Bölüm 1. "Annem'den Sonra"

Start from the beginning
                                    

Dediğinde gülümseyerek içeri girdim. Yukarı kata Rüzgar'ın odasına girdim. Televizyonun başında dikilmiş kanal değiştiriyordu. Sessizce gidip sırtına atladım sonra kahkahayı bastım.
Az kalsın düşecekti benide düşürmemek için bacaklarımı sıkıca tuttu

"Oha Yaprak hayvanmısın lan!?!"

"Düşüyordunn!"

Diye bağırıp tekrar gülmeye başladım. Rüzgar ile aramızda bir kaç ay vardı. Ben ondan büyütüm. Ama Rüzgar benden büyük gösteriyordu. Spora gittiği için kaslı bir vicudu vardı.Siyah saçları vardı. esmer bir çocuktu. Kulağındaki siyah küpesiyse ona ayrı bir hava katıyordu Tabi Babasıda Berk Öztürk gibi birisi olunca çocuk taş olmuştu.

"Ha ha ! Seni komik çocuk!"

Diye beni sırtından iteklediğinde sırıttım.

"Dışarı çıksakmı?"

"Ne yapacağız dışarıda Yaprak?"

"Çiftleşme dansı yapacağız Rüzgar! Allah aşkına ne yapabiliriz dolaşalım işte!"

Dediğimde Rüzgar göz devirdi.

"Senin gibi bir kız kardeş görmedim ben"

Gülümsedim. Öz olmasak bile birbirmizi kardeş görüyorduk.

Rüzgar dolabının önüne geçti benim olduğumu umursamadan üzerindeki tişörtü çıkartıp başka birşey giydi. Aslında alışıktım. Bana şu ana kadar Babam ve Rüzgar'dan başka hiçbir erkek yakın olmamıştı.

Odasından çıktık. Rüzgar hızlıca mutfağa geçti. Ezgi Teyzemin yanağından öperek konuştu

"Ezgi Sultan ben kaçar akşam gelirim"

"Tamam oğlum geç kalmayın"

Dediğinde göz devirdim. Ah şu Aileler ! Geç kalsak ne olurdu sanki ölmezdik yaa!

"Gidelim bakalım Mavi Göz"

Diyerek kolunu omzuma attığında bende kolumu beline doladım. Sahile kadar öyle yürüdük. Daha sonra sahilde olan bir kafeye girip bir şeyler içtik , sohpet ettik. Rüzgar benim abim , kardeşim , tek dostum , sığınamabileceğim tek kişiydi. Bana küçüklüğümüzden beri değer veriyordu tabi bende öyle.

Ezgi Teyzemin anlattığına göre Annemle ikiside aynı bizim gibi çok yakınmışlar hiç ayrılmamışlar. Bir keresinde Ezgi Teyzem aşkı uğruna Berk Eniştem ile başka bir şehre kaçmış. Annemde zamanında çok üzülmüş.

Valla Rüzgar bana haber vermeden öyle bir şey yapsaydı kafa göz dalardım.

"Rüzgar sen beni bırakırmısın?"

"Nerden çıktı şimdi bu?"

"Soruma soruyla karşılık verme"

"Peki o zaman. Sen salakmısın kızım insan kız kardeşini neden bıraksın?"

"Öyle diyorsan"

"Nereden geldi aklına?"

"Hiç Annem ve Ezgi Teyzem bizim gibilermiş hep beraberlermiş"

"Bizde öyle olucaz zaten Mavi Gözlüm"

"Hadi ama bana artık Mavi Göz demekten vazgeç"

"17 yıllık lafımı bozamam ben kusura bakma MAVI GÖZ"

dediğinde suratımı asıp dil çıkarttım. Rüzgar'da gülüp göz kırptı. Daha sonra dışarı baktı geri bana döndüğünde konuştu

"Haydi kalkalım hava kararmış"

"Ya Rüzgar biraz daha oturabiliriz"

"Olmaz Yaprak. Demir Eniştemin azarını çekemem ben"

Dediğinde kıkırdadım. Babam gözümde çok güçlü , kocaman yürekli bir adamdı. Benim ilk aşkımdı. Halada öyleydi. Babam beni çok kıskanırdı. Rüzgar'ın demek istediğide buydu. Bir keresinde benim yüzümden eve geç kalmıştık ve babam Rüzgar'a baya kızmıştı. Bilmiyorum belkide kaybetmekten korkuyordu. Aslında babamın tek korkusu kaybetmekti. Hayatındaki en önemli varlığını kaybetmişti ve bu yüzdende bana karşı fazla korumacıydı.

"Of ya ! Tamam"

Dediğimde Rüzgar hesabı ödedi ve kafeden çıktık.

Beraber eve kadar yürüdük. Kapımın önüne geldigimizde kapıyı çaldım. Babam kapıyı açtığında ikimizede gülümsedi. Ben içeri girereken babam kapıyı kapatmada Rüzgar'la konuştu

"Rüzgar söyle o babana bana hesap verecek. "

"Ne hesabı Enişte?"

"Sen söyle anlar o "

"Tamamdır iyi akşamlar"

"Sanada"

Diyip kapıyı kapattı . Babam bana dönüp sıkıca sarıldı ve saçlarımdan öptü . Bunu yapmayı gerçekten çok seviyordu.

"Yarın Deniz Abin gelecek"

"Öylemi çok sevindim"

Diyerek gülümsedim. Deniz Abim babamın erkek kardeşiydi ve kesinlikle kafa dengi bir adamdı.

Meriç Dayım mutfaktan çıkarken konuştu

"Deniz mi geliyor lan?"

"Evet "

"Neredeydiki o?"

"Annemin yanında duruyor"

"Baba bir gün Babaannemin yanına gidelim"

"Gideriz Prensesim"

Diyerek kolunun altına aldı beni.

"Ben ciddi anlamda bu evde dışlanıyorum"

Diye konuştu Meriç Dayım. Koşarak onada sarıldım.

"Yaa Dayı! Seni çok seviyorum"

"Len git! yalakaya bak. Hadi hadi yemek yiyelim"

Diyerek beni iteklediğinde kıkırdadım. Dayımı gerçekten seviyordum. Bana annemi anlatan tek kişiydi. Ve kardeş oldukları için çoğu hareketleri aynıydı. Bu yüzden Dayımı çok seviyordum.

Yemek masasına geçtiğimizde Babam ve Dayım maç sohpeti yaparken ben sessizce yemeğimi yiyordum.
Yemeğimi bitirdikten sonra masadan kalkarak konuştum.

"Ben odamdayım size iyi geceler"

"Iyi geceler prensesim"

Diye cevap verdi babam bana. Yanağından öperek yeşil tonlarında olan odama girdim. Meriç Dayımın söylediğine göre bu odayı Annem tasarlamıştı ve zevki gerçekten çok güzeldi. Benim adım Yaprak'tı ve yapraklar yeşil renginde olurdu. Bu yüzdende tam kişiliğime ve adıma uyuyordu bu renk.

Yatağıma uzanırken karşı duvardaki annemin resmine baktım. Ne kadarda güzel bir kadındı. Umarım bir gün bende onun gibi severdim. Umarım bende onun gibi güçlü ve fedakar bir kız olurdum. Umarım bende bir gün Mira Soykan olmayı başarabilirdim.

Sonundaaa! Yeniden herkese merhabalar. Ikinci kitabımın ilk bölümüyle karşınızdayım. Hayırlı uğurlu olsun❤. Ilk kitapta üzülmüş olsakta , bu kitabıda beğeneceğinizi umuyorum. Herkese iyi günlerrr❤

Lise Belası 2Where stories live. Discover now