2. Bölüm

20.9K 792 13
                                    

8 yıl sonra...

Anne baba siz gideli tam sekiz yıl oldu koskoca sekiz yıl. Bu kadar zaman nasıl geçti? sizsiz ne kadar eksik olduğumu olduğumuzu bir bilseniz..

Buraya size kızmak için gelmedim sadece sizi çok özledik. Hem biliyor musunuz? Cem artık
"Annem, babam ve Ceren bizi neden bıraktılar abla?" diye sormuyor oda artık kabullendi gidişinizi ama yinede annesi babasıyla birlikte olan yaşıtlarını görünce kendi içinde büyük bir hesaplaşmaya girdiğini gözlerinden görebiliyor fakat elimden hiçbir şey gelmiyordu.

Her geçen gün daha çok kapanıyor içine elimden geleni yapıyorum yaşıtları gibi eğlenip gülsün diye ama pek işe yaramıyor. Ama sana çekmiş baba oda çok yakışıklı şimdiden kızları kendisine hayran bırakıyor.
Yarın gezisi var hazırlık yapmak için bugün tekrar dönmemiz gerekiyor. Merak etmeyin yine gelicez sakın sizi unuttuğumuzu düşünmeyin sizi çok seviyoruz.

Dua ettikten sonra Cem'in elinden tutup mezarlıktan uzaklaşmaya başladık. Mezarlıktan ayrılırken hâlâ inanamıyordum, kabullenemiyordum ailemi bir sarhoş yüzünden kaybetmeyi hazmedemiyordum. Annem ve babam olay yerinde vefat ederken Ceren , biriciğim yaşam savaşı vermişti ama üçüncü günün sonunda savaşı kaybetmişti. Oda anne ve babamızın yanına gitmişti geriye ben ve Cem kalmıştık. Cem bana ailemin emaneti ona gözüm gibi bakacağıma yemin ettim.
Cem'in seslenmesiyle düşüncelerimden sıyrıldım

"Abla otobüsümüz ne zaman kalkacak?"

"2 saat sonra bir tanem, neden sordun?"

"Hiç merak ettim."

"Tamam bir tanem."

Yolculuğa başlamadan önce Cem'le güzelce karnımızı doyurduk. Şuanda da otobüsün kalkmasını bekliyoruz. Telefonumun çalmasıyla bakışlarımı ekrana çevirdim arayan babaannemdi o olmasaydı ne yapardık bilemiyorum. Bizi yanına aldı Cem'le çok ilgilendi ben okuldayken o baktı Cem'e bizim üzerimizde emeği çok canım babaannem hakkını nasıl öderim hiç bilmiyorum. O olayda ailemi kaybettikten sonra cenazeyi Rize'ye götürdük babaannem her ne kadar oğlunu bırakmak istemesede bizim için İstanbul'a taşındı ve bizde yaşamımıza orda devam ettik. Daha fazla bekletmeden telefonu açtım.

"Efendim babaannecim."

"Nasılsınız kızım? Çıktınız mı yola?"

"İyiyiz babaanne birazdan otobüs kalkacak."

"Aman kızım dikkat edin aklım hep sizde."

"Tamam babaannem sen merak etme."

"Tamam kuzum Allah'a emanet olun."

"Tamam babaannem."

Telefonu kapatıp Cem'e baktım camdan dışarıya bakıyordu. Babaanneme ilaçlarını alıp almadığını sormayı unuttuğumu fark ettim. Rahatsızlandığı için bu sefer bizimle gelememişti. Her ne kadar belli etmemeye çalışsada oda hem çok üzülüyor hemde babamı çok özlediği belli oluyor.

Eve geldiğimizde direk Cem'e duş aldırıp uyumasını söyledim bende babaannemle biraz sohbet ettikten sonra yatağıma geçtim malum yarın Cem'in geziye benim de işe gitmem gerekti çok yorulmuştum ve dinlenmeliydim telefondan alarmı saat 6' ya kurup gözlerimi günü yorgunluğuyla kapattım ve hemen uykuya daldım.

Alarmın sesiyle gözlerimi açtığımda hâlâ çok yorgun olduğumu farkettim. Yatakta uykumun açılması için biraz bekledikten sonra kalkıp yatağımı yapıp banyoya geçtim günlük rutin işlerimi hallettikten sonra üzerimi değiştirdim ve kahvaltı hazırlamak için mutfağa geçtim.

GÜL RENGİWhere stories live. Discover now