Emin olmak

5.5K 328 4
                                    

Multi temsili çiftimiz :)
Okuyan arkadaşlara teşekkür ediyorum beni çok mutli ediyorlar.
Birtek ricam okuyorsanız lütfen o küçücük yıldıza basın :)

Eyfelin önünde ateşli öpüşmemizden sonra el ele parisin altını üstüne getirdik. Bugünden anladım ki bizden çok iyi sevgili olurdu ve bugünden sonra inanıyorum ki olacaktı. Yine eyfel manzaralı bir yerde otudup dinlenirken o parisi ben onu inceliyordum. Bu adamın herbir zerresine aşığıktım ben. Bi an bana döndü ve o mükemmel gülümsemelerinden birini gönderdi.
" Bana bakmaya doyamıyorsunuz hanımefendi " dedi muzip bir tonla.
" Sen benim için dünyanın en güzel manzarasısın ömür boyu izlesem doyamam ki " dediğimde bakışların da acayip bir pırıltı oluştu ve uzanıp bana sarıldı. Hemde sıkı sıkı. Bende bunu değerlendirdim ve onun gibi sıkı sıkı sarıldım. Kafamı boynuna gömüp kokladım ve bir öpücük bıraktım. Ve içimden gelen isteğe karşı koyamayıp konuştum.
" Beni hiç bırakma olur mu?" diyince beni biraz uzaklaştırıp gözlerime baktı.
" Ben seni hiç yalnız bıraktım mı ki şimdi bırakayım. Ne olursa olsun ne yaşanır ise yaşansın ben hep yanındayım tamam mı sakın aklından çıkarma " diyince uysalca kafamı salladım va yerime geri döndüm. Bu koku işte huzurun kokusuydu. Bir süre orada öylece kaldık daha sonra serdarın sorusuyla kendime geldim.
" Ya hep bizi eyfelin çevresinde dolandırdın niye hiç çıkmadık "
" Bende hiç çıkmadım bimiyor musun ? " dediğimde şaşkınlıkla baktı bana.
" Neden kaç yıldır burdasın ?"
" Çünkü oraya hep aşık olduğum adamla çıkmak istemişimdir." deyip eyfele bakarken elini uzatıp çenemi tuttu ve kendine bakmaya zorladı beni.
" E burdayım ya işte çıkalım " dedi.
" Olmaz " dedim. Sinirlendi mi sanki o.
" Neden sevdiğin adam ben değil miyim ?" dedi ve cidden sesi sinirli çıktı.
" Evet sevdiğim adam yanımda ama o beni benim onu sevdiğim kadar sevmiyor. O beni sevmedende oraya çıkmam. "
Sözlerim bitince elini çenemden çekti. Birşey dicek gibi ağzını açtı ama sonra vazgeçti. Bende zaten zorla birşey demesini istemiyordum. O nedenle yüzüme bir gülücük kondurup ona döndüm.
" Hadi kalk bakalım yaşlı bu kadar dinlenmek yeter " diyerek kalktım ve elimi uzattım. Uzattığım elimi tuttu ve kalkarken laf sokmayı ihmal etmedi.
" Ben sana kim yaşlı gösterirdimde dua et bu ara bi terbiyeli çocuk modundayım"
Ayağa kalkınca yanaklarını sıktım.
" Ay yerim ben o terbiyeli çocuğu "
" Ya sarkıttın yanaklarımıı " diyerek kurtulmaya çalıştı ama sonra vazgeçti ve kahkahalarla güldük. Yürümeye devam ederken serdar " Ben acıktım " diyincee gülümsedim. En sevdiğim restoranta doğru yol aldım. Burası harika makarnalar yapan bir yerdi.
" Burası harika makarnalar yapıyor parmaklarını yiceksin " dediğimde burnuma parmağıyla vurdu.
" Makarna işte beren klasik yani " dedi alayla.
" Görücez " dedim dudaklarımı büzerek ve içeri geçtik el ele. Tam bir masaya yerleşecektik ki uzaktan bana sırıtan yılışık Edmon'u gördüm. Yaklaşık 1 senedir peşimde koşuyordu ve hiç vazgeçmiyordu. Fransızların kibar olduğunu düşünürdüm ki bu adamla tanışana kadar. Ben yanımıza gelmesin diye dua ederken kalktı ve yanımıza doğru ilerledi. Serdarda değişimimi fark edip " Ne oldu " diye sordu ama ben cevap veremeden edmon yanımıza geldi.
" Merhaba bebeğim " dedi yılışıkça tabi fransızca konuşunca serdar anlamadı ama o surat ifadesinden rahatsız oldu.
" Merhaba edmon " dedim ingilizce.
" Niye ingilizce konuşuyoruz ki bebeğim " dediğinde serdar lafa girdi.
" Çünkü bende burdayım ve fransızca bilmiyorum. Aranızda fransızca konuşmanız kabalık olurdu " dedi soğuk ve ciddi bir yüzle.
" Aa merhaba kabalık etmeyi sevmeyiz biz. Merhaba ben edmon " diyip elini uzatınca serdar elini sertçe sıktı.
" Bende serdar " dedi. Ah böyle soğuk ve ciddi olunca daha mı seksi oldun sanki be adam. Ay ben serdarla ilgili +18 bazı hayallere dalmışken edmon beni böldü.
" Arkadaş kim acaba beren " Serdar benden önce davrandı ve masanın üzerinde duran elimi tuttu ve edmonun gözlerine sert bir ifadeyle bakarken resmen tısladı.
" Bana sorsan söylerdim sevgilisiyim " dedi. Oha hani 1 günlüktü !!
Şimdi tutmuş millete sevgilim diyor uçabilirim bence şu an ben. Yani mutluluktan uçuluyorsa şu an uçmalıyım çünkü.
" Vaaay bizim zor kız birine evet demiş. " dedi ve serdara döndü.
" Tebrikler dostum ben 1 senedir uğraşıyorum ama ikna edememiştim bu güzelliği " diyince serdar ne ara olduğunu anlamadan kalkıp edmona kafayı gömdü. Ettiği küfürleri saymıyorum bile. Edmonun arkadaşları ve çalışanların zoru ile serdarı edmondan ayırdılar ve bizi dışarı çıkardılar. Dışarı arkasından çıkarken elini yumruk yaptığını gördüm. Baya sıkıyordu elini. Uzanıp elini tuttum aka düzelmedi bende eğilip öptüm. Benim öpmemle eli gevşedi ve bana baktı.
" Ne yaptı o hayvan sana " dedi.
" Birşey yapmadı yemin ederim sadece bir kaç yılışık hareket hepsini savurdum zaten merak etme. " diyince alnımı öptü.
" Hadi eve gidelim bana ellerinle yemek hazırla daha güzel öyle " dediğinde güldüm.
" Sende yardım edersen olur "
" Seve seve güzelliğim " dedi ve el ele yürümeye başladık. Sormak istediğim şeyler vardı ama şu an soracak cesaretim yoktu. Bu sevgililik günümüzde bunu yapmak istemedim. Şimdi birşeyler için çabalamak yoktu. Sevgiliydik işte bir günde olsa. Ona en sevdiğim makarnadan yapıcaktım. İtalyan bir arkadaştan öğrenmiştim bunu.
" Markete uğraşamamız lazım " diyince elimi dahada sıktı " Tamam sevgilim uğrarız " dedi. Buna alışmak mümkün değil ki be sevgilim nede çok yakışıyor ağzına. Markete girdik yine el ele aldığımız arabayı bile elllerimizi ayırmadan kullandık. Ben birşeyler atarken arabaya oda beni izliyordu dikkatle.
" Ee ne yapacaksın bakalım sevgiline " dediğinde eğildiğim yerden kalktım ve boynuna sarıldım.
" Sevgilim benim sevgilim " diyerek sıkıca sarıldım.
" Galiba az daha sıkarsan boynumu ölecem ve sevgilin olamıcam " diyince gevşettim ellerimi ve yanağını öptüm. Ondan uzaklaşıp
" Sana en sevdiğim şeylerden yapıcam " dedim neşeyle. Oda neşeli halime katılıp " Neymiş bakalım onlar " dedi.
" Fettucine Alfredo soslu makarna ve albane turtası yapıcam sana"
" Bir makarna desen yeterdi yani o nasıl isim be isimle doydum " dediğinde aslında dediği komuk olsada surat astım.
" Ben senin için özel birşeyler yapmaya çalışayım sen beğenme " deyip dudaklarımı büzdüm. Önce tepkime şaşırdı ama hemen eğildi ve dudaklarıma masum bir öpücük kondurdu.
" Saçmalama sen ne yapsan ben beğenirim sadece eğlence olsun diye dedim üzülme hemen " dedi. Geri kalan alışveriş benim tribimi geçirmek için büyük çaba harcayarak geçirdi serdar ama zaten hiç kızmamıştım ki sadece benle ilgulenecek mi diye merak etmiştim. Ki çokta güzel ilgilendi. Eve gelince üzerime siyap tayt ve yeşil salaş bir tshirt geçirip saçlarımıda topuz yaparak mutfağa geçtim. Önce turtayı yapmalıydım. Ben yumurtaların sarısı ve beyazını ayırırken oda geldi. Oda beyaz bir tshirt ve siyah bir şort giymişti. Ah sen her halinle nefes kesicisin be adam !
" Yardım edeceğim bir şey var mı ?" Dedi sevimli gülüşüyle.
" Gel bakalım yamak sana iş mi yok diyince güldü.
" Yamak ha sende baş aşçı mısın ?" dediğinde kafamla onayladım. Mutfakta gerçekten çok eğlendik. Un savaşı yaptık , serdar makarna süzerken suyu yanlışlıkla elinede döktü , ben hafif parmağımı kestim. İkimizinde sakatlıkları olsada yemeği sorunsuz tamamladık. En son makarnamın permasanınıda ekleyip servis ettim. Merakla onun tepkisini bekledim. Önce yavaşça çiğnedi ve " hımmm" gibi bebler çıkardı. Lokmayı yutup bana baktı ama konuşmadı e tabi bende çileden çıktım.
" Ee nasıl olmuş " dedim sabırsızca. Oda gülüp uzandı ve ellerimi tuttu. İkisinede öpücük kondurdu ve
" Harika olmuş sevgilim yediğim en güzel makarna " dünyalar benimdi işte. Bende uzanıp yanağını öptüm.
" E hadi ye o zaman daha bir sürü var " dediğimde.
" Birazdan hiç kalmıcak " dediğinde kahkaha attım. Yemek faslı harika geçmişti bizim için. Turtayı soğutmaya bıraktığım için onu gecenin ilerleyen saatlerinde yiyecektik. Salona geçtik bizde birlikte. Serdar bugün marketten aldığı badem ve kajuyu tabağa koyup geldi iki dakikada. Çok severdi ikisini her dakika yemek isterdi. O bana ben ona yedirip muhabbet ettik. Geçmişimizden , hayallerimizden herşeyden konuştuk. O öyle yanımda durmuş konuşurken ben dudaklarına bakıyordum. Bu adamı seviyorum hemde herşeyden çok peki bu adamı istiyor muyum? Burada yabancı arkadaşlarımdan biriyle ilişkiye girmek nasıl birşey öğrenmiştim hatta bana hiç yapmadım duye garip bile bakanlar olmuştu. Bunu yaşayacaksam birtek serdarla yaşayabilirim. Başka hiçkimseyle değil. Bu ani kararımla yerimden kalktım oda ne olduğunu anlayamadı çünkü bana birşey anlatıyordu.
" Ne ol.." o tam konuşurken ben kucağına oturup onu öptüm diye susmak zorunda kaldı. Kısa öpüşmeden sonra bizi ayırdı.
" Beren ne yapıyosun " dedi nefes nefese.
" Seni öpüyorum " dedim.
" Tamamda kucağımdan öpmesende olurdu "
" Serdar sus ve beni öp " diyerek onun cevap vermesine fırsat vermeden onu öptüm. Oda bir süre sonra kendisini bırakarak öpmeye başladı rahatlıkla. Bende ellerimi saçlarından sırtına yönlerdirdim ve onu okşadım. E birkaç taktik almıştım kızlardan. Daha sonra elim ön tarafına geçip göğsünü okşayarak aşağıya indi. Tam elim önündeki kabarıklağa değmişti ki elimi tuttu ama elim hala oradaydı.
" Ne yapıyorsun" dedi garip bir ifadeyle.
" Daha saat 12 olmadı hala ne istersemsyapmak zorundasın ve ben seninle sevişmek istiyorum " dediğimde şok olduğu belliydi. Aslında bende şok olmuştum. Töbe bu cesaret bana nerden geldi.
" Beren bu " o konuşmaya çalışırken ben sözünü kestim.
" Ben bunu istiyorum serdar sadece seni istiyorum. Senden başka kimse olmıcak zaten ne olursa olsun " dediğimde yüzü aydınlandı ve elini enseme götürüp sertçe kendine çekerek öpmeye başladı. Diğer elide kalçamdaydı. Allahım bu çok ilginç bir his. Nefes nefese ayrıldığımızda alnını alnıma dayadı.
" Bak emin misin şimdi söyle yoksa dahada ilerlersek kendimi tutamam" dediğinde dudaklarına bir öpücük bıraktım ve fısıldadım " Eminim"...

Gizli Saklı Kalanım Where stories live. Discover now