The Love You Have In You

Chapter 7

Herkes sesin geldiği yere döndüğünde ben de başımı kaldırıp yanımızdaki ufak masaya bakmıştım.

Bütün köleler biraz önceki şekilde duruyordu. Hangi bardağın düştüğünü anlamak için masaya baktıysam da anlayamamıştım. Servis tabakaları, mezeler ve salatalar küçük masayı doldurmuştu.

''Ayağa kalk!'' Koca salonda yankılanan ses masadaki birkaç kişinin ürkmesine neden olmuştu.

Amcam yavaş hareketlerle sandalyesini geri çekti, masadan destek alarak ayağa kalktı. ''Kim yaptıysa ayağa kalksın!'' dedi, sesi öylesine sert ve şiddetli çıkıyordu ki hizmetliler oldukları yerden bir adım geri çekilip küçük masayı bütün gözlerin odak noktası haline getirmişlerdi.

Kölelerin hepsi korku dolu gözlerle birbirlerine bakıyorlardı. Brian'a baktığımda ise ifadesiz bir suratla bir süre çaprazında oturan kızı izlediğini gördüm. Kız ellerini kucağında birleştirmiş ve başını aşağı eğmişti. Zayıf sırtının hızlı iniş kalkışından ne kadar ürktüğünü anlayabiliyordunuz.

''Bir kez daha söylemeyeceğim!''

Aniden masada bir hareketlenme oldu. Ben kızın ayağa kalkmasını beklerken Brian elinde tuttuğu çatalı sert bir şekilde tabağın içine bırakmış ve hızlı bir hareketle ayağa kalkmıştı.

Doğrudan amcamın gözlerinin içine bakıyordu. Duruşu dik, yüzü biraz önceki gibi, ifadesizdi.

''Demek sen yaptın.'' Bir adım atıp Brian'a yaklaşmıştı. ''Yeni bir erkek köle ha? '' Tek kaşını kaldırmış, karşısındaki köleyi dikkatle inceliyordu. ''Ev işlerinde başarılı olduğunu duydum. Bunun için alındın öyle değil mi? ''

Biran'ın kölem olarak tanıtılmasının tek yolu vardı. Babam, erkek kölelerin ev işlerinde daha iyi olduğunu ve seksüel açıdan da tatmine gerek duymadığımızı söyleyecekti. Başlarda bu fikre her ne kadar karşı çıksalar da sonunda kabul etmişlerdi.

''Cevap ver!''

Brian'ın çenesinin kasılmasından sinirlendiğini anlamıştım. Sadece, saçma bir hareket yapmayacağını umdum.

Sesi amcamınkini aratmayacak kadar gür ve net çıkmıştı. ''Evet.'' demişti. ''Bunun için alındım.''

''İki.'' Yanımdaki, adını hatırlayamadığım kadının fısıldadığını duydum.

Amcamın dudakları yukarı kıvrılırken ''Demek yatağı ısıtma konusunda tecrübeli değilsin.'' dedi. Keyfi yerine gelmiş olmalıydı, sesi samimiyetsiz de olsa neşeli çıkıyordu. ''En son ne zaman biriyle birlikte oldun, güzel oğlan? ''

Herkes pür dikkat olacakları izlerken ben de gözlerimi kırpmadan Brian'ın hareketlerini inceliyordum. Duyduklarından sonra, biraz önceki ifadesiz yüzü gitmiş, yerine samimi olmadığı açıkça belli olan gülümsemesi gelmişti. Bu Brian'da daha önce görmediğim bir ifadeydi.

''Söylesene-'' dedi yerinden hala kıpırdamamışken. ''kimi siktiğim neden bu kadar umurunda?''

''Üç, Tanrım.'' Yanımdaki kadın tekrar fısıldadığında ona döndüm.

''Sen neyden bahsediyorsun?''

Kadın hala karşısına bakarken ''Üç oldu.'' dedi. ''Ceza alacak.''

Daha ne olduğunu anlayamadan amcam, Brian'ı arkasındaki duvara yaslamış, üzerindeki gömleğinin yakalarını sıkıyordu. ''Sen-'' dedi dişlerini sıkarken. ''Ne bok yediğinin farkında değilsin.''

Geri çekilip Brian'a sert bir yumruk geçirdiğinde oturduğum sandalyeden hızla kalkmıştım ancak yanımda oturan babam beni kolumdan tutmuş ve gitmeme engel olmuştu. ''Sen karışma.''