14.BÖLÜM

199K 9.5K 1.1K
                                    

Dün geceden sonra gözüne bir gram uyku girmemişti adamın. O şapşal çocuğun dedikleri aklına geldikçe bir yandan gururu okşanıyor bir yandan da midesi bulanıyordu.

Yakışıklı olduğunu ondan duymak özgüvenini kabartırken ki bu hissetmemesi gereken bir şey, diğer yandan son cümlesini tamamlayamayıp üstüne kusması sinir olmasına neden olmuştu.

Bu iki farklı duyguyu aynı anda yaşarken daha başına ne gelecekti acaba.

Hayatında biraz olsun farklılık olsun isterken bu kadarını beklemediği açıktı.

Manzaraya huzur bulmak adına bir kez daha baktı. Kırmızıya çalan hava güneşin doğuşunun habercisiydi.

Görüntü içini rahatlatırken düşüncelerini bırakıp kendini yatağına bıraktı.

En azından bir saat olsa da uyumak umuduyla gözlerini kapattı. Gözlerini kapatmasıyla karanlığın içinde beliren o pürüzsüz yüz karşısına geldi.

Gözlerini açıp tavana bakmaya başladı. Uyku haram olmuştu. Ne yapacaktı böyle kafayı yemesi an meselesi idi.

Aklını bulandıran bir çok şey vardı. Bitmek bilmeyen cevapsız sorular, kendisinin bile kabullenemediği hisler ve kaybetmekten korktuğu bir çocuk.

Düşünceler girdap olup içine çekerken tekrar kapattı gözlerini uyuma umuduyla.

Umudu boşa çıkmadı bu sefer yorgun bedeni bıraktı kendini karanlığa.

***

Baş ağrısı bir ara beyin fonksiyonlarımı kullanamamı sağlasa da içtiğim üçüncü kahveden sonra kendime geldim.

Karşımda sırıtarak bana bakan Şrek'e dönüp gözlerimi kıstım.

"Hepsi senin başının altından çıktı biliyorsun değil mi?"

"Ben mi dedim git Arat abinin üstüne kus."

"Erkek adam içmez miymiş efendim iç ne olacakmış."

Çemkirerek söylediklerimle kahkaha atmaya başladı.

"Ulan aynı karı gibisin. Amma da uzattın."

Gülüşlerinin arasında nefes alarak dediklerine sinirlenmemek elde değildi. Susup ellerimi önümde bağladım.

"Aman da aman bizim köse küser miymiş."

"Ya git allasen ne küsücem."

Umursuzca söylediklerimle kahvemden bir yudum daha aldım.

Ağrıyan başımı tutarak mutfakta Shrekle karşılıklı oturduğumuz masaya dirseğimi yasladım.

"En komiği de üstüne kustuktan sonra Arat abinin yüz ifadesiydi."

Kahkahalarla gülen adamla bende gülmeye başlamıştım.

Hayal meyal de olsa o kahve gözlerini iri iri açıp bana bakışını hatırlamamak haksızlık olurdu.

Gülmeye devam ederken Arat'ın mutfağın pervazına yaslanmış bizi izleyen bedeni çıkan sesimi anında kesti.

Kahkahalarına devam eden Hakkı'ya kaş göz işareti yapmaya başladım.

Bizim dunkof Şrek anlamazken benim mimik yapmaktan yüzümün kaydığı bir gerçekti.

"Ne oldu lan kaşın gözün ayrı oynuyor."

Arkadan gelen adamı gören Hakkı yüzü beyazlarken kırdığı potu ancak anlamıştı.

İkimize de bakmadan yanımızdan geçip kahve makinasına yöneldi.

MAFYA KORUMASI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin