-11-

9K 975 25
                                    


Yemeğin ardından hissettiğim tüm güzel duyguları yitiriyorum. Çünkü Emre denen gereksiz şöyle diyor:

-Asya, siz önden gidin bizim konuşacaklarımız var.

Kız itiraz bile etmeden yanımda yürümeye başlıyor. Dönüp arkama bakma, ne konuşacaklarını öğrenme arzuma ket vurmaya çalışıyorum fakat yapmıyor oluşuma rağmen bu istek gittikçe daha da şiddetleniyor.

Asya'ya odaklan, diyorum kendime.

Derin bir nefes alıp kıza göz atıyorum.

-Atlas'la iyi anlaşır mısınız?

Asya'ya odaklan dememiş miydim ben sana!

Kendimi pataklamamak için yumruklarımı sıkarken kız yüzünü bana çevirip gülümsüyor.

-Elbette...

-Ya Emre'yle?

Tıslar gibi konuştuğum için mi bilmiyorum ama kız bana bakarken kaşlarını kaldırıyor.

-Pek sayılmaz.

Açıklaması için bir şey daha sormayı düşünürken devam ediyor.

-Emre, Atlas dışında kimseyle samimi olmaz.

-Öyle mi?

Başını aşağı yukarı sallıyor Asya.

Demek öyle, diye düşünürken dönüp onlara bakma isteğim iki kat daha çoğalıyor. Aralarında nasıl bir ilişki var? Ve ne zamandır bu ilişki devam ediyor?

-Sanırım Emre'yle birbirinizden hoşlanmıyorsunuz?

Evet, ondan nefret ediyorum.

-Ne münasebet...

Konuşurken sesimi tiksiniyormuş gibi çıkarmamaya çaba harcıyorum.

-Ama...

Kız itiraz edecek gibiyken sözünü kesiyorum.

-Onu iki kez gördüm, birbirimizi tanımıyoruz.

-Hım...

Asya omuzlarını silkerken konunun kapanmasından ötürü rahatlıyorum. Emre'den niye haz etmediğime dair bir tez hazırlayabilecek konumdayken bu soruyu sormamasını tercih ederim.

Apartmanın önüne ulaştığımızda Asya içeri giriyor fakat ben dönüp ikiliye bakmadan edemiyorum.

Bir yanım nihayet diye düşünüyor, nihayet görebileceğim.

Diğer yanımsa sana ne oluyor, diye hırlıyor bana.

İkinciyi es geçerken Atlas'ın üzgün gibi görünen yüzünün gittikçe bana yaklaşmasını izliyorum. Yapmamam gerek ama kendimi engelleyemiyorum.

Emre kolunu kızın omzuna sarmış, Atlas da ona yaslanmış bir halde yürüyor.

Kaşlarımı çatarken içimde korkunç bir hissin yükseldiğini, büyüdüğünü ve beni çığlık attıracak bir raddeye getirdiğini hissediyorum. Tam kız da başını kaldırdığında içeri girip kapıyı çarpıyorum.

Ders faslı burada sona ermiştir.

Sinirli adımlarla merdivenleri üçer üçer çıktığımda Asya asansörden inip Atlasların kapı önüne, yanıma geliyor.

-Sen ne ara yukarı çıktın?

Bana gülümsüyor ama karşılık vermiyorum.

-Acil bir işim var, Atlas'a söylersin, eşyalarımı sonra alacağım. Seninle tanışmak zevkti Asya, görüşmek üzere...

Hızlıca kıza veda edip ne tepki vereceğini bile düşünmeden merdivenleri çıkıyorum.

Nasıl bu kadar sinirlenmiş olabilirim?

Beynim kafatasıma sığmıyormuş gibi hissediyorum. Sanki nefes aldıkça şişiyor ve kulaklarımdan fırlamaya çalışıyor.

Atlas... Sen...

Kapıyı anahtarımla açıp içeri girdiğimde soluklanmaya çalışıyorum.

Niye sinirleniyorum ki? Bana ne Atlas'ın kiminle, nasıl bir ilişkisi olduğundan!

Kapıyı çarparken kendi söylediklerime inanmadığımı bilmenin dehşetiyle ellerimi yumruk yapıyorum.

Annem gürültü üzerine olsa gerek yanıma geliyor ama onu görmezden gelip odama geçiyorum. Kapıyı kilitlerken bana seslendiğini duyabiliyorum.

-Yalnız kalmak istiyorum, diyorum sesimi kontrol etmeye çalışarak.

Ve sonra öfke dolu bir halde yatağıma yığılıyorum. 




Instagram: kopru_busra

GökkuşağıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin