Hayale tutunmak

5.8K 332 9
                                    

Tam ben sinirden çatlayıp kendi kendime planlar kurarken kapım kıralacakmışcazına bir şiddetle çalışmaya başladı. Kim ki acaba bu deli diye düşünerek yaklaştım kapıya ama hemen açmadım " Kim o " diye bağırdım.
" Benim beren aç şu kapıyı hadi " diyen serdarın sesini duyunca bir acayip hissettim. Neden geldi ki şimdi bu.
Yavaşça kapıyı açtım ve o koyulaşmış ve dalgalanmış okyanuslarını gördüm. Sinirlenince böyle bakardı gözleri okyanusta çıkan fırtına gibi olurdu o güzelim okyanuslar. Beni odanın içine iktirip kapıyı kapattı ardından.
" Sen ne demek istedin az önce bana " diye sordu. Adam daha benim ne istediğimi bilmiyo ki ya ama madem az önce içimi açtım şimdi tamamen açabilirim.
" Anlamadın dimii hiçbirşey yıllardır anlattım sana gözlerimle , hareketlerimle , imalarımla ama sen hiç anlamadın yada anlamak istemedin bilmiyorum. Artık içimde tutmıcam seni seviyorum ben çok seviyorum. Her yeni güne seninle uyanıyorum , her gün seni yaşıyorum , her gece seninle kapıyorum gözlerimi. Bazen içimi acıtıyor bu sevgi ama yinede onunla yaşıyorum. " elini alıp kalbimin üstüne koydum. " Bu kalp kendini bildi bileli senin için atıyor. Beni görmeni istiyorum artık serdar. Yaşayamıyorum sensiz ben nefes alamıyorum. Lütfen bir kere gör artık beni bir şans ver bana " gözlerinin içine baktım direk okşanusların rengi koyuluğunu koruyordu ama başka birşey daha vardı sanki anlam veremediğim birşeyler vardı o gözlerde.
" Beren.... be.. ben ne diyeceğimi bilmiyorum" bir an konuşamayacak zannettim onu ilk kez bu kadar heyecanlı gördüm.
" Ama artık demelisin ben gizli yaşamıcam artık seni bak söylüyorum açık açık seni çok seviyorum sen benim kalbimsin serdar." Yalvarırcasına baktım gözlerinin içine beni gör lütfen diye.
" Bu çok yanlış " diyerek elini kalbimin üzerinden çekti ve benden uzaklaşarak pencere doğru yürüdü. Ben ne diyorum adam hala yanlış diyor bu hareketleri beni çileden çıkarmaya yetti artık. İçimdeki öfkeye hakim olamayarak bağırmaya başladım.
" Neden bana dokundun o zaman her seferinde madem yanlış madem olmaz neden öptün beni neden okşadın ha söylesene be susup dahada delirtme benii !"
" Sen söyledin öp beni dedin " diye kısık sesle konuştu. Bu lafı iyice çileden çıkmama neden oldu. Ne demek sen öp dedin sen her öp diyeni öpüyormusun ki diye düşünerek dahada çıldırdım. Yanına giderek göğsünü yumduklarken bağırdım.
" Sen her öp diyeni öpüyomusun bee " yumruklarım devam ederken hiçbirşey yapmadı öylece dikildi. Bende hem bağırmaya hem yumruklamaya devam ettim. En sonunda yorulduğumu hissettim ve bu yorgunluğum bedenen değildi tamamen ruhum yorgundu artık. Bu yorgunluğumuda ancak o dindirebilirdi. Az önce yumruklayan ellerimi beline sardım ve kafamı göğsüne gömdüm.
" Öpme " diye mırıldandım. " Her öp diyeni öpme sadece beni öpsen " dedim yine aynı mırıltıyla. Onun yanda duran ellerini harekete geçirip oda bana sarıldı. Daha çok yasladı beni kendisine. Bir süre öylece durduk. Böyle onun kolları arasında olmak dünyadaki en güzel histi benim için. Az önce bu adamı parçalamak isterken şu anda onun kolları arasında huzuru buluyordum. Her türlü duyguyu yaşatıyordu bana.
" Bunu yapamayız beren. " diye mırıldandı. "Neden " dedim bende.
