başladığında ikinci seçeneğin doğru olduğunu gördü.Tolga'nın açık sarı kolsuz t-shirt'ü odanın ortasındaki halının üzerinde öylece bir süs eşyası gibi salınıyordu.Belli ki antrenmanına yarı çıplak başlamamıştı.Ama sonradan çok terleyince giysisi onu rahatsız etmişti.

Melis gözlerini yerdeki tshirtten ayırıp odada gezdirdi.Tolga'nın odası sade ama dekoratifti.Duvarlar bej rengindeydi ve mobilyalar birinci kaliteydi.Etrafta ıvır zıvır hiçbir eşya olmadığı için zaten büyük olan odada iyice boş alan açılmıştı.Ve Tolga bu boş alanı duvarından sarkan bir kum torbasıyla değerlendirmek istemişti.Birbirine bakan iki duvardan birinde büyük basketbolcu Stephen Curry'nin posteri bulunurken, tam karşısında ona gülen gözlerle bakan Neymar vardı.

Bu oda tamamıyla Tolga'nın ruhunu yansıtıyordu ve Melis o ruhu uyandırmanın vaktinin geldiğini düşündü.Müzik setine ilerleyip kapatma tuşuna bastı.Müziğin kesilmesiyle Tolga rüyasından uyandı.Kafasını çevirdiğinde Melis'le göz göze geldi.Tolga bu durumdan rahatsız olmuş bir şekilde kaşlarını çatınca Melis de;

'Ne yapayım.Başka türlü beni fark etmeyecektin'diyerek kendini savundu.

Bunun üzerine Tolga bir şey demedi.Bir süre sessizce Melis'e bakıp bir sonraki cümlesini beklemeye başladı.Buraya kadar geldiğine göre söyleyecek bir şeyi olması gerekiyordu.Ama Melis hiçbir şey söylemedi.Sadece Tolga'yı izlemeye devam etti.Ve onun ne kadar yorulmuş olduğunu gördü.

Tolga nefes nefese kalmıştı.Tüm vücudu, hatta sarı saçlarının dipleri bile terden sırılsıklam olmuştu.Sonra o saçlardan düşen bir damla ter, geniş sol omzundan aşağı kayıp göğsüne ulaştı ve oradaki dövmenin üzerinde eridi.Melis'in gözleri bir kez daha bu dövmeye kaymıştı.Açık 2 tane melek kanadı ve ortalarında asılı duran süslü bir B harfi...Yapan adamın sanatını konuşturduğu harika bir dövmeydi.

SAHAFLAR SEMTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin