Yolculuk

7.3K 414 5
                                    

Tuvalette ne kadar ağladım bilmiyorum ama telefonumun ısrarla çalmasıyla biraz kendimi toplamak için yüzümü yıkadım. Telefona baktııımda abimin aradığını gördüm sekreteri geldiğimi haber vermiş olmalıydı.
" Efendim
abi " dedim ağlamaktan çatallaşmış sesimi fark etmemesi için dua ederek.
" Buraya gelmişsin gitmedin dimi nerdesin serdarada uğramamışsın."
" Yok gitmedim abicim lavabodaydım şimdi odandamısın ? "
" Serdarın odasındayım oraya gel " işte bunu nasıl yapıcam hiç bilmiyorum. Tekrardan yıkadım yüzümü ve çantamdan çıkardığım makyaj malzemeleriyle kendime biraz çeki düzen verdim ne kadar yapabilirsem artık. Kapıyı açıp çıktım oradan yavaş yavaş yürüyerek serdarın odasına geldim. Abim ve ikisi görünüyordu sadece o kız neredeydi acaba. Kapıyı açıp zorla gülümsedim ve içeri girdim.
" Hoşgeldin güzelim " diyerek sarıldı abim bana.
" Hoşgeldin cimcime " dedi serdar da ama masadan kalmadı bende abimin oturduğu sandalyenin karşısına oturdum.
" Hoşbulduk gençler nasılsınız bakalım " dedim içimdeki acıyı saklamaya çalışarak.
Abim telefonda bişeyle ilgilenirken mırıldandı " Iyiyiz biz ne olsun " Serdar ise dikkatle yüzüme baktı gözlerini kısıp
" Gözlerin kızarmış ve yeşili dahada ışıldamış ağladın mı sen " o an ne diyeceğimi bilemedim yalan söyleyemezdim ki ben kolay kolay
" Ağrım vardı biraz ondan gözüm yaşardı" bir hastanede doktor abinin yanında söylenecek en aptalca yalanı söyledim kendimi tebrik etmem şart resmen be. Abimde serdarda hemen telaşlandı.
" Neyin var güzelim niye söylemiyosun " dedi abim bi yandam ateşime bakarken serdarda yerinden kalkıp yanıma geldi
" Ondan mı geldin yoksa hastaneye konuşsana beren " dedi oda telaşla.
" Ya sakin olun bi ağrıdan gelmedim tabiki bi durun işte özel bişey ağrısı önemli değil" dedim ama ikiside anlamadı bön bön bakmaya devam ettiler. " Hadi kalk bi muayene edeyim seni nerden biliyosun önemli olmadığını " dedi abim beni kaldırmaya çalışarak.
" Biliyorum çünkü her ay çekiyorum abi " dedim ama gene bakışlar aynıydı ay bunlar salak " Anlasanıza ya regl oldum onun ağrısı rahat bırakın beni " dedim en son dayanamayıp. İkiside sağlıkçıydı onlardan utanmadım böyle bi konu için. İkiside rahatlamış görünüyodu bu lafıma.
" Dur ben sana çikolata vereyim " dedi serdar alayla. Abim ise " Ödümü patlattın kızım baştan söylesene böyle çok ağrıyosa hemen bizim Jinekolog gürkana gidelim normal mi bu " dedi telaşlı olduğu sesinden belliydi. Babamın ölümünden sonra o benim küçük babam olmuştu çok düşerdi üstüme.
" Abartma abicim normal tabi ağrı olacak. Hem abimle bu konuları konuşmak istemiyorum iyiyim merak etme " dedim ona gülümseyerek sonrada serdara döndüm " Çikolata iyi olur bak he-man " dedim. Ona he-man dediğimi duyunca gülümsemesi yüzüne yayıldı. Ona küçüklükten gelen bir alışkanlıktı ona he-man demem onun beni her türlü kötülükten koruyacağına inanırdım oda hep yanımda olurdu kötü zamanlarda. Bir gün he-man izlerken onunda insanları koruduğunu görüp ona sende benim he-manım olsana demiştim oda kabul etmişti. Uzun zamandır öyle seslenmiyordum ama oda unutmamış bu beni sevindirdi.
" Hemen geliyor o zaman cimcime " dedi ve telefonu alıp sekreterine en sevdiğim çikolatadan 2 tane ve sıcak çikolata istedi. Beni nasıl mutlu edeceğini biliyor ama sadece bazen. Biraz muhabbet ettikten sonra abim benim işim var diyip kalktı bizde serdarla başbaşa kaldık. Sekreteri çikolatalarımı ve sıcak çikolatamı getirince hemen yumuldum çikolataya oda bu halime güldü. " Hiç çikolata yememiş gibisin beren yavaş " dedi bana bende ona çikolatalı ağzıma bakmadan dil çıkardım.
Oda bu hareketime bir kahkaha attı tabi o kahkaha benim nefesimin kesilmesine yetti ama sözlerini duyunca daha beter oldu tabi. " Çikolatalı beren ne leziz göründü öyle " ne demekti ki bu ne demek leziz göründün anlamadım ama ona nasıl baktıysam uzatmadı ve konu değiştirdi bir süre muhabbet ettik bizde benim çikolatalarım bitti ve onun hep masasında bulundurduğu suluğuna uzandım açıp içtim bir güzel. Normalde böyle şeylere çok kızar ama bana hiç birşey demez.
" Bak ne dicem sana benim 2 gün sonra Marmaris'e gitmem gerek orda bi konferansa katılmam gerek sende tatile gemdin buraya benle gel 4 sürecek benim işim sen gelirsen 1 hafta kalırız tatil olur he ne dersun cimcime" ne derim allah derim gözüne girecem oğlum ben senin o az önce öpüştüğün kızı unutturacam sana bak gör. Hemen atladım teklife hem o kız önemli olsa onu götürürdü. Hala şansın var dedi içimdeki umut bende ona sığındım. Onunla detayları konuşup çıktım abimden serdar izin alacaktı o nedenle bana sadece heyecanla o günü beklemek kaldı.
O 2 gün benim için çok büyük bir heyecanla geçti bir umut dedim hep kendime bu yolculuk onunda beni görmesini sağlar. Dualarla uyudum gece ne olur allahım ne olur bir kere görsün beni o okyanuslar benim için ışıldasın kalbine girebileyim. Sabah yine erkenden kalktım güzelce duşumu yaptım. Saçlarımı onun sevdiği gibi maşaladım. Bir kere demişti bana kıvırcık olmak sana yakışıyor diye bunu hatırlayınca gülümsedim. Kot şortumu ce onun üzerine lacivert bluzumu giydim. Saatimi ve birkaç bilekliğimi taktım , banyo harici çıkarmadığım madalyon şeklindeki kolyemide taktım. Parfümümüde sıkınca hazırdım işte. Tam ben son kez kendime bakarken telefonum çaldı. Telefona baktım ekranda " He-man" yazısını görünce gülümsedim.
" Geldim ben cimceme hazırmısın ?" dedi neşeyle sesini yerim senin diye düşünmeden edemedim.
" Hazırım ama bavulumun aşağı inmesi için he-mane ihtiyacım var " dedim bende aynı neşeyle.
" O zaman aç kapıyı bende yardıma geleyim prenses " prenses bana prenses dedi ben o kelimenin şokundayken o telefonu kapattı. Kendime zorla gelip aşağıya indim kapıyı açınca o bayıldığım gülümsemesiyle bana bakıyordu.
" He-man yardıma geldi prenses " dedi ve göz kırparak içeri girdi ben öylece kalakaldım orda. Prenses cimcime haricinde başka birşey dedi bana bu bir işaret miydi acaba. Ben orda öylece dururken o bavulu almış gelmişti bile.
" Sadece bu vardı dimi hadi çıkalım yolumuz uzun"
" Tamam kol çantamı alıp geliyorum " dedim ve bende odama koştum. Çantamı alıp aşağıya indim o ise arabanın başına oturmuştu bile. Bende gülerek yanına oturdum ben oturunca " Tatil başlasın bakalım cimcime " diyerek gaza bastı. Prensesten yine cimcimeye geçmek biraz zoruma gitti ama yanımda olsunda başka bişey istemem.
" Hadi eskiden yaptığımız gibi birbirimize şarkı seçelim " dedim ona dönüp umutla baktım oda bana güldü " Seçelim bakalım ilk sen " dedi. Eskiden hep radyoda gezer şans eseri bi kanal açıp sıradaki şarkıyı birbirimize armağan ederdik. Elimi direk rayoya attım ve biraz gezindim sonunda bi kanal bulup " Sıradaki benden sana " dedim gülerek. İkimizde çalan şarkının bitmesini bekledik heyecanla ve şansa nil karaibrahimgilden ben ona resmen aşığım çalmaya başladı. Bende onun yüzüne bakarak söylemeye başladım oda bana eşlik etti ikimizde hem şarkıya eşlik edip hemde kahkahalarla gülüyorduk sonra şarkı bitti ve bu sefer o uzandı radyoya bu sefer benim şarkım ise mabel matizden gel oldu. O an diyemedim ki ben hep sana geldim ama sen hiç beni görmedin be adam. Oda şarkıya ithafen " Sen geldin uymadı bu şarkı sana ama neyse " dedi. Geldim hep gelirim dedim içimden ama ona çaktırmadım tabii. Benim tarafımdan ona gelen şarkılar hep kinayeliydi radyo benden taraftı sanki hele son şarkı tam benlikti bende ona bakarak söyledim
"