" Ben bunu yapamam. Değerlerime karşı gelemem seninle o şekilde bişey yaşayamam. Lütfen isteme bunu benden. İkimizide sor duruma sokma. Unutalım bunları. "
" Unutmak çok kolay sanki dimii kalktom parise gittim be ben unutacam diye ama bak kolay değilmiş işte. Unutamıyorum senden vazgeçemiyorum."
Bu sözlerle daha sıkı sarıldı bana burnunu saçlarıma sokup kokladığını hissettim. Sonra konuşmaya başladı.
" Lütfen beren bu ikimizede zarar verir biz olamayız. Nasıl açıklarım ki abine yıllardır kardeşin dediğin bana emanet ettiğin kısa yan gözle baktım diye nasıl anlatayım bunu." Şu an sadece bahane buluyordu ama sevmiyorum yada kardeşimsin dememişti sadece insanlar öyle düşünüyor demişti. Bi umut yarattı bu içimde.
" Bahane üretme bana lütfen. Ben seni seviyorum. Sende beni seviyorsan herşeyin üstesinden geliriz. Seviyor musun beni ?" Kafamı kaldırıp gözlerine baktım. Yine o anlamlandıramadığım duygular vardı okyanuslarda bir süre sadece baktı. Sonra elini kaldırıp yaneğıma koydu ve yavaş yavaş okşamaya başladı.
" Zorlama beren lütfen yapamam işte. Anla beni seninle olamam. " Sonra yavaşça yanağımı okşayan eli enseme doğru gitti okşayarak. Ensemdeki eliyle beni kendisine çekip öpmeye başladı. Büyük bir hırsla öpüyordu. Dudakları dili sanki benimle savaşır gibiydi. Bi an yapamam diyip beni öpmesine sinir olsamda kendime engel olamayıp kollarımı boynuna sarıp daha çok yaslardım ona. Kasıklarım kazıklarına bastırılınca ikimzde aynı anda inledik. Bir yandan kasıklarıma baskı yapan erkekliği beni ne kadar istediğini anlatırken onun bana olmaz diyişide niyeydiki. Uzunca bir süre ellerimiz vücudlarımızda dillerimiz sarılmış bir halde öpüştük. Nefes almak için ara verdiğimizde alnını alnıma dayadı. " Tadın çok güzel" dedi boğuk bir sesle. Bende bu cümleyi duyunca gayri ihtiyarı dudaklarımı yaladım.
" Bu kadar yakınken dudaklarını yalaman büyük hata." Dedi ve cümlesi biter bitmez yeniden kapandı dudaklarıma. Bu sefer elleri kalçalarımı bulmuşken kapım çalmaya başladı. Önce hiç umursamadan devam ettik. Sonra abimin sesi duyuldu.
" Bereen " abimin sesini duyunca bi anda beni bıraktı. O beni bırakınca uçurumdan düşmüş gibi bir boşlukta hissettim kendimi ardından söylediği kelime ise o uçuruma itti beni iyice. " Kahretsin. " Hem gel beni öp hem kahretsin de hem tadın çok güzel dedin ya sen bana. Bunları düşünürken gözlerim doldu. Yanaklarımdan akan yaşa engel olamadım. Oda bunu farkedip eliyle yüzünü sıvazladı. Kapı bir süre çalmayınca yanıma gelip ellerini omuzlarına koydu ve tam ağzını açacaktı ki telefonum çalmaya başladı. Kafasını iki yana sallayıp sinirle konuşmaya başladı.
" Bak gördün mü iki dakika yalnız kalamıyoruz. Şimdi kapıyı açsan şu halde abinin karşısına çıksan ne diyecek ha aferin mi diyecek beren. Hayali gayet güzel evet ama gerçeği öyle olacak değil. Ben seni bir hayal için kaybetmek istemiyorum ne olursa olsun yanımda ol sadece. Anla beni lütfen açma birdaha bu konuyu. " sözlerini bitirince alnıma bir öpücük kondurarak uzaklaştı. Ondan sonrası kayıptı ne zaman gitti giderken birşey dedi mi onu bile anlamadım. Kalakaldım orada öylece gözlerimden yaşlar akmaya devam etti. Hayal güzel demişti demek oda olsun isterdi. Salaksın dedi iç sesim adam sana senle ben olmaz dedi sen gittin hayali güzel diye ona seviniyorsun. Evet salaktım galiba ama banane aşk diğer tüm şeyleri sıfırlardı. İster salak olayım ister gurursuz ben akıllı ve gururlu olup serdarsız kalmaktansa , salak ve gurursuz ama serdarla birlikte olmak istiyorum. En sonunda telefonun sesi susmayınca açtım telefonu " Efendim" dedim titrek sesle. Abimin telaşlı ve sinirli sesi duyuldu ardından.
