Kavga

4.4K 270 5
                                    

Sabaha serdarın göğsünde onun kollarının arasında , nefesi saçlarıma vururken uyandığım için dünyanın en güzel sabahıydı bu benim için. Olduğum yere dahada sindim oda uyuduğu halde kollarını sıklaştırdı. Sonra aklıma dün gece söylediği söz geldi ve biraz yüzüm düştü.
Bana çok iyi davranıyordu evet tam bir sevgili gibiydik ama işte söylenmiş hiçbirşey yok. Ben ona seni seviyorum diyorum ama o demiyor. Sevgilimiyiz değilmiyiz o bile net değil. Arkadaşlarıma bugün erkek arkadaşıyım dedi ama bana söylemiyor. Ya beren yada prenses diyor ama bu sevgili olduğumuzu mu gösterir. Şu anda adamın koynundasın birlikte oldun sen o adamla diyen iç sesimi susturamıyordum artık. Ben bir kez onu zorlayıp beraber oldum ama devamı için ekstra bir çaba sarf etmedim. Kendisi istedi. Konuşup halletmeliydik bu konuyu yoksa kendimi dahada kötü hissedicem. Ben düşüncelerimle boğuşurken saçıma kondurulan öpücükle kafamı kaldırıp sevdiğim adama baktım. Bu adam böyle bakarsa ben herşeyi unuturum tabi. Gözlerini sevdiğim.
" Günaydın " dedi o güzel sesiyle.
" Günaydın " dedim bende olduğum yere daha çok sinerken.
Oda belime sarılı olan eliyle belimi okşamaya başladı.
" Birşey mi oldu ?" dedi bir süre sonra.
" Yoo nerden çıkardın ki " dedim gözlerimi ona dikip.
" Yarım saattir uyanığım ama sen fark etmedin bile birşeyler düşünüp duruyordun. Ne düşünüyorsun ?"
" Hiiç " dedim panikle. Şimdi biz neyiz mevzularını açıp bu güzel sabahımızı bozmak istemiyorum.
Beni belimden kavrayıp bir kendinden uzaklaştırdı ve yatakta dikleşmemi sağladı. Kendiside kalkıp yatakta doğruldu. Şimdi göz göze bakıyorduk.
" Neyin var güzelim anlat bana " dedi. Yanağımı okşayarak. Şu an o kadar iyi hissediyordum ki kötü şeylerden bahsetmek istemiyorum. Sen bana olumsuz birşey söylersen yıkılırım yapma bunu şimdi.
" Şu güzel anımızı bozmasak " dedim kabul etmesini umarak.
" Neden bozulsun ki anımız kötü birşey mi var açık olur musun beren " dediğinde kurtuluşumun olmadığını anladım.
" Biz neyiz sence " diyiverdim. Allahım yani şu soruyu sorduğuma inanamıyorum ya. Onunda bir kızmasını bekledim ama tam aksine sırıttı.
" Bunu sordun mu gerçekten " dedi. Sinir oldum ama yani sen şimdi benimle dalga mı geçiyorsun.
" Sen benimle dalga mı geçiyorsun ? Bir birlikte gibiyiz bir değil gibiyiz. Ben anlamıyorum anlamadığım şeyi soruyorsam ne varmış yani.
" Hayır dalga geçmiyorum ama bi saçma geldi öyle sorunca "
Hala gülmeye devam ediyor bak uyuz.
" Anlamıyorum ben seni cidden. Birgünlük olucak dedin ama şu halimize bak sürekli telefon ediyorsun , o kadar yol tepip gelip benimle sevişiyorsun ama bir kere ağzından güzel laf çıkmasın bir bebeğimdir , aşkımdır yok. Ben sana seni seviyorum diyorum sen ya susuyorsun ya sana değer veriyorum bu mu yani ne istiyosun benden. Sevişmekten sıkılana kadar böyle mi olucak ?"
Cümlelerim bitince sinirle gözlerine baktım ama o gözlerde görmeyi en son beklediğim şeyi gördüm kırgınlık!
Bunu beklemiyordum işte. Bir an bana kırgonca bakıp kalktı yataktan üzerine yerdeki boxerini alıp giydi. Ardından pantolonu ve gömleğinide aldı ve bana döndü.
" Giyin ve salona gel "
Sert sesiyle söylediği bu sözlerden sonra kalktı ve gitti. Serdar kadar ilginç bir insan daha tanımadım yani bu nedir ?
Bende kalktım ve hemencecik giyindim. Saçlarımı ellerimle bir havalandırdım ve salona geçtim. Serdar ikili koltukta dirseklerini dizlerine dayamış , ayağıyla ritim tutar şekilde oturuyordu. Sinirli gibi bir hali vardı. Yani ben sadece artık içimdekileri dökmüş ve net bir şeyler duymak istemiştim. Bende usulca geçip yanına oturdum. Bana dönüp bakmadı bile ama derince bir nefes aldı. Ardından sertçe sordu.