Bir gün bir çılgınlık edip
Seni sevdiğimi söylesem
Alay edip güler misin
Yoksa sen de sever misin

Cesaretin var mı aşka
Çarpıyor kalbim bir başka
Sen de böyle sevsen keşke
Desen bana yar

Konuşmadan gözlerinle
Beni sevdiğini söylesen
Yüreğime gözlerini
Ölene dek mühürlesen

Cesaretin var mı aşka
Çarpıyor kalbim bir başka
Sen de böyle sevsen keşke
Desen bana yar"
Ben şarkıyı söylerken o sessizce bitirmemi bekledi. Sonra bana baktı ama gözlerinden ne demeye çalıştığını anlayamadım.
" Sesin gerçekten güzel harcanıyosun burda " dedi. Öküz ben sana resmen aşkımı ilan edeyim sen bana sesin çok güzel de öküz. Bende direk somurtup " Sıra sende " dedim. Oda birşey demeden yeniden uzandı radyoya nostaljik bir şarkıydı çalan oda bana bakıp gülamsedi ve benim yaptığım gibi söylemeye başladı.
"
AH SEN NE GÜZEL NE GÜZEL GÜLÜYORSUN
KIZ SEN NE GÜZEL NE GÜZEL BAKIYORSUN
KARŞINDA DURAMAZ İNAN HİÇ KİMSE
BAKIŞLARINLA SEN HERKESİ GÖRÜYORSUN

