Bir Mızrak Yarası

2.6K 209 126
                                    

Okunma sayısı sizi yanıltmasın, bu bir yeni bölümdür :))


Harun çatılmış kaşlarının altından isli gözlerle baktı.''Ne istiyormuş?''

''Arkadaşlarını ziyarete gelmiş, bir sebebe ihtiyacı mı var?''

Harun imalı bir şekilde gülümsedi.''Kesin vardır ama sana söylememiştir.Henüz.''

''Buket'ten boşuna nefret ediyorsun, boşuna kafanda kurmuşsun.O beni aldatmadı Harun.''

Harun'un yüzüne jet hızıyla bir şaşkınlık ifadesi oturdu.''Bunu o mu söyledi?''Kerem cevap vermeyince devam etti.''Oğlum sen salak mısın, harbi söylüyorum bak.O Tolga iti de bu kız da seni kandırıyor görmüyor musun?Bunlar iyi insanlar değiller.''

''İkisini de senden daha iyi tanıyorum.Bırak da nasıl insanlar olduklarına ben karar vereyim.''

Buket'in yüzsüzlüğü yüzünden Harun'un sinirleri zaten gerilmişti.Gergin olan sinir uçlarına Kerem'in de tavrı yüzünden iyice yük biniyordu.''Tolga'yı nereye tanıyorsun lan?Ne zamandır tanıyorsun?Buket'i ne zamandır tanıyorsun, ben ne zamandır tanıyorum.''

''Madem bu kız bu kadar kötü biriydi, niye onu bunca sene yanında tuttun?''

''Gerçek yüzünü bilmiyordum çünkü!''Taşan öfkesinin sınırlarında dolaşmak Harun'un yükselen sesine vurdu.Takım arkadaşlarının tüm dikkati bir anda onların tarafına çekildi.Harun'un bağırması oldukça olağan bir şeydi, ama Kerem'e bağırması çok sıradışıydı.Bu basket takımının hemen hemen hiç şahit olmadığı bir şeydi.Bu yüzden ellerindeki toplarla şut antrenmanını bırakıp, onun öfkesinin kaynağını çözmek için iki arkadaşa kulak kabarttılar.Harun, bıçak gibi kesilen top seslerini fark etmemişti bile.Daha alt perdeden ama hala sert bir ses tonuyla konuşmaya devam etti.''Sedat'a sor bakalım ne zaman görüşmeye başlamışlar, belki ne kadar aptal olduğunu fark etmen için sana bir ipucu olur.''

''Ayrılmışlar, artık sorsam da ne önemi olur bilmiyorum.''

Harun'un ifadesi birden yumuşadı.Yeni bir şey fark etmiş gibi bir tavır takındı ve hafifçe güldü.''Ha şimdi anlaşıldı derdi.''Tekrar güldü.''Sedat'ı o terk etmiş değil mi?''Kerem cevapsız kalınca Harun başını salladı.''Elbette o terk etti, şimdi de eski yedeğine geri dönmek istiyor.''

''Ne demek istiyorsun?'' deyip bir adım öne gitti Kerem.İfadesi kararmış gibiydi.Kerem'in sinirlendiğini gören Harun ellerini kaldırdı.''Yanlış anlama, sana hakaret etmiyorum.Onun bakış açısı bu.Biri gider öbürü gelir.Birinden ayrılır, diğerine koşar, sonra ondan da sıkılır, bırakır, eskisine dönmeye çalışır.İnsanların duyguları onun umurunda mı?''

''Bak Harun, kafanda kurduğun bu senaryoya inanıp ona kızabilirsin, küsebilirsin, hatta istersen hiç konuşma, yüzüne bile bakma.Ama onun hakkında bu şekilde konuşamazsın.''

Kerem'in esas konuyu sürekli es geçip bir de üstüne her zaman yaptığı gibi kahramanlığa soyunması Harun'u tekrar sinirlendirdi.Her şeyden öte, Harun'a inanmıyordu.O bugüne kadar Kerem'in söylediği hiçbir sözü sorgulamamıştı bile.Ama Kerem ona inanmıyordu, sadece birkaç ay sevgili olduğu bir kıza inanıyordu.Bu kız nefret ettiği birisi olmasaydı bile Harun buna çok sinirlenirdi muhtemelen.Çünkü bunca yıllık dostuna bir başkasını tercih ediyordu, yine.Kesinlikle haksız olduğunu düşünmüyordu, geri adım atmak istemedi.

''Konuşursam ne olur?'' 

''Konuşamazsın.'' dedi keskin ve sert bir sesle Kerem.''Konuşturmam.''

Kerem'in meydan okuması onu iyice çileden çıkardı.''Niye bana öfkeniyorsun dostum?Pinpon topu olup bir onun bir bunun masasına seken ben değilim.''

SAHAFLAR SEMTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin