3.0

24.7K 1.4K 556
                                    

Adını seslendiğimde arkasını döndü, sesimi hiç duymamıştı eminim ki ona seslenecek son kişi olarak beni düşünüyordu. Beni görünce yüzüne bir şaşkınlık ifadesi yerleşti. Yüzünün ne kadar yakışıklı olduğunu neredeyse unutacaktım. 

"Elsa?" Adımı onun sesinden duymak tüylerimin diken diken olmasına neden oldu. Daha önce sesini sadece videolarından duymuştum. 

Ne söylemem gerektiğini bilemiyordum, öylece karşısında dikilmekte aptalcaydı. "Merhaba," demeyi başardım sonunda. "Biraz konuşabilir miyiz? Eğer sınıfa falan gitmiyorsan tabii."

"Hayır, hayır. Sadece öyle dolanıyordum, dersten atıldım. Konuşabiliriz. Kesinlikle konuşabiliriz." Sanki ömrü boyunca  bunu sormamı bekliyormuş gibi görünüyordu. "Gel," dedi ve kolumdan tutup başka bir koridora yönlendirdi. 

Kolumun üzerindeki eli derin nefesler almak istememe neden oldu. Benim ellerim ve kollarım her zaman soğuktu ama onun avuç içi sıcacıktı. 

Kullanılmayan kimya sınıfının olduğu koridora girdiğimizde kolumu bıraktı. "Birden bire benimle konuşmanın nedeni ne bakalım?"

Bir an için sinirinin gittiğini düşünmüştüm ama hala bana kızgındı. Onu suçlayamazdım. Dudaklarımı yalayıp söyleyeceğim şeyi düşündüm. "Bak, biliyorum bana kızgınsın ve büyük ihtimalle seninle eğlendiğimi falan düşünüyorsun. Ama kesinlikle öyle bir şey yapmaya çalışmıyordum. Sadece etrafında bu kadar insan varken yanına yaklaşmaya çekiniyordum."

"O gün seni okulun önünde tek beklerken de mi etrafımdaki olmayan insanlardan çekiniyordun?"

Tırnaklarımı avucuma geçirdim. "Karşına geçip ne diyeceğimi bilemiyordum. Kesinlikle kendimi rezil edip saçmalardım. Aynı şu an saçmaladığım gibi. Bir daha benimle konuşmak istemezsen sorun değil ama sadece seninle eğlendiğimi düşünmemeni istiyorum. Senden hoşlanıyorum ve-" Söylediğim şeyi fark ettiğimde durdum. "Ah, Tanrım. Öyle demek istemedim yani-"

Bu sefer sözümü onun dudakları engelledi. 

Beni öpmesini hiç beklemiyordum. Yumuşak dudaklarını hissettiğimde birkaç saniye ne yapacağımı bilemesem de ona karşılık verdim. Daha da rezil olmayayım diye beni susturmak için mi yoksa ondan hoşlandığımı itiraf ettiğim için mi öpmüştü bilmiyordum ama iyi ki bunu yapmıştı. 

Geri çekildiğinde gözlerimin içine bakıp gülümsedi.

İlk öpücüğümü şişe çevirmece oyununda hiç tanımadığım sarışın bir çocukla yaşamıştım ve kelimenin tam anlamıyla berbattı. İlk öpücüğümü böyle iğrenç şekilde harcadığım için hala pişmanlık duyuyordum ama ilk gerçek öpücüğümün bu kadar iyi olabileceğini hayal etmemiştim. 

Bunun Justin'le olacağını düşünmezdim. Hani şu koridorda önümüzden geçerken yakışıklılığı ile dizlerimin bağının çözülmesine neden olan çocukla. 

"Sanırım senin için hoşlanmaktan fazla bir şeyler hissediyorum," dedim. Kesinlikle çok fazla şeyler hissediyordum.

"Ben de," dediğinde kalbim göğsümden fırlayacak gibiydi. 

"Yani benden nefret etmiyorsun?"

Beni az önce öpmesine rağmen bunu sormuş olmam onu güldürdü. "Hayır, sadece sinirliydim. Ama artık değilim. Günlerce seninle konuşmamak çok berbat bir şeydi."

"Siz ikiniz neden derste değilsiniz?" Bize doğru yaklaşan kırmızı gözlüklü siyahi öğretmen ikimize de ölümcül bakışlar atıyordu. Hemen Justin'den birkaç adım uzaklaştım.

"Dersten kovuldum,"dedi Justin basitçe omuz silkip.

Tam karşımızda duran öğretmen bakışlarını bana doğrulttu. "Peki sen?"

"Bir dosya götürmüştüm, şimdi sınıfıma geri döneceğim."

"Çabuk ol o zaman," dedi ve gitmem için işaret etti. Justin'e baktı. "Sende spor salonuna in, madem dersten atıldın gidip taşınacak sıraları taşı."

"Pekala," dedi Justin hiç karşı çıkmadan ve ikimizde aynı anda hareket edecekken öğretmen elini kaldırıp onu durdurdu.

"Kız önce gitsin," dedi kim olduğunu bilmediğim sinir bozucu öğretmen. "Sen de diğer merdivenden in." 

"Ciddi misiniz?" dedi Justin sanki bu durduk yere hamallık yapmaya gönderilmesinden daha kötüymüş gibi.

"Evet." Kadının gitmemi belirten hareketiyle Justin'e son kez baktım ve arkamı dönüp merdivenlere ilerledim. 


üf çok sıkıldım bu mutluluktan

Screenshot Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt