36.BÖLÜM

122K 5.5K 393
                                    

"Devam et."

Sert sesimle Biricik'in bakışları bana dönmüştü. Sinirlenmişti biliyorum ama ben de sinirliydim.

En ufak olayda gidecekse işim işti. Hem ne demiştim ki? Ufacık bir imaydı. Ne vardı bunda?

Suskun geçen yolculuğumuz havaalanının girişinde son bulmuştu.

Hızlıca içeri girip güvenlikten geçtik. Biletimizi onaylatıp uçağı bekleten yolcular olarak içeri giriş yaptık.

Biz girer girmez alkış kıyamet kopunca şaşkınlıkla birbirimize baktık. Tabii, gelinlik ve damatlığı çıkarmaya vakit olmamıştı. Neyse ki yolculuk uzun sürmeyecekti.

Alkışlar eşliğinde yerimize otururken hostes yanımıza gelip kemerimizi bağlamamız için ikazda bulundu. İki yanımda duran kemeri tutup birbirine geçirdim.

Yanımda oturan karım bu işte beceriksiz olunca bana da fırsat doğmuştu.

"Ver, ben yapayım."

Ciddi bir şekilde söylediğim bu sözle nefes verip teslim oldu.

Ellerini çekip koltuğun iki yanına koyarken beni izlemeye başladı. Belinin yanında duran kemeri tutup birbirine yaklaştırdım. Beni izlediğini biliyordum.

Bunu yaparken beline elim değecek kadar yakındı. Ama bilerek değdirmedim. Ve inadıma aniden başımı kaldırdım.

Burun buruna gelen yüzümüzde nefeslerimiz kol gezerken kemerin takılma sesi duyuldu. Fısıltıyla nefesimi yüzüne üfledim:

"İşte böyle. "

Üstünden çekilen ellerimle birlikte rahat nefes alan karımı etkilemiştim. Bunun farkına varınca bir karar aldım. Bundan sonra onu tahrik edecek ama bunu yapmıyormuş gibi davranacaktım.

İçindeki duyguları uyandırmanın tek yolu buydu. Yoksa işimiz yaştı.

***

"Oğlum kırk yılda bir gelmişiz evine, işe mi gideceksin?"

"Bir haftadır boşladım her şeyi. Hem Hakkı da yok, biraz başlarında dursam iyi olur."

Arat haklıydı bir sürü gelişme olmuştu. İşlerini aksatmıştı ama ben şu an kendimi düşünüyordum.

Annesi beni özel asistanı biliyordu hâlâ. Hatta beni resmen kendi çalışanıymış gibi kullanıyordu.

Arat kapıya yönelirken beni de al yanına diyerek üstüne atlasam ne olurdu sanki.

Kapının önüne gelince annesiyle kız kardeşini öpüp bakışlarını bana çevirdi.

"Anne, burada mı kalacaksınız?"

Bana bakarak sorduğu soruyla annesi bana döndü.

He Arat he, ilgiyi benim üstüme çek ki beni iyicene haşat etsin.

"Yok, oğlum. Gideriz biz de birazdan."

Arat bir şey demeden kapıdan çıkınca ben de kaçarcasına mutfağa koşmaya çalıştım. Topuklu ayakkabı vurduğundan ağrıyan ayağımla ne kadar koşulursa artık...

Esra ve düğün için alınan geçici elemanlar etrafı topluyordu. Ben de masaya geçip oturdum. Ayakkabılarımı ayağımdan atıp biraz nefes aldırdım. Mümkünse bir daha bana topuklu vermeyin, diye söylendim.

Ayaklarım rahatlarken içeriden gelen Arat'ın kardeşi Alya, benim aylar önce mafyamın manitası sandığım sarı şeker, bombanın pimini çekip bıraktı.

"Ay, senin sevgilin mafya mı?"

Neyse ki annesi salonda ve duymuyor, diye şükrederken ayağımı çekip elindeki telefonumu hızlıca aldım.

MAFYA KORUMASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin