5.0

19.8K 1.2K 290
                                    

"Justin bunu istemiyorum." Belki de bininci kez aynı şeyi söylüyordum. 

"Bak, burada bekle. Tamam mı? Onu çağırmaya gidiyorum." Cevap vermemi bile beklemeden hızlı adımlarla uzaklaştı ve beni arka bahçede tek başıma bıraktı. Oflayarak duvara yavaşça vurdum. Beni buraya o sarışın kızla konuşturmak için getirmişti. Derste olmam gerekirken o kızın keyfini bekliyordum. Justin gelmesi için mesaj atmıştı ve o da tamam demişti ama gelmemişti.

O kızın suratını bile görmek istemiyordum. Justin'i affetmiş olmam o kız hakkında hiçbir şeyi değiştirmiyordu. Bana kızın adının Deana olduğunu ve annesinin arkadaşının kızı olduğu için arkadaş olduklarını söylemişti. O günde kafede anne ve babasının kavga etmesi hakkında konuşuyorlarmış. 

Kim olduğu umurumda değildi. Justin ile aramın açılmasına hatta neredeyse ayrılmamıza neden olduğu için benim için üzeri çarpıyla işaretlenmiş bir şeydi.

Uzun sarı saçları bana doğru yaklaştığında ilk fark ettiğim şey oldu. Doğal olup olmadıklarından emin değildim ama kaşlarının siyah olması bazı şeyleri açıklıyordu.

"Elsa, değil mi?" dedi yanıma ulaştığında.

"Evet," derken sesimi buz kadar soğuk tuttum.

"Deana," derken kocaman gülümseyip elini uzattı. Justin'in nerede olduğuna bakındım ama ortalıkta yoktu. Beni bununla yalnız bıraktığına inanamıyordum. Elini kısaca sıktım ve hemen geri çekildim. "Justin bana bazı şeyleri yanlış anladığını söyledi."

Konuya direk girmesine mutlu olmuştum çünkü oturup onunla sohbet edecek halim yoktu. "Evet," dedim. "Öyle oldu."

"Benden duyup için rahatlasın diye söylüyorum, Justin ve ben sadece arkadaşız. Annelerimiz liseden beri arkadaşlar, bende bu sene bu okula geçtim. Tanıdığım tek kişi Justin olduğu için onunla takılıyordum."

"Bak, bunu açıklama gerçekten gerek yok Deana," dedim. "Sadece bir anlık kızgınlıkla yanlış anladım. Justin'e güveniyorum zaten."

"Ama gerçekten haklısın," derken sarı saçlarını geriye attı. "Yani benimle gülerken seni gördü ve hala benim yanımda kaldı. Bu bana yapılsa çok kırılırdım. Hatta bana sevgili olduğunuzu söylemişti ama o an öyle yapınca çoktan ayrıldınız sandım."

Söyledikleri şaşkınlıkla ona bakmama neden oldu. Onda başından beri gördüğüm şeyi ortaya çıkarmıştı.

"Biz hiç ayrılmadık," derken ilk kelimeyi kekelemekten nefret ettim. İyi davranırken birden böyle laf sokması gerçekten şaşırmama neden olmuştu. 

"Sadece söylüyorum, pek sevgili gibi görünmüyorsunuz. Bazen birbirinizle alakanız yokmuş gibi bazende sadece arkadaş gibisiniz." Söylemeye devam ettikleri dudaklarımın aralanmasına neden oldu. "Justin'e dikkat etmelisin Elsa. Yakışıklı bir erkek ve ne olursa olsun onun gibilerin üzerinde gözlerini tutmalısın. Ne olacağı belli olmaz."

Dişlerimi sıkarken sağ elim ben kontrol etmeden yumruk halini aldı. "Sevgili olduğumuzu insan içinde kanıtlamamız gerektiğini sanmıyorum, yalnız kaldığımızda gerçekten sevgili gibi olduğumuza emin olabilirsin Deana."

"Bundan hiç şüphem yok, ama kızları bilirsin işte. Özellikle bu okulunkiler çok sıkı dedikodu yapıyor."

 "İlişkimiz hakkında endişelenmene gerek yok. Konuşmak için buraya kadar zahmet ettiğin için teşekkür ederim, derse girmem gerekiyor."

Yanından geçip gidecekken omuzlarımız birbirine çarpıştı. "Sonra görüşürüz Elsa," diye seslendi arkamdan. 

Onu bir daha gördüğümde ellerimde demirden bir eldiven olduğundan emin olacaktım.

Screenshot Where stories live. Discover now