3.8

21.1K 1.2K 345
                                    

23:50

unicornqueen: söyledim

justinbiebz: ee?

unicornqueen: sanırım bana küstü

unicornqueen: şok oldu ve bunu ona neden söylemediği mi sordu

unicornqueen: ben de kesin bir şey olmadan söylemek istemediğimi söyleyerek yalan attım

unicornqueen: ve sonra gitti

justinbiebz: özür dilerim

unicornqueen: bu senin suçun değil ki

unicornqueen: of

unicornqueen: kötü hissediyorum

unicornqueen: üstümü değiştirip uyuyacağım saat geç oldu

justinbiebz: ailen evde mi?

unicornqueen: evet içeride uyuyorlar

justinbiebz: tamam

00:05

justinbiebz: kapıyı aç

unicornqueen: nE??

justinbiebz: evin kapısını aç

unicornqueen: sakın geldiğini söyleme

unicornqueen: Justin ailem uyanırsa bizi keserler geri git

justinbiebz: şu kapıyı açar mısın?

justinbiebz: üşüdüm

Ne yapacağımı bilemez halde çevreme bakınıp sonra ayağa kalktım. Annem ve babam bir saat önce yatmışlardı, ikisininde uykusu derindi ama sessiz olmalıydım. 

Bunun şu an gerçekleşiyor olduğuna inanamıyordum.

Aşağıya inip evin kapısını hiç ses çıkmayacak şekilde açtım. Justin'i karşımda görünce sessiz  olması için işaret parmağımı dudağımın üstüne koydum ve o içeri girince kapıyı aynı sessizlikle kapattım. Kolundan tutup ilerlettiğimde neyse ki ses yapmamaya dikkat ediyordu. Babam onu görse yemin ederim buradan Kanada'ya kadar koşarak gitmesine neden olurdu.

Üst kata çıktığımızda annemle babamın odasının önünden geçerken kalbimin birkaç saniyeliğine durduğuna emindim. Sonunda odama girdik ve kapıyı kilitledim.

"Bunu yaptığına inanamıyorum," dedim hızla. Kapıyı açıp onu içeri aldığım için kendime de inanamıyordum aslında.

"Kötü hissettiğini söyleyince dayanamadım," dedi Justin masum bir kedi yavrusu gibi.

"Teşekkür ederim ama annem veya babam uyansaydı benimle evlenmek zorunda kalırdın," dedim ve alay ettiğimi anlasın diye güldüm.

"Ve bu bir ceza mı olurdu?" dedi beni olduğum yerden kendine çekip.

"Benim için evet," diyecekken daha yarısını söyleyemeden beni dudaklarımdan öptü. 

Öyle güzel bir öpücüktü ki birden bütün bu aksiyona değmiş gibi geldi.

Mia uyuduğu yerden kalkıp miyavlayınca yavaşça ayrıldık. 

"Bu ses düşündüğüm şeyden mi çıkıyor?" derken kaşlarını çatmıştı. 

Kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum. "Evet ve seni parçalamazsa şanslısın. Onu uykusundan uyandırdık."

Justin döndü ve olduğu yerde bizi izleyen Mia'ya baktı. "Selam çirkin şey." Omzuna vurduğumda, "Pardon," dedi. "Selam tatlı şey." 

Uzanıp kafasını okşadığında Mia hoşuna gitmiş gibi gözlerini kapatarak gerindi.

"Senden hoşlandı," dedim şaşkınlıkla. "Mia sorunun ne senin? Sana çirkin dedi, tırnaklarınla şu mükemmel suratını yok et kızım."

Mia beni takmadı bile ve Justin'in kafasını okşarken uykusuna döndü. Justin yüzünde alaycı bile bir gülümsemeyle bakıyordu bana.

Gözlerimi devirip yatağıma doğru gittim. Justin bana mesaj atmadan önce uyumak üzereydim ve hala çok uykum vardı.

"Ne?" dedim bana bakan Justin'e. "Uykum var." Göz devirme sırası ondaydı, herhalde aklında farklı şeyler vardı. Birden üzerindeki tişörtü çıkarınca, "Ne yapıyorsun?" dedim.

"Böyle uyuyamam ya," dedi üzerini gösterip.

Pantolonunu çıkaracağı zaman, "Bekle, bekle," dedim hızlıca. "Pantolon kalacak. Yoksa Mia ile uyursun."

"Tamam," dedi hayal kırıklığına uğramış gibi. Açtığı fermuarı geri kapatırken bakışlarımı vücudunda gezdirmeden duramadım. 

"Işığı kapatmayı unutma." Dediğimi yapıp ışığı kapatarak yatağa girdiğinde hemen ona sarıldım. "Bu yaptığın çok tatlıydı."

"Hangisi?" Justin de kollarını bana sarmış, iyice kendisine çekmişti.

Çıplak teniyle birden çok fazla yakınlaştığımdan cevap vermem zaman aldı. "Buraya gelmen."

"Skylar çok kızdı mı?"

O saçlarımı okşamaya başladığında kafamı göğsüne koydum. "Biraz. Ama haksız olduğunu söyleyemem."

"Bunun için sonsuza kadar küs kalmaz ya, sonunda affeder," derken içimi rahatlatmaya çalışıyordu.

"Biliyorum ama yine de kötü hissettim."

Kafamı kaldırıp ona baktığımda beni öpmek için biraz doğruldu. Kısa bir öpücüğün ardından geri çekildiğinde vücudundaki dövmelere baktım. Biraz fazlaydı ama güzellerdi.

"Bak buraya da benim adımı dövme yaptır," dedim parmağımı alnında gezdirip.

Gülüp bana yeniden sarıldı. "Tam aklımdan geçen şeyi söyledin." Yeniden az önceki halimize geçerken gülümsedim. "Sabah ailen uyandığında ne yapacağız?"

"Seni pencereden çıkartacağım."

"Ciddi misin?" 

Gözlerimi devirdim ama ne yazık ki o bunu göremiyordu. "Hayır, annem ve babam benden baya erken uyanıp gidiyorlar. Odama da gelmezler zaten ama her ihtimale karşı onlar uyandığında gidene kadar seni saklamalıyız."

"Bunu nasıl yapacağız?"

"Bilmiyorum Justin, sabah düşünürüz." Parmaklarımı teninde gezdirirken gözlerimi kapattım. "Daha önce hiç kimse kendimi kötü hissediyorum diye evime kadar gelmemişti."

"Bana ihtiyacın olursa senin için kilometrelerce uzaktan koşarak gelebilirim."

"Gerçekten mi?" 

"Gerçekten."

Gülümseyip ona daha sıkı sarıldım ve gözlerimi kapattım. Ben uykuya dalarken bile saçlarımı okşayıp beni izlediğini biliyordum.




"Uykuya dalar gibi aşık oldum: Önce yavaş yavaş, sonra bir anda."



Screenshot Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin