2. Bölüm

19.3K 687 30
                                    

Multimedya Elif.
2. Bölüm

Sabah yine aynı rutin işleri halledip şirkete yol aldım. Erken çıktığım için yürümeyi tercih ettim yerler ıslaktı. Anlaşılan gece yağmur yağmış. Yoldaki çukurlarda sular birikmişti. Kaldırımda yürürken yandan gelen hızlı bir arabayla üstüm sırılsıklam oldu. Araba siyah ve spordu. Arkasından küfürlerimi bağırarak sıraladım. Araba bir anda durdu. Arabaya doğru ilerledim. Camdan baktım ama camlar filmli olduğu için birşey seçemiyordum. Ben hala cama bakarken bir anda gaza bastı. Ve yine sular üzerime geldi. Şu an sinirden ölebilirim!
Etraftaki herkez bana bakıp gülüyordu. Sinirden ağlamak istiyorum. Çabuk sinirlenen biriyim ve sinirlenince gözlerim dolar. Şu anda olduğu gibi. Hızlı hızlı şirkete yürüdüm. Kapının önünde durdum. 'KAHRAMAN HOLDİNG ' Vay be. Buraya geleceğimi hiç hayal etmezdim. Fazla oyalanmadan şirkete girdim. Yine herkez çok şıktı. Bende ise siyah kot şort ve beyaz tişört vardı birde spor ayakkabı giymiştim. Ama en önemlisi ıslaktım. Herkez bana tuhaf bir şekilde bakıyordu. Bir odaya girmek üzere olan Ezgi'ye seslendim. Beni görünce hemen geldi.
"Senin bu halin ne?"
"Ya yolda bir araba üstüme su püskürttü."
"Gel sana kıyafet ayarlayalım. "
Başımı tamam anlamında sallayıp onu takip ettim. Alt kata indik ve bir odaya girdik. Bir sürü kıyafet vardı. Burda kıyafetlerin ne işi vardı ki?
Ezgi eline bir elbise alıp bana yöneldi. Elbise siyah ve biraz kısaydı.
"Ben elbise giymem. Spor bir şeyler yok mu?"
Gözlerini devirdi ve arkaya yöneldi. Elinde lacivert şort ve kırmızı kareli gömlekle geri geldi. Bunları beğenmiştim. Hemen elinden aldım.

"Şurada arka tarafta giyin. Sonra odana çık. Masanda dosyalar var. Onlarla ilgilenirsin. Benim bir kaç işim var. Hadi sana kolay gelsin."

Deyip cevabımı beklemeden çıktı. Bende arka tarafa yonelip kıyafetleri giydim. Aynadan kendime baktım. Güzel olmuşum. Sonra oyalanmadan odama çıktım. Hergün böyle 20.kata kadar çıkıp ineceksem işimiz var. Yine gözler üzerimdeydi. Kimseyle muhattap olmadan odama girdim. Masada birsürü dosya vardı. Ben stajyerim ya ilk günden nasıl bu kadar iş verdiler bana?! Ama işimi biliyordum. İnşaat için boş araziler bakıyordum. Ve tabiiki en kaliteli malzemeleri de ben bakıyordum.
Koltuğuma oturup masaya yaklaştım. Karşımdaki odayı göremiyordum. Çünkü camlar karartılmış. Bende işime koyuldum.
O kadar uğraştım ki beş saat boyunca kafamı dahil kaldırmadım. Dikkatim dağılmasın diye ara da vermedim. Kafamı kaldırdığımda diğer odadan beni izleyen bir adamla karşılaştım. Cam artık siyah değildi. Adam dediysem 25 yaşlarında falandı. Kara kaşlı kara gözlü bir şeydi ve kollarında ki kasları görebiliyordum. Ve şimdi yalan olmasın adam çok yakışıklı. Kimdi bu adam?
Hala beni izlediğini farkettim. Birinin bana dik dik bakmasından nefret ederim. Bende ona baktım ve 'ne var?' anlamında kaş göz işareti yaptım. Adam sırıttı ve camları yine kararttı. Çok geçmeden masadaki telefon çaldı. Ev telefonu gibi birşey. Açtım. Karşımdaki kişinin konuşmasını bekledim. Konuşmayınca ben konuştum.
"Kimsiniz?"
"Sen kimsin?"

Erkek sesiydi.

"Kardeşim kimsin işte söyle adam gibi."

Sesimi yükseltmiştim. Kimdi bu?
Adamın güldüğünü duyar gibi oldum.

"Sen patronlarınla böyle mi konuşursun?"
"Patron mu?"
"Evet ben Savaş Kahraman. Sende stajyersin aynı zamanda benim sekreterim."

Lanet olsun! Savaş denen herifle nasıl konuşmuştum ben öyle. Ben cevap vermeden konuştu.

"Sen patronlarına kaş göz işareti de yapar mısın? "

Bu ne demekti şimdi? Ben birşey anlayamadan karşımdaki cam normal oldu ve oda göründü. Adam hala oturuyordu ve elinde telefon vardı. Yine bana bakıyordu.

"Cevap bekliyorum."

Şu anda ölebilirim. Karşımdaki adam da Savaş denen herifmiş...

SEKRETEROnde as histórias ganham vida. Descobre agora