18. BÖLÜM

9.9K 344 123
                                    

"Ne yapıyorsunuz siz burada ya? Rüya! Ebeni belledim senin."

Odamın kapısını açar açmaz şoka girmiştim diyemeyeceğim çünkü, beklediğim bir şeydi bu. Ojelerimi saçma sapan süren İrem mi dersin, yoksa parfümlerimi boşu boşuna havaya sıkan Rüya mı? Kan beynime sıçrarken kuyruğuna basılmış kedi gibi odanın içinde zıplamaya başladım.

"Aha, geldi! Koy yerine şunu Rüya!" Duru'nun uyarısı için çok geçti çünkü Rüya hanımın saçlarına çoktan yapışmıştım. "Manyağa bak, bırak saçımı be!"

Parmaklarımı resmen beline sokarken psikopat gibi gülen taraf bendim. Rüya'nın en çok gıdıklandığı yere baskın yapmak bir hayli hoşuma gitmişti çünkü.

"Ya, ahahahah, ya, ananı seveyim, hahaha ya... Dur lan..." Tıkanırken konuşursa olacağı buydu tabii. Boğuldu gerizekalı.

En sonunda ben de yorulduğumda bu aptalla uğraşmayı bıraktım. Bir süre sonra da sıkıcı oluyordu ya. Karşındaki savunmasız olunca hiç de eğlenceli olmuyordu.

"Allah'ım, ölüyorum sandım..." Rüya sürüne sürüne halının ortasına gelirken İrem gözlerini devirdi. "Her seferinde aynısını söylüyorsun ama hiçbirinde ölmedin Rüya. Alt tarafı gıdıklanmak yani, ne olabilir ki?"

Rüya ters bakışlarını İrem'e çevirdi. "Sen aptal falan mısın? Sen de gıdıklansan halin itten beter olur. Bilmiyorsun, bari insan halinden anla!"

İrem omuz silktiği sırada ben parfümümde hala umut var mı diye kontrol ediyordum. Rezil kadın yarısını boşaltmıştı bildiğin!

"Ya tek bir neden arıyorum bunu yapman için. Ama bulamıyorum. Ben senin kafana sıçayım müsaadenle."

Rüya benden kaçarken hareket bile etmedim. Tükenmiştim artık. Parfümlerimi nereye saklarsam saklayayım ne yapıp edip buluyorlardı. Ben de son kalan parfümümü üzerime boşalttım. Biraz fazla kaçmıştı ama olsun... Benimle yatacak olan kişinin problemiydi bu.

"Bu kızın ciddi problemleri var,"dedi Duru, parfümü üstüme boşalttığımı gördükten sonra.

"Yatın zıbarın, saat üç oldu." Yatağıma girdiğim sırada mızırtılar yükseldi tabii. Beklediğim bir şey olduğu için şaşırmadım.

"Bir de yatağa yerleşiyor. Ağır öküzsün abi. Kalkıp Barlas'a iyi geceler der misin? Görgüsüz it."

Dudak büzüp yerimde doğruldum ve Rüya'ya yanıt verdim. "Çok görgülüysen git sen iyi geceler dile. Aptal mıyım ben? Başka kapıya gidin."

Tekrar yerime yerleşirken hepsi tepeme üşüştü. "Sarı kafa, bir denesen ölür müsün? Sevmek güzel şey."

Kaşlarımı çatarak İrem'e döndüm bu sefer de. Ne içmişlerdi bunlar?  "Sevmenin kötü bir şey olduğunu mu iddia ettim ben? Emin olmadığım duyguların peşinden koşmam. Hepiniz bunu iyi biliyorsunuz."

Ufak bir sessizlikten sonra yerimden kalkmamı sağlayacak cümleyi Duru kurmuştu. "Burada kalacağını öğrendiğinde gözlerindeki parıltı her şeyi anlatıyor Derin. Sofradaki gülüşlerin, hadi onu geç, onun yanındaki her an farklısın. Seni hiç öyle gülerken görmedim."

Güler gibi bir ses çıkardım. "Dakika başı gülen bir insanım ben Duru. Bak, az önce de güldüm."

Duru sabırla başını salladı. Ne demek istediğini anlamıştım ama biraz aptala yatmakta ne vardı sanki?

"Dakika başı anırdığın doğru. Çocuğun yanında gülüyorsun diyorum. Başka gülmek abi. Benim Çağlar'ın yanında güldüğüm gibi. İrem'in Oğuz'un yanında güldüğü gibi. Rüya'nın menemenin yanında güldüğü gibi-" lafını bitirmeden Rüya'dan bir tekme yiyince daha fazla dayanamadım ve yataktan kalktım. Tavşanlı panduflarımı ayağıma geçirdikten sonra hepsini yarıp odadan çıktım.

KÜÇÜK MAVİŞ (DÜZENLENİYOR.)Where stories live. Discover now