O TATLI DİLİN GÜLER YÜZÜN
İNANKİ YÜREK HOPLATIYOR

FARKINDA DEĞİLMİSİN
HERKES PEŞİNDEN KOŞUYOR

KIZ SENİ ALAN YAŞADI
DERTLERİNİDE BOŞADI
MEST OLDUM VALLAHİ
JEST OLDU" şarkı bitince onun sana yaptığı geldi aklıma intikam vakti gelmişti.
" Sesin çok kötüymüş " dedim yüzümü buruşturup.
" Ben sana şarkıyla iltifat edeyim sen bana laf sok yakışmadı beren hanım " dedi. Bana hanım dedi onun için büyümüşüm gibi. Bi kaç daha şarkı dan sonra acıktığımı hissettim ona bakıp masum moduna geçtim.
" Ben acıktım " diyerek dudak büzdüm.
Oda o halime gülüp eliyle dudaklarıma vurdu hafifçe " Tamam düzgün yer bulalımda yeriz " dedi ve yola odaklandı. Ben ise dedikleriyle zerre ilgilenmedim dudağıma değen elinin vücudumda yarattığı etkiye odaklandım. Çok fazla ilerlemeden güzel bir yer bulduk ve girdik oraya yemyeşil çay bahçesi gibi bir yerdi burası. Piknik yapılacak yerdi tam olarak.
Bizde masalardan birine kurulduk. Gözlerimi koklayıp temiz havayı soludum.
" Sevdin galiba burayı " diyen sesini duyunca açtım gözlerimi gülümseyen yüzüne baktım sevdiğimin.
" Bayıldım çok güzel yermiş " dedim bende ona gülümseyerek. O sırada garson geldi yanımıza biz 2 kaşarlı- patatesli gözleme ve ortaya patates kızartması aldık yanınada soğuk ayran oh. İkimizde baya acıkmıştık demek ki hiç konuşmadan yumulduk yemeklere. O benden önce bitirip benim iştahla yemeğimi yememi izledi.
" Küçücük birşeysin nerede yedin anlamadım he " yine küçük demesine bozuldum.
" Küçük değilim ben artık neden anlamıyosun şunu " dedim sesimi yükselterek. Bu tepkimi beklemediği belliydi.
" Sakin ol birşey demedim neden bağırdın o kadar " dedi sakin birşekilde.
" Sıkıldım sadece artık neden bir kere beni görmüyorsun , büyüdüğümü fark etmiyosun ? " dedim içimi dökerek. Biraz olsun paylaşmak iyi hissettirdi.
" Ne demek beni görmüyorsun seni görüyorum ben beren. Küçüklük mevzusuna gelirsek evet büyüdün kabul ama ben seninle takılmak için öyle diyorum sadece. Yoksa emin ol büyüdüğünün farkındayım. " dedi yine aynı sakinlikle gözlerinden anlamadım yine ne hissettiğini. Bazen o okyanuslarına öyle bir set çekiyor ki hiç birşey anlaşılmıyor.
" İyi bu konuda takılma bana artık serdar büyüdüm ve bana öyle davran artık lütfen " dedim ona sevimli olmaya çalışarak.
" Tamam sen nasıl istersen beren " dedi tek düze bir sesle. Tam birşey diyecekken telefonum çaldı. Ekrana baktım arayan paristen bir arkadaşımdı ve çok severdim onu. " Carlo " diyee heyecanla açtım telefonu. O benden 2 hafta önce ailesinin yanına gitmişti ve biz neredeyse 3 haftadır görüşememiştik bu bizim için bir rekordu resmen. Tabi arkadaşımla fransızca konuştuğum için serdar ne konuştuğumu anlamıyordu ama carlonun erkek adı olduğunu anlamıştı tabiki bunu o şüpheci bakışlarından anladım. Bu nedenle carlo ile konuşmayı uzattıkça uzattım. Oda beni özlemiş olacak ki hiç şikayet etmedi. En sonunda telefonu kapattım ve yüzümdeki gülümsemeyle baktım serdara " Özlemişim carloyu " dedim. Yüzü iyice gerildi.
" Kim ki bu carlo bey acaba " dedi bana kinayeyle. Sanki beni kıskanmıştı ha bence kıskandı ve bu çok hoşuma gitti. Belki arkadaşımı biraz kullanabilirdim dimii.
" Eski sevgilim " dedim bende eski dedim ki aramızda olduğunu düşünmesin. Yüzünün gerilmesi hoşuma gitti. Doğru yoldayım galibaa

Gizli Saklı Kalanım Where stories live. Discover now