Mutlu son

7.5K 312 28
                                    

Multimedia = Sedef ve Bora :)

Aynada kendimi incelerken hala inanamıyordum olanlara. Ben sonunda sevdiğim adam tarafından sevilmiştim. Az sonrada karısı olacaktım. Şaka gibiydi gerçekten ama biri şaka dese onu vururdum orası ayrı.
Kapı tıklatılınca bir an kalbim ağzımdan çıkacak sandım ama serdar olsa bu kadar kibar olamazdı.
" Geel " dediğimde içeriye carlo girdi. İşte özlediğim adam buydu şu ara.
Koşarak sarıldım carloya , oda aynı hevesle bana sarıldı.
" Cadıı , melek gibi olmuşsun "
" Şu an seni o kadar özledim ki bu pisliklerini duymuyorum "
İkimizde güldük bu söz üzerine.
" Seninki dışarda tıpkı aç bir aslan gibi etrafa saldırıyor. Ondan önce girdim diye yiyecekti beni ama abin kurtardı. "
" Ya aslında cidden niye o gelmedi "
Suratını hemen astı ve o kaşlar çatıldı.
" Vaay hemen satıldım "
Daha carlo tribine devam edebilirdi belki ama kapı kırılacak gibi çalınmaya başladı.
" Yaa bıraksanıza karım olacak o benim"
" Aslan geldii " diyerek kenara geçti carlo.
Kapı hızlıca açıldığında etrafta gezindi önce serdarın gözleri. Beni bulduğunda büyüdü göz bebekleri, ağzı açık kaldı bir an.
Oda o kadar yakışıklı olmuştu ki hayran olmamak elde değildi.
Gözlerinin dolduğunu gördüğümde benimde gözlerim doldu. Hayatımda kurduğum en büyük hayal gerçek oluyordu.
Yavaşça bana yaklaştı önce elini uzattı ama sonra çekti. Dokunmak istemiyor ama dokunmaya kıyamıyormuş gibi bir hali vardı.
" Beren " dedi ama sesi çok kısıktı.
" Efendim sevgilim "
" Gerçek değil mi bu ?" dediğinde gülümseyip kafamı salladım.

Düğün alanına çıktığımızda herşey o kadar güzeldi ki. Etraf lila ve beyaz döşenmişti. Serdarın ince fikri ile masaların üzerine minik eyfel kuleleri konulmuştu. Paris konsepli bir düğün oluyordu. Çıkış şarkısı olarak Yalın - Küçücüğüm seçmiştik.
Onun elini tutup bu beyaz gelinlikle onun olmak için yürüyordum ya işte hayat buydu.
Nikah masasında da evetlerimiz dendiğinde duvağımı açarak alnımdan öptü koklayarak.
Sezen aksu - Seyirlik Değil Ömürlük Olsun şarkısı ile dans etmeye başladık.
Eğilip kulağıma " Benimsin " diye fısıldadığında resmen bacaklarım titredi.
Allahım sana şükürler olsun bu adamı bana nasip ettiğin için...

