38. BÖLÜM

5.3K 203 103
                                    

Elimdeki kalemi çevirirken sakinliğimi korumaya çalışıyordum. Okuduğum soruyu anlamak her zamankinden daha zordu çünkü hiç de tahmin etmediğim bir şekilde heyecanlıydım. Sınav esnasında bu kadar heyecanlanacağımı hiç düşünmemiştim. Bütün sene boyunca kendimi psikolojik olarak hazırladığımı sansam da matematik testine geçtiğim an itibariyle çuvalladım diyebilirdim. Bu afallama neyse ki fazla uzun sürmemişti.

Allah'ın sıcağında girdiğim üniversite sınavı ne zaman gelmişti inanın hiçbir fikrim yoktu. Daha dün senenin başındaydım ve inanılmaz derecede rahattım. Evet, çalışmıştım ama bu şu anda gerilmemi engellemiyordu.

Kendime gelip matematik testini iyisiyle kötüsüyle bitirdim ve fene geçtim. Önce en iyi olduğumu düşündüğüm kimya ve biyoloji testlerine girişmiştim. Fizikle moral bozmak şu an yapabileceğim en büyük hata olurdu.

Başımı bir kere bile kaldırmadım. Bu sınavda süre sıkıntısı olmadığından oldukça rahattım. İstediğim kadar oyalanayım, istediğim kadar düşüneyim yine de sürem bir miktar artacaktı. Onu da kontroller için harcayacaktım. Her şey tahmin ettiğim gibi ilerlemişti.

Sınav süresinin bitimine on beş dakika kala optiği son bir kez kontrol edip gözetmen öğretmene teslim ettim. On beş dakika içinde çıkmak yasaktı ve benim işim bitmişti. Daha fazla oturup gerilmeye hiç gerek yoktu. Sınıftan çıkıp dolu bir nefes vererek rahatlamak şu an için çok daha cazip gelmişti.

Koca bir senenin karşılığı az önce bitmişti. Okul çıkışına doğru yavaş adımlarla ilerlerken elimdeki kimliğimi inceliyordum. Sınavda yaptıklarımın kafamdan bir anda uçup gitmesini istiyordum fakat ne yazık ki bu imkansızdı. Soruların şıkları bile kafamda kazılı durumdaydı ve açıklanana kadar da gitmeyecekti. Bu akşama kadar başarabilirsem cevaplara bakmamayı düşünüyordum ama bu merakla bunu başarabileceğimi pek sanmıyordum.

Çıkışta bekleyen annemi gördüğümde gülümseyerek yanına doğru ilerledim. O da pek belli etmese de heyecanlıydı. Kendi gibi bir diyetisyen olmamı istiyordu ve bir aksilik olmazsa isteği gerçekleşecekti.

"İyisin," dedi gülümserken. Sırtımı sıvazladığı sırada beraber arabaya doğru yürümeye başlamıştık. "Başaracağını biliyordum." Ben de gülümsedim. "Başardığıma inanıyorum,"

"Ayrıca sonuç ne olursa olsun emek verdim. Bu benim için yeterli."

Arabanın yanına vardığımızda anahtarı son anda bana doğru atmıştı. Refleks olarak anahtarı tuttuğumda, "Bizi sen eve götür bakalım Derin Hanım," diyerek güldü. Arabanın kilidini açtıktan sonra ikimiz de beklemeden binmiştik. Annemin bu yakın tavırları ara sıra kendini belli ediyordu ve şaşkın değildim. Dediğim gibi, sadece her anne kız arasında olan mükemmel bir ilişkiye sahip değildik. Genelde birbirimizden uzak olurduk ama bu gibi durumlarda yanımda olmasını bilirdi. Belki de aramızdaki uzaklık bu yüzden o kadar gözüme batmamıştı.

Arabayı dikkatlice çalıştırdım. Aylardır boş durmuyor ve deney sürüşleri yapıyordum. Pratik yapmak sınav senesi için oldukça zordu ama üstesinden geldiğimi düşünüyordum.

Yolculuk esnasında annem sınav hakkında sorular sordu. Benimse aklım tamamen bizimkilerdeydi. Onlar ne yapmıştı, durumları şu an nasıldı? Bu sorulardan başka bir şey düşünemiyordum. Zaten bu akşam buluşacaktık ama merakımı engelleyemiyordum.

Eve geldiğimizde babamın da arabasının burada olduğunu gördük. Çağlar benden önce gelmiş olmalıydı. Babam onun sınavı için beklemişti. Ayrıca, teyzemler de buradaydı. Birkaç gün önce Çağlar'a destek için gelmişlerdi ve bizde kalıyorlardı. Aylardır Çağlar'la görüşmedikleri için bir hayli özlemişlerdi bizim bamyayı.

KÜÇÜK MAVİŞ (DÜZENLENİYOR.)Where stories live. Discover now