" Senin gözünde bu kadar aşağılık bir adam mıyım ? "
" Tabiki hayır sen... " daha konuşamadan yüksek sesle konuşarak sözümü kesti.
" O zaman ne diye seni kullandığımı ima etmeye çalışıyosun ?"
Bende sinirlenmiştim artık.
" Ben sana beni kullanıyorsun mu dedim orda sen niye bir kere beni anlamak istemiyorsun. Bir kere ya sadece bir kere anlamaya çalış "
" Beren sen bana ne dedin seni seviyorum yanımda ol dedin bende yanındayım ne yapmamı istiyorsun "
Söyledikleriyle iyice sinir oldum.
" Sadece ben istedim diye yanımdasın yani öyle mi ben istiyorum diye sevişiyorsun benimle ben istiyorum diye kıskanıyorsun beni öyleyse içinden gelmeyen hiçbirşeyi yapma tamam mıı ? İstemiyorum senden hiçbirşey zorla yanımda olma git hadiii kapı orada özgürsün." diyerek arkamı dönmüştüm ki kolumu tutunca gidemedim.
" Beni delirtme beren. Ben istemediğim hiçbirşeyi yapmadım yapmam sende bunu iyi biliyorsun. Sadece kendimi ifade edemiyorum tam işte. Aramızdakine ne demek istiyosan de ister ilişki de istersen başka birşey bul "
" Yani ancak bu kadar öküz olabilirdin. Istemiyorum senden hiçbirşey tamam mı git " dedim ve hışımla çektim kolumu. Onun yetişmesine izin vermeden hızla odama geçtim ve kapıyı kilitledim. Çok geçmeden geldi ve kapıyı yumruklamaya başladı.
" Aç şu kapıyı " diye bağırdı.
" Bağırma bana git diyorum sana neyini anlamıyorsun sen yaa "
" Gidiyim istiyorsun öyle mi ? Bak giderim gelmem "
Pis mendebur birde tehdit ediyor.
" Giiiiiiit " diye bağırdım.
" İyiiii " diye bağırdı oda. Ardından kapının çarpılma sesini duydum. Duyar duymazda yere çöküp ağlamaya başladım. Mutlu başlayan sabah ancak bu kadar çirkinleşebilirdi. Ben dedim ama ya anımızı bozmayalım dedim.
Şimdi olay komple boka batmıştı. Eskiden onunla olmak nasıl bilmediğimden uzak kalmak kolaydı ama şimdi ne yapacaktım? Onunla olmanın ne harika birşey olduğunu biliyorken nasıl uzak kalacaktım ki. Ben ağlamaya devam ederken kapının çalma sesiyle kendime geldim. Belki pişmam olup geri gelmiştir. Koşarak kapıyı açmaya gittim ama sonuç hüsrandı. Başka bir adam vardı karşımda.
" Beren hanım " dedi ilginç bir aksanla.
" Buyurun " dedim.
" Abinizin size bir süprizi var buyurun " diyerek bir anahtar ve zarf uzattı. Ardından " Iyi günler " diyerek gitti. Bende öylece arkasından bakakaldım.
Ardından içeri geçip salondaki az önce serdarın oturduğu koltuğa oturdum. Önce bir gözümü kapatıp etrafı kokladım. Hala onun gibi kokuyordu ev. Ellerimin arasındaki zarf ilgimi çekince düşüncelerimi bir geri itip onunla ilgilenme kararı aldım. Zarfı açınca abimir inci gibi yazısı hemen dikkat çekti.
" Benim güzel kardeşim.
Sen benim bu hayattaki tek dayanağımsın. Hayattaki tek değerlimsin. İyiki doğdun iyiki benim kardeşimsin. Şimdi aşağıya in kapının önünde anahtarı bir aç bakalım ne olacak :)
Umarım hediyeni beğenirsin abicim. Seni seviyorum :) "
Abim beni gülümsetti. İyiki vardı. Elimde anahtarla aşağıya indim. Elimdeki anahtarı açtım. Veee Veee aman allahım o öten bir BMV 320İ CAMRİO mu ?
Ohaaa !!!
Seni yerim abiii yerimm!!!
Elimde anahtarla değişik hareketler sergileyerek arabama ah pardon bebeğime yaklaştım. Ah harika birşey bu birde beyaz ya bu yerim. Allahım çok şeker. Kaportoya bir öpücük kondurdum ve direk kendimi içine attım. Şimdi bebeğim bana dertlerimi unuttururdu...

Gizli Saklı Kalanım Where stories live. Discover now