" Neredesin beren sen 2 saattir odada yoktun telefonada bakmıyosun şimdide ağlamaklı sesin ne oluyor ?"
" Şey odadayım abi ama duştaydım duymamışım başım ağrıyo çok ona ağlıyorum abii ağrım geçmiyo çok acıyo" diyerek tekrar şiddetle ağlamaya başladım. Ağrıyan kalbimdi aslında abime bir nevi içimi döktüm ama o anlamadı tabi.
" Dur sen odada şimdi ben hemen ilaç alıp geliyorum ağlama güzelim bak ben gelicem şimdi hiçbirşeyin kalmıcak. " abimin şefkatli sesi ile iyice yumuşadım.
" Beni dizlerinde uyuturmusun abi küçükken yaptığın gibi" dedim titrek sesle.
" Tabiki güzelim ninnimizide söylerim."
" Çabuk gel" diyince kapattı telefonu. 5 dakika geçmemişti ki kapı çalınca koşup açtım. Abimi görünce hemen boynuna atıldım. Sıkıca sarılıp içeri geçirdi beni. Yatağın kenarına oturtup önümde eğildi.
" Bu kadar çok mu ağrıyor güzelim" dedi yüzümü ellerinin arasına alıp okşarken.
Kafamı sallayıp " Çok ağrıyor " dedim. Yaklaşıp alnımı öptü. " Şimdi geçicek güzelim " dedi ve uzaklaştı. Cebinden bir ilaç çıkardı , küçük dolaba yaklayıp ordanda su alarak yanıma geldi " İç bakalım" dedi. İlacı uysalca içtim. Abim yavaşça yatağa sırtı başlığa gelecek şekilde dayandı. Uzattığı ayaklarına hadi gel gibisinden vurdu bende usulca yanaştım ve kafamı abimin dizlerine uzattım. Bu seferde cebinden küçük bir şişe çıkardı. Nane yağıydı bu annemin küçük mucizesi başınız ağrıyorsa nane yağı ile masaj yapın derdi. Şu anda cerrah olan abim bile bu mucizeye inanıyorse doğruydu. Abim ellerine yağdan döküp alnımı ovmaya başladı. Gözlerimi kapatıp " Ninni " dedim. Abimde yumuşak sesle söylemeye başladı. " soft kitty, warm kitty
little ball of fur
happy kitty, sleepy kitty
purr, purr, purr "
Abiin alnımı okşayan elleri , nane kokusu ve hafif sesiyle şarkıyı mırıldanması tamamen uykumu getirdi ve bende kendimi uykunun kollarına teslim ettim.
Ne kadar uyudum bilmiyorum ama hala kafamın altında abimin dizlerinin sertliği vardı ve elleri saçlarımdaydı. Zorlukla açtım gözlerimi hava kararmıştı bile. Abime baktığımda onunda kafası düşmüş rahatsız bir şikilde uyuduğunu farkettim. Kesin benim yüzünden boynu tutulacaktı.
Kafamı kaldırıp abimin yüzüne baktım. Benim herşeyimdi o küçük babamdı , en yakın arkadaşımdı , doktorumdu , korumamdı ama şimdi o kızmasın diye sevdiğim adam benden uzak duracağını söylüyordu. Abime kızamadım kızdığım serdardı. Benil abim vicdansız değildi ki ben nasıl mutlu olacaksam öyle yaşamamı isterdi hep. Benim mutluluğum serdarsa o buna karşı gelmezdi ki. Bunu onada gösterecektim. Bir hayalse o hayale sıkıca tutunacaktım. Ben ondan vazgeçmeyecektim.

Gizli Saklı Kalanım Where stories live. Discover now