☆ 5 yıl sonra ☆

" Sedeeef buraya gel " diye bağırdı beren. Koca karnıyla 3 yaşındaki kızının arkasından koşmak hiçte kolay değildi.
" Hemen buraya geliyorsun yoksa akşam baban geldiğinde ilk bana sarılacak "
Elleri belinde öylece dikiliyordu salonda. Çok geçmeden küçük kız yaramaz ifadesi ve boncuk gözleriyle çıkıvermişti saklandığı yerden.
" Temam mamii çıktım ben babi bana sarılacak "
Arada söylediği yanlış kelimeler ile kurduğu cümle öyle sevimliydi ki bütün siniri gitmişti zaten berenin.
" Hani beni yormayacaktın sen söz vermiştin. " diyip dudaklarımı büzdüğüm de bacaklarıma yapıştı.
" Söş söş yapmıcam oturuyorum bak " diyerek gitti oturdu. Bende gülerek mutfağa geçtim ama aşırı kasılmam vardı.
Akşam serdar eve geldiğinde " Hani benim güzellerim " diye bağırdı kapı önünde.
Benden önce Sedef koşturarak " Babii "diyerek atladı babasının kucağına. Oda aynı aşkla " Prensesim " diyerek sarıldı. Bu görüntü hayattaki en güzel manzaraydı bana. Fakat bunu çaktırmadan naz yapma yolunu seçtim.
" Az kaldı az. Siz beni sevmiyordunuz ama oğlum beni sevecek "
Serdar kızımla birlikte yanıma geldi.
" Biz en çok seni seviyoruz evimin baharı değil mi kızım " dediğinde sedef bir kolunuda bana doladı.
" Evet evimişin bahaşı " dedi.
Biz serdarla onun bu haline gülerken bir anda bacaklarımda bir sıvı hissettim.
Ben bacaklarıma doğru bakarken sedef kıkırdamaya başladı.
" Anni işedii " diyerek hemde. Serdar ise şok olmuş gibiydi.
" İşemedim annem kardeş geliyor " dedim ama acım daha hafif olduğundan rahattım.
" Serdar hemen çantayı getir ve gidelim " dedim ama hala kucağında sedefle duruyordu.
" Çabuk " diye bağırdığımda kafa sallayıp çantayı almaya gitti ama kucağından sedefi indirmek aklına gelmemişti.
Çantayla geldiğinde kapıdan çıktı ama ben hala aynı yerdeydim. Çok geçmeden kapıdan kafasını uzatıp " E hadi " dedi bana. Sonra kafasına dank etmiş olacak ki sedefi indirdi.
" Pardon aşkım " diyerek koluma girdi diğer elini de sedefin elini almıştı.
Arabaya yerleştiğimizde sedefin soruları başladı yinee.
" Kardeşim nereden geliyor ?"
" Annem niye işedi ?"
" Ben ne zaman onunla oynamaya başlarım ?"
" Annemin şişkoluğu geçecek mi ?"
Bende serdarda cevap vermemiştik sorularına ama yılmadan sormaya devam etmişti.
Hastaneye girdiğimizde ben serdarın benimle doğuma gelmesini istiyordum fakat sedef vardı ki çok geçmeden abimler , annemler geldi de sedefi bıraktık.
Doğum bu sefed daha rahat geçmişti. Oğlumu ilk kez kucağıma verdiklerinde o cennet kokusunu içimize çektik birlikte.
" Hoşgeldin oğlum , hoşgeldin bora " dedi serdar ben ise hiçbirşey diyemedim sadece önce oğlumu sonra serdarı öptüm.

Bora doğalı 2 ay oluyordu ve acayip yoruluyorduk. Bir yandan sedefle uğraşıp bir yandan borayla uğraşmak oldukça zordu. Sedef asla yılmadan sorularına devam ediyordu. Bu kadar çok nasıl konuşabiliyordu hayret ediyordum bazen.
Ama en önemli olan sevgildi ve benim sevgim gün geçtikçe artıyordu. O ilk günlerden daha çok seviyordum şu an serdarı , kızımı ve oğlumu. Paylaşılan sevgi azalacağına artıyordu.
Daldığım düşüncelerden serdarın sesi ile sıyrıldım.
" Bence bu görüntüyü görmek istersin çabuk gel " dediğinde hemen peşinden gittim.
Sedef bizim yatakta uzanmış kucağına borayı almış konuşuyordu ve borada pür dikkat onu dinliyordu. Allahım böyle tatlı bir görüntü yoktu.
Serdar bir yandan izlerken bir yandan fotoğraf çekiyordu. Çekimi bitince bana sarıldı ve saçıma bir öpücük kondurdu.
" Seni çok seviyorum küçüğüm ve çok teşekkür ediyorum böyle bir hayatı bana verdiğin için "
Bende sıkı sıkı sarıldım ve kalbini öptüm.
" Bende seni çok seviyorum kocam ve çok teşekkür ediyorum bu kalbi ve çocuklarımı bana verdiğin için "

Hayat gerçekten güzeldi kocam ve çocuklarımlaa :)

Gizli Saklı Kalanım Where stories live. Discover now